Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

Dergilerimiz yaşa(tıl)malı

Dergilerimiz yaşa(tıl)malı

Yeni Dergi, Argos, Yaşasın Edebiyat, Kırklar, Karagöz vd. düşünce hayatımızda önemli yerleri olan, dergicilik tarihimizin nev-i şahsına münhasır dergileri. Her ne kadar basılı dergilerin er ya da geç tarihe karışacağı, dijital dergiciliğe geçileceği iddia edilse de birbiri ardına çıkan yeni dergiler, istikrarlı bir şekilde yayınlarını sürdüren Varlık, Hece, Türk Edebiyatı, Ay Vakti vd. gibi köklü dergiler bu hükmü geçersiz kılıyor şükür.

Dergiyi yaşat ki edebiyat yaşasın’ şiarından mülhem dergilerin tesirlerini korumaları ve yaşayabilmeleri için dergiler hakkında etraflıca düşünülmesi ve gerekenlerin ivedilikle yapılması gerekiyor: Okur dergi satın alarak, ticari kuruluşlar reklâm vererek, devletimiz de kurumsal satın alma ve şartların düzeltilmesi şeklinde…

Edebiyat ortamımızın canlı kalabilmesi için eleştirmenlik müessesesine ve edebiyat dergilerimize ihtiyaç vardır. Bir zamanlar hararetli tartışmaların yaşandığı, çeşitli meselelerin, yazarlar ve kitaplarının okunduğu, tüm boyutlarıyla tartışıldığı bir düşünce hayatı dergiler ve eleştirmenimiz olmadan yeşermez, edebiyat mahfilleri de çorak kalmaya devam eder. Öte yandan ekonomik rahatlama adına ilk olarak kültür ve sanata ayrılan harcamaların kısılması ya da tamamen terk edilmesi hatasından da bir an evvel dönülmelidir.

Derginin mevzu bahis edildiği her ortam ve durumun/sözün başımız üstünde yeri vardır. Şiraze’nin halen piyasada bulunan yeni sayısındaki dergicilik dosyasından sonra dünkü Yeni Şafak’ta Halime Kirazlı’nın haberinde konunun taraflarına söz verdiği bölümler oldukça önemliydi. Kirazlı’nın yazısı 11. Dergi Fuarı hakkındaydı.

&&&

Türkiye Dergiler Birliği’nin organize ettiği, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TİKA’nın desteklediği Uluslararası 11. Dergi Fuarı 350 yayıncı, yazar ve dergicileri okurla buluşturdu bu yıl da.

Dergi yayıncıları her ne kadar baskı, kargo vd. gibi maliyetlerle dertlenip, dijitale geçişten bahsetseler de basılı dergiye ilginin ve ağırlığının/yerinin farklı olduğu fikrinde olanlar daha fazla, şükür. Meselâ; Emre Karataş, ‘Meftun Art ‘isimli dergisini dijitalden matbuya taşımış. Dergi fuarına katılan Karataş, Halime Kirazlı’nın aktardığına göre, hedefinin dijital fuar oluşturmak olduğunu söylüyor: “Üniversite sınavından sonra bir web sitesi açarak, dijital sergi platformu oluşturmak istiyordum. Yazıları ve resimleri bir çatı altında toplayalım, buna da herkes ulaşsın istiyordum. Bir süre sonra beklentim üzerinde tıklanma almaya başladım. Gelen içerikler artınca dergi yapalım dedik. İlk dergide konumuz Sabahattin Ali'ydi. İlgi görünce, ikinciyi yaptık. Yatırım olarak görüyorum dergiciliği. Hem tasarım öğreniyor hem başka dergilerde çalışıyor hem de çeşitli sanat dergilerinde editörüm. Dergiden zarar ediyorum ama mesleğim olsun diye çalışıyorum.”

Dediğim gibi dergicilerin değerlendirmeleri mühim. Her ne kadar bir çocuk dergisinin editörü olsa da Ayşe Kızılay’ın görüşleri meselâ; “Dergilerin kitaplara göre kolay erişilebilir olması, bizi dergiciliğe yöneltti. Hem topluma hem de personele eğitim amaçları taşıyor yayınlarımız. Türk ya da Müslüman olsun olmasın her kesimden ve her yaştan insana hitap eden dergilerimiz mevcut. 4-6 yaştan, akademik mecralara, ev hanımlarından göçmen kardeşlerimize kadar herkesi kucaklamaya çalışıyoruz.”

Her konuda olduğu gibi dergi konusunda da istikbalimizin teminatı gençlerimizi ihmal etmemek gerekiyor. Bu minvalde Albayrak Grubu’nun ‘Genç Motto’ isimli gençlik dergisi önemli bir boşluğu dolduruyor. Genç Motto’yu diğer gençlik dergilerinden ayıran özelliği Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Demirhan, “Bazı gençlik dergileri eğitim diliyle didaktiktir, öğreticidir, buyurgandır, tavsiye vericidir, yukarıdandır. Biz değiliz, çünkü yazarlarımız Z kuşağından. Dert ettiklerini günümüz meselelerini araştırıp yazıyor, akranlarıyla paylaşıyor. Gençlerin gençlere çıkardığı bir dergiyiz. Dijital dünyayı yoğun kullanan bir grupla çalışıyoruz. Katılıyor, cevap veriyorlar” diye özetliyor.

Dergiciliğin sacayaklarından biri de devlet, yani kamu kuruluşları demiştim. Kamu dergicilikte oldukça iddialı, en başta Diyanet İşleri Başkanlığı. DİB şu anda tam 9 tane dergiyi okurlarla buluşturuyor.

Ne dergicilik biter, ne de dergiler hakkında söylenecek sözler. Bir dergi fuarı bitti, uzun uzun dergiler ve dergiciliğin sorunları konuşuldu konunun taraflarınca. İlk tahlilde biz okurların yapacağı, ya da yapması gereken ayda en azından bir dergi alarak elimizi taşın altına koymak. Hadi o zaman…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR