Başbakan Erdoğan’dan Başkan Akyürek’e
Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin dört bir yanından gelen basın kuruluşlarının temsilcileri ile yaptığı toplantıya katıldık. Kendimizi bu şanslı gazetecilerin arasında gördüğümüz için mutlu idik. Seçime günler kala Sayın Başbakan’ı kahvaltıyı bir toplantıda çok yakından dinleme dahası izleme fırsatını bulmuştuk. Sayın Başbakanımızı dinlerken, geçmiş yıllara gittik. Ankara’nın o puslu siyasi ve medya yapısı gözümüzün önüne geldi.
Ama sonuçta sizlerin huzurunuzda Sayın Başbakan’a teşekkür etmek istiyorum.
Ankara’da görev yaparken iki cumhurbaşkanını bizzat izleyen, iki üç başbakan ve dönemkin pek çok Genel Başkanı ile samimi ve içten ilişki kuran bir gazeteci olarak bir Başbakanın yerel gazetecileri kendi evinde bu şekilde davet etmesine belki de ilk kez şahit oluyordum.
Bu vesile ile huzurlarınızda Sayın Başbakan’a o çok akıllı çalışma ekibine, Anadolu Yerel Yayın Platformu’nun Sayın Başkan ve Yönetimi’ne ve bizi unutmayan Konya’daki gönül dostlarımıza teşekkür ederim.
KONYA’DA KADINSIZ “DÜNYA KADINLAR GÜNÜ”
Dün sabah Konya’mızda çok farklı ve de güzel bir etkinlik olmuş. Basın-Yayın ve Enformasyon Konya İl Müdürlüğü ile Büyükşehir Belediyesi bir birlikteliğe imza atmışlar ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle kadın gazetecilerle kahvaltıda bir araya gelmişler. Sayın Valimiz Muammer Erol Bey ile Sayın Vekilimiz İlhan Yerlikaya Beyler de bu programa katılmışlar.
Her şey çok güzel imiş, dört dörtlükmüş. Ammaaaaa bu kahvaltı da bir gariplik varmış.
Hani bu programın adı Kadınlar Günü değil mi?
Davetlilerin kadın olması çok normal.
Ama büyüklerin hepsi erkek.
xxx
Doğal olarak şunu söyleyebilirsiniz “Eeee bizi zaten erkekler yönetmiyor mu?”
Tamam o zaman bu normal.
Hayır, bu asla normal değil.
Bizi yöneten büyüklerimizin eşleri, kadınlar gününde konuk kadınlarla olamazlar mıydı?
Mesela bizim gazeteci hanımlarımız, bayanlarımız Tahir Başkan’ın yanında Tahir Başkanımın eşi Fatma Akyürek Hanım’ı görseler olmaz mıydı?
xxx
Fatma Hanım davet edilse gelmez miydi?
Peki bu Tahir Başkan’a hatırlatıldı mı?
Tahir Başkan’ın Bürütüsleri başta olmak üzere yöneticilerimizin yönetim kadrosundaki sıkıntısı bu işte vesselam.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Tam önüne bakan başını vurur, tam havaya bakan ayağını vurur.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Motorlu sürücülerimizin kavşaklarda en sağdan gelip sola dönmedikleri zaman ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kadınlar günü aldatmacası üzerine çeşitlemeler
Yanıtla (0) (0)8 Mart sosyalistlerin Emekçi kadın günü, burjuvazinin ise sade vatandaşı tecimsel tüketimi tetikleme ve coşturma adına istismar günüdür. Çalışan kadın da kimsenin umurunda filan değildir, fabrikatör için ucuz işgücü ordusu, hatta yedek işgücü ordusunun bir bileşenidir. Doğurmayanı, kreş istemeyeni,emzirme izni istemeyeni ve bir kırmızı gül ve karanfil gibi vazoda duran ve seyredilesi ve insanın içini açası makbuldur.
Şaire göre soframızda öküzden sonra geleni, kaşık düşmanı olası ve Yatık eminedir, 14 numaradır, adı Vasfiyedir,
Asiye nasıl kurtulur diye dertlenesi Atıf YILMAZ'dır, Yılmaz Güney vari sürünün bir parçasıdır.
Çsgb taşra şikayetlerinde mobbing, düşük ücret ve dahi cam tavan vari engellemelere vb.türden hiç bir kadın emeğine saldırıyı ve eşitsizliği giderecek bir hamle yapabilme potansiyeli varmıdır? Veya 4 bin danışmanla çalışma
yaşamına hiç girmemiş kadın emekçi adaylarını "insan onuruna yakışır iş" bırakın asgari ücret ve yemek sigorta yol dahil diye klişesi yapılan işlere kanalize etme noktasında talep devşirme daha nitelikli işlere geçiş periyoduna sokan
bir anlayış olabilir mi? Yoksa kim yapar, Yaşar ne Yaşar ne Yaşamaz mı?
91 .yılını idrak ettiğimiz Cumhuriyetin bunca açılımına, bunca sosyalizasyonuna rağmen ilkokul 4.6'yı geçemeyen
genel tahsil düzeyinin dayanılmaz kültürsüzlük düzeyinden kaynaklanan partnerine/eşine/boşanan/ kadınına her tür
şiddeti olumlayan törelere, geleneğe, islamın yanlış yorumuna, hiç bir hayvan bunu haketmediği için her tür yokedici şiddeti uygulayan herif-i na şeriflere ne demeli... Zanlı ve suçluları neresinden haxamat etmeli veya asmalı, hormonlarını mı yoksa münasebetsiz organlarınımı dumura uğratmalı...
Yeşilinden kızılına feminist tonlarla nutuk mu çekmeli, cennet anaların ayaklarının altındadır hadisi şerifinin konteksine ve bağlamına bakmadan sazan gibi atlayan dinsel motifli mesaj sahiplerine ben radikal feministim ayağımın altında bi şey istemiyorum diyen genç kızı mı? Ben yedek teker değilim, tek başına duş alan kızlardanım diyen solo lezbiyenleri mi, seks işçiliği yapmak istemiyorum diye Bursa İşkur önünde eylem yapan ve bize iş bulsun diyen travestileri mi? Bent deresinde proje yapalım diyen uçuk kaçıkları mı?
Bu aymazlık kervanına her türden mankurtlaşmış vatandaşların yanısıra "uyudum hazır olan kalabalığa"misüllü
toplumda ne çeşit hareket verse bende ondan yaparım diyen "sade vatandaş" veya sokaktaki vatandaş ile seçim sath-ı mailine tapelerle yolsuzluk dalgalarıyla giren ancak yerel yönetim adına bir şey söyleyemeyen tüm meclis içi ve dışı partilerin çıkardığı patırtıya da bakarsanız mübarek Cuma günü rezervasyon yaptırıp dini motiflerle gül ikram edenlerle sosyalist motiflerle kırmızı karanfil ikram edenlere 8 Mart günü satış yapan çiçekcilerin bayram günü olacaktır.
Ne o ne bu ben kadına değer veriyorum diyen bir alternatif zihniyet ve erkeğiyle kadınıyla yeni nesil
yeni toplum diyene de eyvallahım olmaz...Bigane kalmak da olmaz...Emeğin hakkını savunma ve gerçekleştirme
adına emek harcayan, kazanım sağlayan, can veren kişi Alman Sosyal Demokratlarından ve sosyalistlerinden olan Clara Zetkin'e de düşmanlığım değil bir kamu emekçisi olarak saygım olur,hedeflediği toplumsal ütopyaya gönül
vermem o kadar, toplumcu gerçekçi çizgiye de bir itirazım olmaz.
Selamlar...