Erol Sunat

Erol Sunat

PİLAVDAN DÖNENİN KAŞIĞI KIRILSIN?

PİLAVDAN DÖNENİN KAŞIĞI KIRILSIN?

Bu şehrin en büyük eksiği, heyecan ve coşku! Konyaspor maçları haricinde, heyecan açısından neredeyse yaprak kımıldamıyor.

İyi ki varsın Konyaspor…

Geçen yıllar ara ara saman alevi gibi parlayan umutlar, el ele verme gayretleri olmadı değil.

Önemli eksikliğimiz güvenle ilgili.

İstişare etmek, danışmak değil, işimize kimse karışmasın derdindeyiz!

Yeni fikirlere, görüşlere açık değiliz!

Dinlemesini sevmiyoruz!

Ulaşılmaz olmak hoşumuza gidiyor!

Ne kadar zor ulaşılırsak, kendimizi bir o kadar mutlu hissedenler gibiyiz!

Koyduğumuz kapılar, ördüğümüz duvarlar aşılamıyor!

Sorumluluklarımızı bölüşme gibi,

Dayanışma gibi,

Destek olma, destek verme gibi,

Birbirimizi anlama gibi,

Az biraz dinleme gibi,

Konularda çok ağır davranıyoruz!

Bu bir huy mu?

Böyle davranmaktan hoşlanıyor muyuz?

Sanki biraz öyle…

Derdimizi nasıl anlatacağız?

Nasıl ulaşmamız gereken yerlere ulaşacağız?

Şimdilik bu konuyu halledemedik!

Seçim önceleri gösterilen esnekliklerin, kolaylıkların, seçim sonralarında kaybolduğunu görmek gibi bir bahtsızlığı yaşamayı bu şehir hak etmiyor!

Bu şehrin sokakları, caddeleri, meydanları, mekanları neden boş diye sormaktan inanın yorulduk!

Yıl içerisinde yapılan bazı etkinliklere olan ilgi hiç mi dikkatimizi çekmedi?

Gel deyin yeter ki, el ele verelim deyin yeter ki, işte fırsat, işte imkan deyin yeter ki!

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın! 

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın demeye hazır binlerce insanın sizlerden bir işaret beklediğini nasıl anlatsak bilemiyorum!

 

HOŞGÖRÜ ŞEHRİNE, BİR VE BERABER OLAMAMAK YAKIŞMIYOR!

Bu şehirde oysa neler başarılmazdı ki. Bu şehri çok seven insanlar vardı. Şehre sahip olanlar, şehre sahip çıkanlar, şehre bir şey olmasın diye, şehri bırakıp gidemeyenler vardı.

Şehrine kıyamayan, şehrine doyamayan insanlar vardı.

Rahmetli Seyit Küçükbezirci Ağabey, zamanımızın Selçuklu Emiriydi adeta. Adeta lafı inanın az gelirdi. Günümüzün Selçuklu Emiriydi o.

Bir şehir, sevenleriyle birlikte anılır ve yücelir.

Bu şehirde arkasından korkmadan yürünecek insanlar var.

Bu şehri bir arada tutacak kabiliyette ve yapıda insanlar var!

Şehri bir araya getirecek, insanlar var!

Bu şehrin saygıya, sevgiye, kardeşliğe ihtiyacı var!

İşte onun içindir ki;

Selçuklunun Başkentine, isteksizlik yakışmıyor!

Diyarı Mevlana’ya boş vermişlik yakışmıyor!

Hoşgörü şehrine, bir ve beraber olamamak yakışmıyor!

Vefa şehrine,

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın tavrı,

Gemisini kurtaran kaptan tavrı yakışmıyor!

Konya mekan zengini bir şehir.

Ancak biz mekanlarımızı boş tutmayı,

Boşken seyretmeyi daha çok seviyoruz gibi bir izlenim var herkeste!
 

2019 GİTTİ, DARISI 2020’NİN BAŞINA!

Konya Şeb-i Arus’la birlikte, 2019 yılının sosyal ve kültürel faaliyetlerini kapattı. Darısı 2020 yılının başına.

Yeni yıl yeni umutlar,  yeni beklentiler,

Yeni arayışlar, yeni anlayışlar,

Yeni açılımlar, yeni adımlar,

Yeni ufuklara yelken açmak demek!

Anlatmaya çalıştıklarımızın, beklenti bazında eksiği yok, fazlası var!

Mesela, Vuslat törenlerinde eksiğimiz neydi, neleri yaptık, neleri yapamadık diye başlayabiliriz!

2019 Turizm arayışlarıyla geldi geçti…

Kültür değerlerimize sahip çıkma konusunda tereddütlerle geçti.

Öncelik ve önem sıraları ve sıralamaları devamlı şaştı!

Değişkenlik gösterdi.

Bazı yerler öne çıktı! Bazı yerler pas geçildi!

Konya bir türlü bir bütün olarak vizyona çıkmadı, çıkamadı!

 

ETKİNLİK FAKİRİ DEĞİL, ETKİNLİK ZENGİNİ BİR ŞEHİR OLMAMIZ ŞART!

Bu şehre heyecan katacak, yeni şeyler söylemenin adı neden 2020 olmasın? 2019 yılında Konya Kitap Günleri, Tarım Fuarı, 746.Vuslat Törenleri, yıl boyu Mevlana Müzesi ziyaretleri  şehre hareketli günlere taşıdı!

Yetti mi? Yetmedi!

Konya her bakımdan bir koltukta, birden fazla karpuzu taşıyabilecek bir şehir!

Bu şu demek!

Etkinlik fakiri değil, etkinlik zengini bir şehir olmamız gerekiyor.  Helvacı bulmak için, başka şehirlere gitmeden, kendi helvacımızı kendi içimizden bulup, Türkiye’yi şehrimize çekmenin yollarını araştırmak, bulmak ve birbirimize destek olmak zorundayız.

Kutalmışoğlu Süleymanşah tarafından fethedilen Konya’nın bir fetih günü yok!

I.Kılıçaslan tarafından Başkent yapılan Konya’nın bir Başkent olma günü yok!

Konya Ahi Evran’dan bu yana Anadolu’da Ahiliğin merkezi.  Bedesteni, çarşıları, esnafları, sanatçıları ve sanatkarlarıyla bilinen ve nam salan bir şehir.

Tarihi Bedesten Günleri diye neler yapılmaz neler!

Tam 40 sokağı olan Bedesten’i gelin ihya edelim, şenlendirelim! Şerbet-i Veladet’i, Mevlana ailesinin Konya’ya gelişini günlere yayalım. Konya’yı ve bu şehirde yaşayanları bu güzel atmosferin içine katalım.

Gelin, Konya’ya öyle sosyal ve kültürel faaliyetler yaşatalım ki , bütün bir yılın nasıl geçip gittiğini anlayamayalım!

Gel deyin yeter ki, el ele verelim deyin yeter ki, işte fırsat, işte imkan deyin yeter ki!

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın! 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR