Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

MÜSAİT BİR YERDE İNEBİLİR MİYİM?

MÜSAİT BİR YERDE İNEBİLİR MİYİM?

Gazetemizin genel yayın yönetmeni Uğur Özteke ağabeyin hafta sonu köşesinde kaleme aldığı bazı cümleler, bende de iki kelam etme zarureti doğurdu. Zabıtalarla ilgili bir okur şikayetini değerlendirmeden önce Uğur ağabey, şu satırları yazdı;

 ‘Bu şehri yönetmek zor, bu şehirde yaşamak ise kolay, rahat.

Lafa geldi mi hepimiz Çok şükür Konyalıyız” değil mi?

Yok, kimse alınmayacak ama bizler maalesef değişen toplum bilinci, millet şuuru içinde yanar döner; fener olma yolunda hızla ilerliyoruz.

Sözüm maksadını aşmasın, yanlış da anlaşılmasın; Allah muhafaza pusulayı şaşırarak kıblemizin yönünü bile değiştiriveriyoruz o doyumsuz menfaatlerimiz için.

Kim kimden, kim neden şikayetçi herif gibi ortaya çıkıp yüksek sesle konuşan kimse yok. Allah aşkına bunun adın nedir?’ (Uğur Özteke; Pusula Gazetesi, 13 Temmuz 2019)

Toplumda genel bir asabiyet hali uzun süredir mevcut. Herkes hemen her şeye kızgın: Trafiğe, kurallara, devlete, belediyelere… İki uçta yani yönetenle yönetilenler arasında sıklıkla yaşanan bir memnuniyetsizlik hali var.

Üzülerek adını koymalıyım ki,toplum olarak işimize gelmeyen, faydamıza olmayan en basit işlerde, kurallarda dahi geneli düşünmeden her türlü kuralı çiğneyip anlayış ve hoşgörü beklerken, bir başkası aynı tutumu sergilediğinde hemen yargıçlara soyuneveririz. Bu duruma en çok tarfikte ve çevreyle ilgili hallerde rastlarız. Direksiyona geçtiğimiz anda yolların kralı kesiliriz, yayayken de tanınan hakları, öncelikleri suiistimal etmek için her şeyi yaparız. Toplum olarak bir hep bana Rabbena ve nemelazımcılık hali sirayet etmiş durumda hepimize, tepeden tırnağa. Elbette anlattığımız bu uygunsuzluklar tek taraflı değil. Madem ki suiistimal şampiyonu bireyleriz, o zaman bizi yönetenler de kurallar koyacak, yaptırımlar da sıkı kontrole tabi tutulacak. Yargımı somut örneklerle açayım müsaadenizle; Yoğun kullanılan ulaşım araçlarımız dolmuşlarda ineceğimiz en uygun yerde durak olup olmamasına bakmadan inmek isteriz. Minibüs şoförleri de müşteri memnuniyeti kuralı çerçevesinde talebe uyar. Son tahlilde, dolmuşlar kurallara uymuyor, trafiği aksatıyor, şöyle de böyle de. Karşı muhataba geçelim. Pek çok şehrimizde toplu ulaşım araçlarında klimanın çalıştırılması mecburidir ama Konya’mızda klimasını çalıştıran minibüsü nadiren bulursunuz. En tepe noktada bu iki somut olayda yönetenin yapacağı tek şey vardır; Durak harici indirme bindirme yasaktır, sıcak havalarda klima çalıştırmak mecburidir. Kuralı koyup peşini bırakmak yok, takip edilecek ve gerekli cezai yaptırımlar uygulanacak. Nasıl ki ilk zamanlar kapalı alanlarda sigara kullanımından rahatsızdık, şimdi sistem oturdu. Cezai yaptırımlar olmasaydı, mümkün müydü şu anki tertip düzen. Genel olarak yaşamımızda toplu yaşamayı tam anlamıyla bilmediğimiz ve bunlara riayet etmediğimiz için toplumsal gerginlikler hiç eksik olmuyor. Bu gerilim, özellikle şehrimiz gibi dışarıya pek açık olmayan, kendi yaşantısı ve tanıdık çerçevesinde kapalı bir şekilde yaşayan coğrafyalarda daha sık yaşanmaktadır.

Az önce verdiğimiz örneklere bir başka açıdan bakalım… Durak haricinde inmemeye ve binmemeye birey olarak herkes önce kendi dikkat etse, hıncahınç dolu toplu ulaşım aracında o sıcakta bir de klima çalışmadığında küçük çaplı şoför bazında ağız dalaşına gireceğimize ilgili odaya ya da belediyeye şikayetlerini iletse daha önce pek çok örneğin yaşandığı kitlesel zaferlere rahatlıkla ulaşırız.

Sıra beklemeyi bilmek, yerlere çöp atmamak, kapalı mekanlarda işletmeci ticari nedenlerle imkan sağlasa da kurallara uymak, şikayetlerimizi elinde pek bir güç bulunmayan ara elemanlara söyleyip onun da kendimizin de canını sıkmak yerine amire veya iş yeri sahibine söylemek gibi birkaç temel kurala riayet etsek kendimiz de toplum da rahat edecek, huzur bulacaktır. Bu minvalde vatandaşa da yöneticilere de sorumluluk düşmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR