Barbaros Ulu

Barbaros Ulu

Yardım Kampanyası ve Güven

Yardım Kampanyası ve Güven

Koronavirüs dolayısıyla hepimizin evine hapsolduğu, tedbir amaçlı çoğu işkolunun dükkan açmasına yasak getirildiği, satış veya üretim yapamadığından dolayı maaşını ödeyemediği için özel sektörün işçi çıkarmaya hazırlandığı, ekmeğini yevmiye ile kazanan insanların evine ekmek götüremediği bir durumla karşı karşıyayız. Üç haftadır neredeyse hayatın durduğu, bu belirsiz durumun daha ne kadar devam edeceğini bugünden kimse kestiremiyor. Çünkü kimse önünü göremiyor. Virüsten kurtulur, postu deldirmez, sağ kalırsam ne yapabilirim diye kara kara düşünüyor herkes.

Ekonomi yönünden etkisini daha sonra iyiden iyiye hissettirecek olan (şimdiki bu ekonomik durum buzdağının görünen kısmı. Turpun büyüğü heybede misali buzdağının görünmeyen kısmını daha sonra daha derinden hissedeceğiz.)  bu olağanüstü durumda; işini kaybedenlere, evine ekmek götüremeyenlere destek olmak amacıyla bir yardım kampanyası başlatıldı. Basından izlediğimiz kadarıyla kampanyaya büyük bir destek açıklaması var. Verilen desteğin yanında bu yardım kampanyasını yanlış bulduğunu ifade edenler de var. Kampanyayı başlatanlar ve destek verenler böyle bir günde biz ne güne duruyoruz,  “Biz bize yeteriz”, biz yaralarımızı kendimiz sararız derken diğer kesim, “Sosyal devlet, vatandaşına böylesi durumlarda para vermesi gerekirken başlattığı kampanya ile devlet, cebimizdeki paraya göz dikti” açıklamaları yapıyor. Zor durumda olanlara yardım yapılması gerektiğine inanan bazı belediyeler de yapacakları yardıma kendilerinin öncülük etmesi gerektiğini düşünüyor.

Adı üzerinde bu kampanya, gönüllülük esasına dayalı bir yardım kampanyasıdır. Yardım edeceksiniz, mecbursunuz diye kimseye baskı yapılmıyor. İsteyen yardım eder, istemeyen etmez. Kimi de başlatılan kampanyaya katılmadığı halde zor durumdaki yakınlarına bireysel yardımda bulunabilir. Tüm bunlar anlaşılır. Burada benim anlamadığım, kampanyaya gösterilen aşırı tepkilerdir. Yardım kampanyasına karşı çıkanlar, gerekçelerinde haklı da olabilirler. Bir yere kadar kampanya ile ilgili eleştiri ve endişelerini dile getirebilirler. Ama üst perdeden gösterilen aşırı tepki, kampanyayı akim bırakır ve zihinlerde şüphe uyandırır. Yardım yapmıyor, bu yardımı doğru bulmuyor olsak bile şu anda susma hakkımızı kullanmanın zamanı diye düşünüyorum. Çünkü kampanyadan murat, fakirin karnını doyurmak ise fakirin karnı ne şekilde, hangi yol ile doyarsa doysun, maksat hasıl olur. Çünkü fakirler ve mağdurlar bizim insanımızdır.

“Sosyal hukuk devleti olarak hükümet, krizlere karşı zamanında tedbir almalıydı” diyen muhalifleri anlıyorum. Gerçekten devlet, akçesinin bir kısmını kötü günlerde kullanmak üzere bir kenara koymalıydı. Fakat şunu göz ardı etmeyelim. Salgının ekonomiye olumsuz etkisini, kenara konan akçe ile kapatmak mümkün değil. Bu durum sadece bizim gibi sıcak paraya dayalı ülkelerin sorunu değil, birkaç devletin dışında kalan tüm devletlerin sorunudur. Salgın çekip giderse salgının vurgununu sarmak için dünya devletleri yıllar yılı uğraşacaklardır.

Yardım kampanyasına destek veya karşı çıkma durumundan şunu anlıyorum: Destek verenlerle, karşı çıkanlar arasında kapatılmaz, bugünden yarına çözülmez bir güven sorunumuz var. Belki de kutuplaşmamızın temel nedeni budur. Yardım kampanyasıyla mali sorunun ne kadarını çözeriz, bilemiyorum ama bu ülke yöneticilerinin ve ülke yönetimine talip olanların çözmeleri gereken en büyük sorunlardan biri maalesef güven sorunudur. Burada, yekdiğerine güvenmeyen herkes bu durumu karşılıklı sorgulamalıdır. Biz niye güvenmiyoruz, bize niçin güvenilmiyor, sorusunu her kesim kendisine sormalıdır. Demek ki muhatabıma güven verememişim üzüntüsünü herkes derinden hissetmelidir… Keşke yardım kampanyasına girişilirken “Biz şöyle bir şey yapmayı düşünüyoruz, ne dersiniz, sizi de aramızda görmek isteriz” şeklinde muhalefetin kapısı çalınmış olsaydı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Barbaros Ulu Arşivi
SON YAZILAR