Abdurrahman Hakan Pakiş
Zamanlar İçinde Mukaddes Zamanlar
Bismillah.
Elhamdülillah, vessalâtü vesselâmü alâ Resûlillah.
Allah Teâlâ, yarattığı her şeyi bir ölçü, hikmet ve denge üzere yaratmıştır. Mekânlar içinde mukaddes mekânlar, insanlar içinde seçkin kullar, zamanlar içinde ise mübarek ve faziletli vakitler vardır. Bu, ilâhî rahmetin kullarına bir ikramı, bir lütfu ve aynı zamanda bir pişmanlık olabilir. Çünkü mukaddes zamanlar, gafletle geçirenler için bir kayıp; idrak ederek değerlendirenler için ise büyük kazanç vesileleridir.
İşte Recep, Şaban ve Ramazan ayları, zamanlar içinde seçilmiş, rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı, ilâhî ikramların arttığı mübarek zaman dilimleridir. Dinimizce bu üç ayın önemi ve değeri pek büyüktür. Sevgili Peygamberimiz [sallallahu aleyhi vesellem], bu ayların faziletine dikkat çekmiş ve ümmetine şu dua ile yol göstermiştir:
“Allah’ım, Recep ve Şaban’ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan’a ulaştır.” (Süyûtî, Câmiü’s-Sağîr, nr. 6678).
Bu dua, üç ayların sadece takvimsel bir geçiş olmadığını; bilakis manevî bir yolculuk, bir hazırlık ve arınma süreci olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Üç Ayların Gelişiyle Değişen Ruh Hâli
Üç ayların girmesiyle birlikte Müslümanların gönüllerini bambaşka bir hava kaplar. Camiler daha fazla dolmaya başlar, ibadetlerde bir artış hissedilir, dualar çoğalır, kalpler yumuşar. Çünkü bu aylar, ilâhî rahmetin fazlalaştığı, bağışlanma kapılarının ardına kadar açıldığı müstesna zamanlardır.
Diğer vakitlerde yapılan iyilik ve ibadetlere verilen sevaplar, Recep, Şaban ve Ramazan aylarında gittikçe yükselen bir oranda, kat kat fazla olur. Kulun küçük gördüğü bir amel, bu mübarek zamanlarda büyük ecirlere dönüşebilir. Bu da Allah Teâlâ’nın kullarına olan merhametinin ve ikramının açık bir göstergesidir.
Mübarek Gecelerle Taçlanan Aylar
Üç ayları kıymetli kılan hususlardan biri de, beş mübarek geceden dördünün bu aylar içinde yer almasıdır. Bu geceler, rahmetin yoğunlaştığı, duaların geri çevrilmediği, tövbelerin kabulüne daha çok vesile olan özel zamanlardır.
- Regaib Gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesine,
- Miraç Gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gecesine,
- Berat Gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesine,
- Kadir Gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlamaktadır.
Bu geceler, müminin hayatında birer durak, birer tefekkür ve muhasebe anıdır. Kul, bu gecelerde geçmişini gözden geçirir, hataları için tövbe eder ve geleceğini daha salih bir istikamete yönlendirme fırsatı bulur.
“Recep Allah’ın Ayıdır, Şaban Benim Ayımdır, Ramazan Ümmetimin Ayıdır.”
Peygamber Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem], üç ayların manevî mahiyetini şu mübarek sözleriyle özetlemiştir:
“Recep Allah’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır.” (Süyûtî, Câmiü’s-Sağîr, nr. 4411).
Bu hadis-i şerif, üç ayların her birine yüklenen derin manayı açıkça ortaya koymaktadır.
a. Recep: Allah’ın Ayı
Recep, Allah Teâlâ’nın ayıdır. Çünkü bu ay, haram aylardan biridir. Cahiliye devrinde dahi insanlar, Recep ayında Allah’ın emirlerine hürmeten savaşı bırakır, kötülüklerden uzak durmaya çalışırlardı. Bu durum, Recep ayının fıtraten bir saygı ve sakınma ayı olduğunu göstermektedir.
Bazı ayların Allah Teâlâ’ya nispet edilmesi, onların özel şereflerine ve faziletlerine işaret eder. Recep ayı, kulun günahlardan uzaklaşmaya niyet ettiği, tövbe kapısını aralamaya başladığı bir hazırlık ayıdır.
b. Şaban: Peygamberimizin Ayı
Şaban ayı, Fahr-i kâinat Efendimiz’in [sallallahu aleyhi vesellem] ayı olarak anılmıştır. Çünkü Şaban, risalet ayı olan Ramazan’ın hemen öncesinde yer alır. İlk vahyin indirildiği Ramazan ayına bir mukaddime olması sebebiyle, Şaban ayı Efendimizin ayı sayılmıştır.
Resûlullah, Şaban ayında ibadetlerini artırır, özellikle nafile oruçlara büyük önem verirdi. Bu da ümmetine, Ramazan’a ruhen ve bedenen hazırlanmanın önemini öğretmektedir.
c. Ramazan: Ümmetin Ayı
Ramazan ayı ise af, mağfiret ve kurtuluş ayıdır. Oruç ibadetiyle nefis terbiye edilir, Kur’an ile gönüller nurlanır, zekât ve sadakalarla toplumsal dayanışma güçlenir. Bu yönüyle Ramazan, ümmetin tamamını kuşatan bir rahmet mevsimidir.
Üç Aylar: Manevî Kazancın Katlandığı Zamanlar
Üç aylara “çok sevaplı ibadet ayları” diyen Said Nursî [rahmetullahi aleyh], bu zamanların faziletini şu sözlerle ifade eder:
“Her bir hasenenin (iyiliğin ve ibadetin) sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerif’te yüzü geçer, Şaban-ı Muazzam’da üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarek’te bine çıkar, cuma gecelerinde de binlere ve Leyle-i Kadir’de (Kadir Gecesi’nde) otuz bine çıkar.” (bkz. Şualar, On Dördüncü Şua)
Bu ifadeler, üç ayların sıradan zamanlar olmadığını; aksine manevî kazancın katlandığı, küçük amellerin büyük ecirlere dönüştüğü özel zamanlar olduğunu göstermektedir.
Zünnûn-i Mısrî (kuddise sirruh) ise üç ayları şu hikmetli sözlerle tasvir eder:
“Recep ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan ise hasat ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer, ne yaparsa onun karşılığını bulur. Bir kimse ekimi bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olanlardan olur.”
Bu sözler, müminin bu ayları bilinçli ve planlı bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Tövbe ve Salih Amellere Sarılma Zamanı
Recep, Şaban ve Ramazan aylarını bir fırsat bilerek büyük kazanımlar elde etmeye çalışmak gerekir. Bunun için öncelikle tövbeye sarılmalı, günahlardan samimi bir şekilde dönmeye niyet edilmelidir. Namazlara daha fazla hassasiyet gösterilmeli, varsa namaz ve oruç kazaları telafi edilmeye çalışılmalıdır.
Pazartesi ve perşembe günleri nafile oruçlara gayret edilmeli, Kur’an-ı Kerim okuma alışkanlığı artırılmalı, sadaka ve hayır işleri çoğaltılmalıdır. Çünkü bu aylar, kalbin yumuşadığı, vicdanın harekete geçtiği, insanın kendisiyle yüzleştiği zamanlardır.
Eğer Recep ve Şaban ayları hakkıyla değerlendirilir, tövbe kapısı aşındırılırsa; Ramazan’da zirveye ulaşacak olan ilâhî ikramların muhatabı olmak mümkündür. Aksi hâlde, bu mübarek zamanlar fark edilmeden geçip gidebilir.
İlâhî Davete Kulak Vermek!
Üç aylar, her yıl mümine yeniden sunulan bir rahmet davetiyesidir. Bu daveti fark edenler için arınma, yenilenme ve diriliş fırsatıdır. Kalbini açanlar için huzur, tövbe edenler için bağışlanma, gayret edenler için ebedî kazanç vesilesidir.
Rabbimizden niyazımız; bizleri bu mübarek zamanları hakkıyla idrak eden, değerlendiren ve Ramazan’a arınmış gönüllerle ulaşan kullarından eylemesidir…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.