Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

“Ekmek elin, su gölün, odun Abant’ın”

“Ekmek elin, su gölün, odun Abant’ın”

TARİHE YOLCULUK (69)

“Ekmek elin, su gölün, odun Abant’ın”

 

  • Boluluların güzel bir sözü var; “Ekmek elin, su gölün, odun Abant’ın” diye. Ekmek onların, odun da Âbâd’ın olsun. Çevreye ve bölgeye hayat veren göllerdeki su yeter ki bizim olsun.

 

Köroğlu’nun dediği gibi “Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır/ At kişnemesinden kargı sesinden/ Dağlar seda verip seslenmelidir” diyeceğim ama; otobüsümüz, Yedigöllere doğru seyir halindeyken Bayraklı Tepe’de on beş dakika çay molası veriyor.

Ay yıldızlı bayrağımızı görünce gözümüz gönlümüz hemen açılıveriyor.  Tepeye tırmanıyorum. Aman Allah’ım! O ne harikulâde bir manzara… Yeşilin bütün tonları göz bebeklerimde renk cümbüşüne dönüşerek âdeta uçuşuyor! Nereye ve hangi tarafa bakacağımı şaşırıyorum! Çünkü önüm arkam, sağım solum yeşile bürünmüş vaziyette öylece bana bakıyorlar. Bakışlarımı yeşillikten al renkli bayrağımıza kaydırdığımda, aklıma hemen “Vatan bir milletin evidir” sözü geliyor.

Bu yemyeşil evi bize armağan edenlere sonsuz teşekkür ediyorum.

Vatan için yaşamak, vatanın ilerlemesine ve yücelmesine çalışmak da vatan için ölmek kadar şerefli değil midir? Türkiye benim vatanım. Vatanımızın her bir karış yerini gezerken o toprağa, o dağlara, o tepelere, ağaçlara, böcek ve çiçeklere el sürerek, dokunarak ve kanımızı akıtarak iz bırakmak da bu yurdu sevmek demektir. Şair ne de güzel söylemiş:; “Dedem koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak, neler yapmış bu millet, en yakın tarihe bir sor bak.”

Gezi boyunca ben her tepeye çıktığımda; “Allahuekber” diye avazım çıktığı kadar ve gür bir sesle TEKBİR getiriyorum. Karşıki dağlardan aynı ses yankılanıyor: “Allahû Ekber”.

Bütün bu güzellikler karşısında “Sübhanallah” demekten kendimi alamıyorum.

Otobüs şoförümüz Bozkırlı Mehmet, Hadim yolu gibi kıvrım kıvrım ve diğer tarafı uçurum olan dar yollardan bizi gayet ustaca aşırıp Kapankaya Tepesi’ne geldiğimizde, belediyede görevli ve insan halinden anlayan mihmandarımız Muzaffer Bey, “Seyir Terasına çıkarak oradan Yedigöller ile Bolu dağlarının uzaktan seyrine doyamayacaksınız” diyor. Seyir terasından Yedigöller ve önümüzde sıralanmış Bolu dağları o kadar güzel görünüyor ki. Dünyanın kazıkları olan bu dağlar insanoğluna o kadar çok faydası var. Hele tepelerinden karın hiç eksik olmadığı başı dumanlı o yüksek dağlar insanı devamlı düşündürmüştür. O yüce dağlar tepelerindeki karlar eridiğinde eteklerine varıncaya dek üzerinde ne varsa, kuş, böcek, hayvan, bitki, dere, çay, ırmak, ekin, tarla, çayır çimen herşeyi besliyor, koruyor, kolluyor ve onlara sahip çıkıyor. “Karı” kelimesi de buradan geliyor. Kocasının hak ve hukukunu koruyan, onu besleyen, neşelendiren, çoluk çocuğuna bakan ve onları emziren karı değil mi?.. “Karı-Koca” kelimeleri aslında çok kıymetli sözcükler. Anadolu’da söylene gelen “Karıkoca dini”, “Karıkoca ilacı” tabirleri de bir o kadar bize samimidir.

Bolulular, “Ekmek elin, su gölün, odun Abant’ın” demişler.

Yedigöller’deki suları, çağlayanları, gökyüzünü kapatan ağaçları görmeye o kadar can atıyorum ki, bilemezsiniz!

 

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI

1965 yılında milli park olarak korumaya alınan 2019 hektar büyüklüğündeki Yedigöller Havzasına geldiğimizde; Yedigöller Milli Parkı ücret tarifesi tabelası dikkatimi çekti. Yedigölü gezmenin bedava olmadığını ve her şahıstan 4 lira alındığını gördük. Tarifeye göre motorlu bisikletlerden 8 lira, otomobilden 12 lira, otobüslerden 96 lira giriş ücreti alınıyor. Fotoğraf çekmek istiyorsanız 125 lira ödemek zorundasınız. Film ve klip çekimi ise 1250 lira.

Yâni Yedigölleri “bedava mı sandın, para verip gördüm” diyeceğim lâkin, Bolu belediyesinin konukları olarak bu gölleri bedava gezmek de herkese nasip olmuyor.

 

Böylesine bir tabiat harikasını görmek için para harcamaya da değer doğrusu.

20170730_111041.jpg20170730_121142.jpg

 

YARIN: Büyüğü,  Küçüğü, Serini, Derini,  Sazlısı, Nazlısı ve İncesiyle Bolu gölleri…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR