Muzaffer Kırmacı

Muzaffer Kırmacı

UÇUK KAÇIK BİR YAZI

UÇUK KAÇIK BİR YAZI

Gurbette talebe olunca, kendi göbeğinizi kendiniz kesmeyi öğreniyorsunuz. “Ben bilmem” deme lüksünüz yok. Yanınızda  nazlanacak kimse de olmayınca, şartlar size bir çok şeyi öğretiyor, sizi  pişiriyor.

      Her gün lokantadan yiyemezsiniz. Onun için yemek yapmayı da öğreneceksiniz.

      Bir düğmeniz düşmüşse, bunun için de  terziye gidilmez ki, kendiniz dikeceksiniz.

      Rahmetlik anacığım çeşit-çeşit renkli makaralarla iğneleri, beni gurbete gönderirken “lazım olur" diyerek bavuluma koymuştu.

      Zamanla hayat size, yaşamak için gerekli olan işleri bir-bir öğretiyor.

      Aklınıza gelebilecek hemen her çeşit yemeği, bir bayan kadar lezzetli yapabiliyorum. Öğrencilik hayatım bunu bana öğretti.

      Kendi söküğümü kendim dikebilirim. Şartlar, pantolon paçası katlamayı da öğretti, düğme dikmeyi de.

      Ancak, ne kadar güzel yemek yaparsam yapayım bir aşçının yanında susmayı da bilirim.

      “Tereciye tere satıyor” demesinler diye,  terzinin yanında da “dut yemiş bülbül" olurum.

      Haddimi aşmam. Duracağım yeri bilirim.

      Ama bu gün birazcık haddi aşsam mı diyorum.

*****

      İyi bir futbol seyircisiyim. Futbolla ilgili olarak bildiğim kadar bilmediğim şeyler de var.

      Sürekli olarak spor, münhasıran da futbol yazan ustalara saygısızlık yapmak istemem.

      Sizlerle bir gözlemimi paylaşmak istiyorum sadece.

      Futbol seyrederken hep dikkatimi çeker.

      Hakem, rakibine kontrolsüz olarak dalan futbolcuyu sarı kartla cezalandırır. Eğer kendisine faul yapılan oyuncu da “etkiye tepki”  mantığı ile karşılık verirse, hakem ona da sarı kartı gösterir. İşte aklımın almadığı burası.

      Sizce bu işte adalet var mı? Bence yok. Faul yapanla faule maruz kalan aynı şekilde ceza almamalı. Hakimler yargılama yaparken “tahrik" var mı diye bakarlar. Eğer tahrik varsa bunu dikkate alırlar ve cezada indirim uygularlar. Bence aynı ceza indirimi futbolda da uygulanmalı.

      Peki ceza indirimi nasıl olmalı?

      Bence sarı ve kırmızı kartlar adaleti tam olarak sağlayamıyor. Hakemlerin cebinde üçüncü bir kart daha olmalı. Mesela üçüncü kart da “mavi" olsun.

      Faul yapana sarı kart gösterilirse, tepki gösterene de mavi kart gösterilsin. Yani iki mavi bir sarı kart olurken, iki sarı kart da bir kırmızı olmalı.

      Mevcut sistem (bir anlamda) faul yapanı ödüllendiriyor.

      Faule maruz kalan oyuncunun önceden bir sarı kartı varsa, etkiye tepki verdi diye ikinci sarı ile oyundan atılacak. Rakip takım, sarı kartı olan oyuncuyu attırmak için pozisyon gereği değil de, kasten bile faul yapmış olamaz mı?

      Sporun özünde centilmenlik vardır. Emeğe saygı vardır. Centilmenlik dışı her türlü  hareket cezalandırılmalı.

      Faul yapan oyuncu, yetmezmiş gibi ya topu alıp kaçıyor, ya da uzak mesafelere atıyor. Oysa faule maruz kalan taraf kendisine avantaj sağlamak için topu hemen oyuna sokmak istiyor. Yani demek istiyorum ki; faul yapan taraf centilmenlik dışı bir davranış gösteriyor. Bu da sporun ruhuna aykırıdır.

      Söyleyeceklerim bundan ibaret.

      Bu söylediklerimiz sorunu çözer mi bilmem.

      Kim bilir belki “körün taşı gibi" denk gelir.

      Biz yazalım da olursa da, olmazsa da.

 

     

     

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Kırmacı Arşivi
SON YAZILAR