Hasan Durucan

Hasan Durucan

GÖZ'DEN DÜŞTÜLER

GÖZ'DEN DÜŞTÜLER

Teşbihde hata olmasın ama bugün size "Sarı Öküz" hikayesini anlatacağım. Ormanın birinde, aslanlar toplanmış. "Yahu, hesapta kralız, açlıktan öleceğiz birader. Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor; fillere saldırsak, fazla büyük, ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor, balık yakalayacak halimiz de yok. Peki ne yapsak?" Bir tanesi "En iyisi, öküzlere saldıralım" demiş. "İri yarı görünüyorlar ama ne pençeleri var, ne dişleri diş. Tam dişimize göre!" Olur mu? Olur. Ama evdeki hesap çarşıya uymamış; öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer, organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış. Aslanlar aç bilaç. Ne yapsak derken, sonunda Tilki'ye danışalım demişler. Tilki "Kolay" demiş; "Beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın, işinizi halledeyim." Kabul etmişler. Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş, "saygıdeğer öküzler" demiş. "Aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar. Ama; şu aranızdaki sarı öküz var ya sarı öküz, işte sorun o! Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü, kurtulun kardeşim ve huzur içinde yaşayın. Öküz heyeti düşünmüş taşınmış, "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın." mantığıyla verivermişler sarı öküzü; aslanlar da afiyetle yemiş. Bir gün, iki gün derken tilki yine gelmiş. "Bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu yaşıyorsunuz" demiş ve eklemiş: "Ama şu benekli öküz var ya benekli öküz, o burada olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş, canları çekiyor, verin kurtulun!" Öküz heyeti düşünmüş, "Otlağın selameti için" teslim etmiş benekli öküzü. Üç gün, dört gün ve tilki yine gelmiş. Kuyruğu uzun olanı, burnu beyaz olanı, tombul olanı bu şekilde tek tek alıp, gitmiş. Otlak seyrelmiş, Aslanlar semirmiş. Bir gün tilki gelmemiş. Gerek kalmamış çünkü; direkt aslan gelmiş. "Hanginizi istiyorsam, canım hanginizi çekiyorsa, onu vereceksiniz, adamı hasta etmeyin" demiş. Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler, "Biz en başta o sarı öküzü vermeyecektik." demiş ama iş işten geçmiş.

**

Başımıza ne geldiyse Aykut Kocaman'ı gönderdikten sonra geldi. Haksız bazı yaptırımlarla taraftar yıpratıldı, takımdan uzak tutuldu. Scout ekibinin aldığı oyuncularla bilinçsiz bir transfer politikası izlendi ve şuan ligin en az gol atan takımı haline gelerek düşme potasındayız. Beceriksiz bir yönetim ve vakti zamanında kulübün başkanı tarafından yapılan talihsiz açıklamaların yanısıra hakem hataları da camia üzerinde oldukça baskı kurdu. Yani hem kendi kendimizi yedik, hemde bizi yediler. İrili ufaklı bunca olayın üzerine dün İzmir'de yaşanan skandal da yenilir yutulur gibi değil. Bir insanın diniyle dalga geçmek kimin haddineydi ki Göztepelilerin haddine olsun. Ki elhamdülillah hepimiz müslümanız. En azından ben öyle olduğunu biliyordum. Ve dün Konyaspor kaybetmedi. Asıl kaybeden ülke futbolu oldu. Kurt kışı geçirirmiş ama yediği ayazı unutmazmış. Bizde bize yapılan bu büyük ayıbı unutmayacağız. Keşke sadece Göz'den (!) düştüğünüzle kalsaydınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Durucan Arşivi
SON YAZILAR