Konya İyi Bir Sınav Vermedi
Sosyal medyada bir arkadaşın paylaşımından Prof. Dr. Mehmet Okuyan’ın 14/04/2019 günü Konya’da “Kur’an ve Hayat” konulu bir konferans vereceğini okudum. Nasip olup konferansa gidemedim. Gidemedim ama sonradan duydum ki konferansın veya Mehmet Okuyan’ın veya onu dinlemeye gidenlerin başına gelmeyen kalmamış. Çünkü konferansın yapılmaması için ne yapılması gerekiyorsa o yapılmış.
Konferansı, adını ilk defa duyduğum Ahde Vefa Turan Birliği organize etmiş. Konferans yeri olarak önce Konya Ticaret Odasının konferans salonu ayarlanmış. KTO, tadilat yapılacağını gerekçe göstererek salonu vermekten kaçınmış. Bunun üzerine konferansın Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği salonunda yapılacağı duyurulmuş. Her ne hikmetse daha önce oluru verilen bu salon da KONESOB tarafından yine bir gerekçe ileri sürülerek iptal edilmiş. Ardından Okuyan ve onu dinlemek isteyenler soluğu Konya Selçuk Oteli konferans salonunda almışlar. Dinleyicilerin çoğunun ayakta dinlediği konferans adı geçen otelde nihayet yapılmış, yani maksat hasıl olmuş.
Salonu veren kurumlar sonradan ne hikmetse verdikleri salonu vermekten imtina etmişler. Edindiğim intibaa göre Mehmet Okuyan’ın konferans vermemesi için bir grup sosyal medya üzerinden bir baskı uygulamış. Anlaşılan bu baskılara boyun eğilmiş olmalı ki “tamam” denilen salonlar bir bir iptal edilmiş.
Kimdir Mehmet Okuyan? Vebalı biri midir? Sapık düşüncelere mi sahip? Hırlı mı, hırsız mı? Sahasında yeterli olmayan, konferans vermeye ehil olmayan bir din bezirganı mı? İnsanlara zehir mi saçıyor? Soruları çoğaltabiliriz. Bu sorulara bakış açınıza göre evet de diyebilirsiniz, hayır da. Hakkında hangi kanaate sahip olursanız olun, saygı duyarım. Saygı duymadığım tek nokta bir insanın düşünce ve kanaatlerini ifade etme hürriyetine engel olunmak istenmesi.
Hafta sonu konuşması engellenmek istenen kişi, halen OMÜ İlahiyat Fakültesinde Tefsir Ana Bilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapan resmi bir akademisyen. Kendisini Kur’an’a adamış, onunla hemhal olan, sahasında onlarca kitaba imza atmış, zaman zaman televizyonlara çıkan, fırsat buldukça değişik şehirlerimizde Kur’an üzerine konferans veren biri. Görüşlerine katılır veya katılmazsınız, sapıkça da bulabilirsiniz. Konuşturmamak neyin nesi? Bunu bize Kur’an mı emrediyor, Peygamberimiz “Vurun, konuşturmayın” mı diyor? Farz edin ki Okuyan tehlikeli biri, zehir saçıyor, konuşturulmaması lazım. Salon vermemek suretiyle Sayın Okuyan’ın düşünceleri kendine mi kalıyor? Adam akşam-sabah televizyonlarda konuşuyor. Fakültesinde her yıl yüzlerce öğrencinin dersine girerek onlara başta tefsir olmak üzere düşüncelerini anlatıyor. Hiçbir seçeneği olmasa bile oturduğu yerden konuşmasını videoya çekip tüm dünyaya servis edebiliyor. Durum bu iken elimizdeki yetkileri kullanarak salon vermemek de neyin nesi? Ne olur, kafamızı kumdan çıkaralım artık…
Burada niyetim Okuyan’ı savunmak veya yermek değil. Zaten onun savunulmaya veya yerilmeye ihtiyacı yok. İstiyorum ki düşünce ve kanaatlere sekte vurulmasın. Hoşgörünün en güzel örnekliğini verelim. Sanırım Okuyan üzerinden yapılan tartışma, Sayın Okuyan’ın belli bir el tarafından hadis düşmanı ve hadis inkarcısı olarak gösterilmesidir. Bildiğim kadarıyla Okuyan hadis inkarcısı falan değil. Hadislere bakış açısı itikatta mezhep imamımız Maturidi’den ve amelde mezhep imamımız İmamı Azam Ebu Hanife’den farklı değil. Hadislerle amel etmek için hadisleri Kur’an kıstasıyla değerlendiren biri hatta hadisler konusunda toptancı yaklaşıma karşı olduğunu “Ne süpürüp alalım ne de süpürüp atalım” diyen birisi. Yani hadis inkarcısı falan değil. Hadislere bakış açısı bu iken adamı hadis inkarcısı olarak lanse etmek zinhar iftiradır. Müslüman’a yakışmaz. Sayın Okuyan’ın bu bakış açısını beğenmeme hakkında sahip herkes. Hatta gidip kapısını çalıp “Niye böyle düşünüyorsun? Senin bu bakış açın Kur’an ve sünnetin şu delillerine aykırıdır” demek varken konuşmasını engellemenin izahını anlamakta zorlanıyorum. Farklı fikirden korkmamak gerektiğini, her fikrin düşüncesini şiddet ve baskıya başvurmadan ifade etmesi gerektiğini biz ne zaman öğreneceğiz? Şunu unutmayalım ki farklı fikirlere kapalı olmak ön yargının, örümcek kafalı olmanın bir sonucudur. Allah en azılı düşman Firavun’un görüşlerine bile Kur’an’da yer verirken bize ne oluyor ki kendi insanımıza mobbing uyguluyoruz?
Hasılı içinde yaşadığım şehir Konya, Mehmet Okuyan üzerinden maalesef iyi bir sınav vermemiştir. Vesselam!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Konya ya yakışmış bu adama salon vermeyen Kurumları tebrik ediyorum. peygamberin sünnetlerini hafife alan tahrif etmeye çalışan yaratığa müsamaha gösterilmediği için Allah onlardan razı olsun.Bu adam Mustafa islamoğlunun tayfalarından Yaşar Nurinin fikirlerini savunan birisi.Sayın yazar kendi adına yazabilirsin Konyalı adına yazma hakkına sahip degilsin.
Yanıtla (1) (4)Sayın Milli Görüşçü kardeşim! Sayın Okuyan’a salon vermeyen kurumları tebrik etme hakkın olduğu kadar benim de eleştirme hakkım var. “Konya İyi Bir Sınav Vermedi” derken elbette önce verdikleri salonları ardından iptal eden kurumları eleştiriyorum. Bu olayın hoşgörü şehri olarak nam salmış tüm Konya’ya mal edilmesi düşünülemez. Olay Konya’da geçtiği için Konya’ya yakışmadı dedim. Elbette tüm Konya ve Konyalı adına söz söyleme hakkına sahip değilim. Zira kastettiğim de tüm Konyalılar değil. Nitekim aynı Konyalılardan iki tanesi salonlarını iptal ederken bir üçüncüsü salonunu vermiş.
Yanıtla (2) (1)Ben burada bir değerlendirmede bulundum. Değerlendirmem de kendimi bağlar. Bu şekil yazım şeklinin Türkçe ve edebiyatımızda yeri vardır. Yazımın içeriğini iyi okuduysanız tüm Konyalıları kastettiğim anlamı çıkmaz. Ayrıca Konya ve Konyalılar adına söz söylemek için ne ben Konyalılardan yetki istedim ne de onlar verdi.
Gelelim size… Milli Görüşçü mahlasını kullanıyorsunuz. Malumunuz Milli Görüşçülük geniş bir camiayı kapsar. Sizin bu müstear isimle yazdığınız yorumlar da Milli Görüşçüleri bağlamaz. Bir camiayı temsil eden bir unvanla yorum yapma hakkını kendinizde buluyorsunuz da ben Barbaros ulu olarak bir olayı irdeleme hakkım olamaz mı?
Bir diğer konu. Niyetim Okuyan’ı savunmak veya onu eleştirmek değildi yazımın konusu. Belirttiğiniz gibi Okuyan, sünneti hafife alan biri falan değil, bir şeyleri tahrif etmeye de çalışmıyor. İfade ve fikir özgürlüğü çerçevesinde konuşmasını yapabilmeliydi diyorum. Farz edelim ki Okuyan sünneti ve hadisi inkar eden sapık biri. Hatta Kur’an-ı da inkar eden biri olabilir. Hakaret etmeden yine konuşabilmeliydi. Ki Allah insanlara inanma ve inanmama hürriyeti vermiş. İnsanları saptırma görevi alan İblis kıyamete kadar Allah’ın iyi kullarını saptırmayı kendine görev edinmiş. Allah da ona bu görevi vermiş. Kur’an’da Allah’ın görüşüne yer verdiği Firavun “Ben sizin en büyük Rabbinizim” demesine rağmen Allah Musa ve Harun’u Firavun’a göndererek onunla mücadele etmelerini istemiş ve ona karşı yumuşak, tatlı ve kavli leyin olun buyurmuştur. Sayın Okuyan ve onun fikirleriyle sorunu olanlar için şunu demek istiyorum: Okuyan ile mücadele etmenin yolu ona salon vermemek değil. Hakaret etmeden, töhmet altında bırakmadan onunla fikir bazında tartışmaktır. Bu yapılmadan kaba kuvvete başvurarak konuşmasının engellenmeye çalışılması Okuyan’ı daha da büyütür ve meşhur eder. Ki Konya’da 800-1000 kişiye yapacağı konuşma bu yapılanlardan dolayı geniş kitlelere ulaşmış oldu.
Bir diğer konu, haydi Okuyan gibilerine salon vermeyelim. Yahu kardeşim bu kişi üniversitede öğretim görevlisi. Yılda yüzlerce öğrenciye ders veriyor. Yetiştirdiği öğrenciler Türkiye’nin her bir yerinde öğretmen, müftü veya vaiz olarak görev yapacaklar. Şayet bu adam tehlikeli biri ise bu adamın en büyük tehlikesi salon konuşması mı yoksa öğrenci yetiştirmesi mi? Bir diğer husus o kadar TV kanalına çıkıp fikirlerini açıkça söylüyor. Bir salonda dinleyenden öte milyonlar onu dinleme imkanına sahip oluyor. Hasılı Okuyan ile mücadele yolu bu değil. Karşısına tezlerine karşı antitezle çıkmaktır.
milli görüşcü Allah rızası için bir Kuranı Kerimi oku.. şimdi oku deyincede hergün hatim indiğini söyleyecek de kasdım arabca biliyorsan orijinal dilinde bilmiyorsan anladığın dilde okuda bir anla Kuranla bir tanış.. Sn Ocaktan hadis diye yutturulan bir sürü Tevrat ve İncil rivayetlerine dikkat çekiyor.. Tabi cennete şeyhin eteğine tutunarak veya kibrit kutusunun için de girilmeyeceğini söyleyince abdestler kaçıyor. Tabii onlar da bir yere götürür de nereye bilmem Rabbim bizleri Kuranında vadettiği Cennetine koysun..
Yanıtla (2) (0)el insaf adam hangi hadisi hafife almış ki ... sadece sana hadis diye yutturulan afyonları patlatmaya çalışıyor... senin ne kadar hadis ve tefsir ilmin var ki cidden merak ediyorum.. bir de milli görüşcü diye istiare isim kullanıyorsun . önce ismini açıkla kendini ortaya koy sonra konuşalım..
Yanıtla (1) (0)Gayet doğal abi. Mehmet Okuyan insanları Kurun'a çağıran biri değil de Mevlanaya, Falan hazrete, Filan alimciğe çağıran, yanmaz kefen satan, sırlı dualar kitabı satan, insan Allah'tır diyen, falan şeyhin dizinden ayrılmayın sizi cennete götürecek diyen biri olsaydı tüm salonlar tüm kapılar ardına kadar açılırdı.
Yanıtla (3) (0)Doğru etliye, sütlüye karışmasaydı, nabza göre şerbet veren biri olsaydı el üstünde tutulurdu. Eyvallah Murat Bey!
Yanıtla (1) (0)eyvallah murat bey.. birileri yakmayan kefen, takunya satmaya gelseydi, veya islam dini diye bozulmuş incil tevrat alıntılarını satmaya gelseydi, kendi bahçeleri gibi cennetler bahşedenler gelseydi mekanlar açılırdı herhalde.. her iki stk yönetimine de sitem ediyorum.. her iki yönetimden de karar değişikliğinin sebeblerini vicdanlıca açıklamaya davet ediyorum.. İnsanlar Kuranın konuşulmasından niçin ürkerler ki! evet sermayeleri kayboluyor...
Yanıtla (2) (0)Yapılan terbiyesizliktir. Ve bu terbiyesizliğin yapıldığı şehrinde Konya olması şaşırtmamıştır.
Yanıtla (1) (0)Tarık Bey! Dediğiniz gibi yapılan hoş değil. Ama tüm Konya bunlardan ibaret değil. Gençliğimden beri Konya nicelerine ev sahipliği yapmıştır. Provokatörlere dikkat etmek, olayı kaşımak isteyenlere dikkat etmek lazım.
Yanıtla (1) (0)bu şehri birileri parsel parsel tapulamış her stk kendi babasının çiftliği gibi çalışıyor siyaset bunlara destek veriyor doğal olarak aykırı ses gelince başına gelmeyen kalmıyor.İşin acı yanı konyalı görmüyor duymuyor konuşmuyor.Üç kuruş dünyalık için bu talana sessiz kalıyor.
Yanıtla (4) (0)Maalesef Ömer Bey! herkesi, her kurumu töhmet altında bırakmıyorum ama yaptığımız hoşgörü şehrine yakışmadı. Aykırı seslerin de söz söyleme hakkı var.
Yanıtla (1) (0)sayın yazara katılıyorum
Yanıtla (2) (0)Eyvallah Nuh Bey! teşekkür ediyorum.
Yanıtla (1) (0)