Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Çocuk Adam: Ahmet

Çocuk Adam: Ahmet

Çocuğun adı Ahmet, okuyuverin bizahmet” diyerek işe başlayalım. Çocuk ve adam ikilisi anlamları itibariyle birbirine nasıl uyar, sorulur. Kaynaklarda çocuk ergenlik çağına kadar, yani 7-12 yaş aralığı için kullanılıyor. Adam ifadesi ise genelde erkekler için söylense de toplum dilinde olgun, güvenilir, dost, mert, cömert gibi değerleri ihtiva edenler için kullanılıyor diyebiliriz. “Adam gibi adam” gibi.

Yaş biyolojik bir olay olsa da bebek, çocuk, ergen, genç-orta-geç olarak da sınıflandırılır. Günümüzde ortalama yaş sınırı yükseldiği için her sınıfın yaş sınırı biyolojik olarak birkaç sene ileriye kaymıştır. Böyle de olsa yaşlanan veya yaş alanların tamamı aynı yaşta aynı olgunluğu gösteremiyor. Bir anlamda çocuk yaşlılar (yaşına göre olgunlar) olduğu gibi, yaşlı çocuklar da (yaşına göre ham olanlar) vardır. Bazı ergenlik çağını geçmiş, hatta olgunluğa gelmiş diyecek kadar biyolojik yaş almış bazı insanlar davranışı, olaylara yaklaşımı, yorumlaması çocuk denenlerden daha düşük seviyededir.

Yaşından daha olgun davranış gösterenler hayatı, çevreyi, insanı daha iyi tanıyor, kendini ve mesul olduğu çevresini yönetmede daha akıllı davranırlar, hislerinden çok aklına uyarlar. Buna da “tecrübe yaşı” deniyor. Tecrübe yaşlanarak değil, yaşanarak öğrenilir, yaşlanarak armut olgunlaşırmış. İşin içine zekâ girince zamana bağlı olgunlaşma veya tecrübe süresi kısalıyor.

Ahmet’i bir tren yolculuğunda tanıdım. Yanında annesi ve ablası ile yolculuk yapıyordu. Ahmet karşımda oturuyordu. İlk anda dikkatimi çeken Ahmet’e Merhaba delikanlı diyerek yerime oturdum. Bakışlarından anlaşılan oldukça zeki ve sempatik duruşuyla 13 yaşında, Belçika doğumlu, iyi derecede Fransızca ve Felemenk’çe az miktarda İngilizce bilen, hayata bakışı ile yaşından daha olgun olduğu anlaşılan bir delikanlı. Annesi ve ablasının da duruşu ve konuşması ile muhafazakâr Anadolu kadınına yakışır halleri dikkate değerdi. Seyahatlerde kitap okuyan bir Anadolu kadınına pek de az rastlanır da.

Ahmet tanımanın ne kadar bir şans ve özel bir örnek olduğunu anladığıma çok sevinmiş, bu zeki ve akıllı Konyalı bu delikanlıyı zamanımızın aynı yaşta gençlerine böylelikle tanıtmak istedim. Yabancı bir ülkede doğmasına ve çoğunlukla orada yaşamasına rağmen değerlerini, kültürünü, sıcaklığını ve de yemek kültürünü unutmaması ne kadar takdir edilse yeridir. Şunu da vurgulamak gerekir ki Ahmet’in yukarıda taşıdığı değerleri günümüzde birçok delikanlı taşıyor olabilir. Ahmet’i bunlardan ayıran hem yabancı bir ülkede yaşaması, hem de kültürümüzü ve manevi değerlerimizi bilerek taşımasıdır.

Ahmet kendini kısaca anlatırken zamanının büyük bir bölümünü bana sorduğu sorularla geçiriyor. Öyle ki bazı sorularına cevap vermede zorlandığımı da söyleyebilirim. Soruları da oldukça mantıklı ve yerinde olması bana iyi bir soru sormak işin yarısını bilmektir cümlesini hatırlattı.

Ahmet en çok dünyayı gezmek, görmek istiyor. Benim de gezgin biri olduğumu öğrenince de sorular peş peşe geliyor. İşin ilginç yanı benim gezdiğim yerlerin tarihini benden iyi biliyor. Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan, Kırgızistan diyorum, başlıyor Türk tarihini anlatmaya; Kahire diyorum, Mısır ve Firavunlar tarihini açıklıyor. Ülkesinin de Ahmet’in gönlünde ayrıca bir yeri var.

Ahmet’in bu talebi geleceğine de yansıyor. Meslek hayatına din bilgini, tarih veya coğrafya öğretmeni olmak istiyor. Din bilgini olma isteği daha çok Avrupa’da Müslümanlara yapılan saldırılar ve İslam’ın doğru kaynaklardan öğretme isteği. Daha neler, neler.

Böylelerini görünce ülkem ve insanlık için geleceğe yönelik ümidim artıyor. Bunun yanında gençleri maksatlı olarak yönlendirilmek isteyen ve gençleri kobay olarak gören maksatlı zihniyetin gençliği bitirme projesinin tutmayacağına karşı inancım da artıyor.

Yolun ve bahtın açık olsun sevgili Ahmet. Senin gibiler çoğalsın, Türk insanı ve gençliği, geleceği hakkında senaryo yazanlar utansın. Geleceğimiz için Sen güzel bir örneksin, bunu da sakın unutma. Ülkem ve dünya senin gibi dürüst, ahlaklı, çalışkan ve özel insanlarla daha da yol alsın, dilerim.

Ahmet ve Ahmet gibilere selam olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR