Dr. Mehmet Portakal

Dr. Mehmet Portakal

BİLİMİN IŞIĞINDA SÜLÜK TEDAVİSİ

BİLİMİN IŞIĞINDA SÜLÜK TEDAVİSİ

1- Sülük Tedavisi (Hirudoterapi) Nedir?

Sülük uygulaması ile yapılan tedavi anlamına gelen Hirudoterapi, insanlığın başlangıcından bu yana hekimler tarafından tedavi aracı olarak kullanılmıştır. FDA 2004 yılında sülükleri “tıbbi cihaz” olarak kabul etmiştir. İngilizler sülüklere "Canlı Eczane" adını takmışlardır.

2- Sülük Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tıbbi amaçla kullanılan sülüklerin çenelerinde 60-100 arasında diş bulunur. Yarım saatlik sülük tedavisinde bir sülük ağırlığının 5-10 katı kan emer. Ancak tıbbi sülükler sanıldığı gibi kirli kanı emerek tedavi yapmazlar. Tedavi edici özellik kanın alınmasında değil emilirken vücuda verilen salgıdadır. Bu salgı 100’e yakın bioaktif madde içerir. Bunlardan başlıcaları Hirudin ve Calin maddeleridir ki bu maddeler kanın pıhtılaşmasını engelleyici (antiagregan), oluşmuş pıhtıyı eritici (fibrinolitik), ağrı kesici (analjezik-antiromatizmal), mikrop öldürücü (antibakteriyel), tansiyon dengeleyici (antihipertansif), kas gevşetici (miyorelaksan), bağışıklık sistemini düzenleyici (immun modülatör), stres giderici (anksiyolitik) etkilere sahiptir. Bu maddeler aynı zamanda sinir hücreleri ve liflerinin tamir edilmesini hızlandıran enzimlerdir.

3- Sülük Tedavisi Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

Sülük Tedavisi, atardamar ve toplardamar tıkanıklıkları başta olmak üzere birçok dolaşım sistemi hastalığında, varis, iltihaplı ve iltihapsız eklem romatizmalarında, epilepsi çeşitlerinde, yumuşak doku romatizmalarında, felç, kısmi felç, sedef ve egzama gibi cilt hastalıklarında, hemoroitte, göz tansiyonu (glokom) ve buna bağlı görme kayıplarında, migrende ve her türlü baş ağrısı, yüksek tansiyon, troid’e bağlı şişmanlık, astım ve bronşial hastalıklar, yanık vakaları, iyileşmeyen yaralar ve ameliyat izleri, kangren, Meniere Hastalığında ve bazı işitme kayıplarında başarıyla kullanılmaktadır. Ayrıca Ortopedi ve Rekonstrüktif Cerrahi kapsamında, gangren gelişmekte olan kopuk organ tamirlerinde de tüm dünyada yaygın biçimde kullanılmaktadır. Son olarak sülüğün güçlü antioksidan etkisi nedeniyle Koruyucu Tıpta da kullanımından bahsetmek gerekir ki; yılda bir defa yapılan Sülük Tedavisi, o yıl içinde enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu etki göstermektedir.

4- Sülük Tedavisini Kendi Kendimize Uygulayabilir miyiz?

Sülükler, sevk edilmeden önce özel hazırlanmış losyonun içerisinde bekletilerek dış yüzeyleri sterilize edilmektedir. Kişisel olarak dışarıdan almış olduğunuz sülükleri evde sterilize edemezsiniz. Uygulanacak bölge yeterince sterilize edilmediğinde sülük enfeksiyona sebep olabilir. Sülüklerin dış yüzeyi sterilize edilmemişse, sülüğün üstündeki bakterilerden enfeksiyon kapabilirsiniz. Uygulama sonrası 3 -24 saat civarında sızıntı şeklinde kanama olabilir, bu ihtimal göz önünde bulundurularak tedavi sonrasında doktor tarafından pansuman yapılır. Bu pansumanı kendiniz yapamazsınız. Yumuşak cilt bölgelerine, keratinize bölgelere ve önemli bazı damarların üzerine sülük yapıştırılmaz. Bu bölgeleri ancak sülük tedavisinde uzman kişiler bilebilir. Ayrıca nadiren gelişebilecek baş dönmesi, tansiyon düşmesi, kanamanın uzun sürmesi gibi problemler nedeniyle de sülük tedavisini mutlaka doktor kontrolünde yaptırmanız gereklidir.

5- Sülük Tedavisi Zararlı Mıdır?

Sterilize edilmeyen sülükler, kişilerin bu sülükleri dikkatsizce kullanmaları bilinen ve bilinmeyen enfeksiyonlar kapma ihtimali açısından büyük risk taşır. Uygulanacak bölge temiz olursa ve sülüklerin dış yüzeyleri sterilize edilmiş olursa hiçbir enfeksiyon görülmez. Bir hastada kullanılan sülükler kesinlikle başka bir hastada kullanılmadan imha edilmelidir. Böylece kan yoluyla bulaşan hastalıkların geçişi engellenerek güvenli bir tedavi sağlanmaktadır. Sülük tedavisinden sonra en sık karşılaşılan yan etki uygulama bölgesinde görülen lokal kaşıntıdır. Bunun için de 2 gün boyunca evde soğuk uygulama yapmak yeterli olacaktır.

6- Sülük Tedavisi Uygulanması Sakıncalı Olan Hastalar Kimlerdir?

Sülük tedavisi uygulamasında dikkat edilmesi gereken noktaların başında hastanın, anemi (kansızlık) sorununun olmaması gelir. Bunun dışında özellikle kan sulandırıcı ilaç kullananlara, pıhtılaşmaya engel bir hastalığı olanlara, vücudunda aktif bir kanama odağı bulunanlara, son bir ay içinde mide-bağırsak kanaması gibi bir rahatsızlık geçirmiş olanlara, diyalize giren hastalara, gebelere ve emziren annelere, kontrolsüz diyabet hastalığı veya kalp yetmezliği olanlara, ayrıca cerrahi işlemlerin öncesinde ve sonrasında sülük tedavisi uygulanmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mehmet Portakal Arşivi
SON YAZILAR