Mehmet Bülent Paköz
Mobbing
Kendine şu soruyu hiç sordun mu:
Gerçekten güvende misin?
“Mobbing” deyince aklına hemen başkaları geliyor olabilir. Patronlar, yöneticiler, güç sahipleri… Peki ya sen? Hiç payın yok mu bu hikâyede?
Sözlükte mobbing, iş hayatında psikolojik baskı olarak tanımlanır. Ama sen de biliyorsun ki mesele artık iş yerlerinden ibaret değil. Mobbing; okulda, sokakta, sosyal çevrede, hatta aile içinde sessizce dolaşıyor. Güç kimdeyse, baskı da orada başlıyor. Yaş küçülüyor, vicdan daralıyor.
Haklı olduğu hâlde susmak zorunda kalan biriyle karşılaştığında ne yapıyorsun?
Liyakatli olduğu için dışlanan birini gördüğünde gerçekten üzülüyor musun, yoksa “bana dokunmadığı sürece” deyip geçiyor musun?
Ya da mobbing yapmak için fırsat mı bekliyorsun.
Çünkü mobbing sadece yapanların işi değil.
Görüp sustuğunda, yüzünü çevirdiğinde, sessizliği seçtiğinde sen de bu düzenin parçası oluyorsun.
Belki sen kimseyi aşağılamıyorsun.
Ama emeği yok sayılan birine ses çıkarmıyorsun.
Belki sen bağırmıyorsun.
Ama haksızlığa uğrayanın yanında da durmuyorsun.
Mobbing tam olarak burada başlıyor.
Yeteneğin değersizleştiği, bilginin rahatsızlık verdiği, liyakatin tehdit sayıldığı her yerde…
Gücü yetenin, gücünü göstermekten çekinmediği her ortamda…
Bak, mesele sadece unvan değil.
Duruşun, bakışın, sessizliğin de bir güç gösterisi olabilir.
Bazen dışlamak için tek kelime etmemek yeterlidir.
Kendine dürüst ol:
Hiç “o olmasın da kim olursa olsun” dediğin olmadı mı?
Hiç birinin başarısı seni huzursuz etmedi mi?
Eğer ediyorsa, mobbing sandığından daha yakında.
Mobbing;
- Bir insanın haklı olduğu hâlde hakkını arayamamasıdır.
- Liyakatli olduğu hâlde kendini ifade etmesinin engellenmesidir.
- Başına bir şey gelmemesi için susmaya, yapmaması gerekeni yapmaya zorlanmasıdır.
- İltifata mazhar olması gerekirken dışlanmasıdır.
- Emeğine saygı duyulması gerekirken görmezden gelinmesidir.
- “Bana değmeyen yılan bin yaşasın” anlayışının hâkim olmasıdır.
- Yeteneklere ihtiyaç duyulmayan bir dünyada hayatın renksizleşmesidir.
- Bilgeliğin ve donanımın anlamsızlaşmasıdır.
- Yetkisini kötüye kullananların el birliğiyle gününü gün etmesidir.
- Liyakatsizliğin hüküm sürmesi, adaletin yok sayılması, kardeşliğin ise tükenmesidir.
- Görevi hak edenlerin, görevi başındaki liyakatsizleri tedirgin etmesidir.
- Saygı duymadığı kişilerden, kendilerine saygı beklenmesidir.
- Gücü yetenin, gücünü kötüye kullanmaktan hicap duymamasıdır.
- Çoğunluğun, azınlığa karşı psikolojik ya da güç gösterisidir.
- Aynı topluluktan olanların, kendilerinden olmayanlara şans tanımamasıdır.
- “Bizden olan” dururken, daha dürüst olanın tercih edilmemesidir.
Ve benzeri, vesaire…
Sonuç şu:
Mobbing, bu işten zevk alan insanın değil; susarak çoğalanların eseridir.
İnancımız gereği “biz” olmamız gerekirken, üstünlük kurmak istediklerimizin “kardeşimiz” olduğunu görmek yerine “ikiliğe” düşerek inancımızın geldiği dip seviyedir.
Bir olmak zor iştir. Adil olmak cesaret ister. Liyakati savunmak bedel gerektirir.
Ama başka bir yol yok.
Her geceyi Kadir, her gördüğünü Hızır bilmediğin sürece;
Gücü değil hakkı, menfaati değil adaleti seçmediğin sürece;
Mobbing, senin sessizliğinden güç almaya devam edecek.
Sevgi, saygı ve hürmetimle...
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.