Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

Diyarbakır/1

Diyarbakır/1

Gezmeyi, yeni yerler ve insanlar tanımayı ne kadar çok sevdiğimi beni tanıyanlar bilir. Fırsat buldukça ülkemizin hepsi birbirinden güzel şehirlerini görmeye, tanımaya, çalışırım. Özellikle Trakya ve Karadeniz’de daha başka hissettiğim yöre insanların konuşmalarına bizzat şahitlik etmek için siz de kahvehaneleri ve çay ocaklarını mesken tutmalısınız.

Epeydir merak ettiğim Diyarbakır’a nihayet hafta sonu gittim ve gezdim. Elbette gitmeden önce gerekli araştırmaları yaptım. Pek çok Peygamber kıssası, menkıbe, şehre abdestsiz girilmemesi için şehrin girişine abdest alma yerleri yapılması gibi pek çok bilgi ve anekdot bana hazırlık evresinde eşlik etti.

Daha önce Sivas’la ilgili yazımda vurguladığım gibi bir yeri gezmeden evvel önyargıları bir kenara bırakmak gerek. Öte yandan ‘Doğunun Paris’i’ gibi pazarlama tezviratlarına inanmamak gerek, bu beklentiyi artıran bir etken ve bence o kadar değil. Evet Diyarbakır güzel, mübarek bir şehir; gezilecek çok yeri var, tabiatı da olağanüstü ama böyle Paris benzetmesinde anlatılmak istendiği gibi değil, normal bir Anadolu şehri. Kaldı ki ben cennet şehirlerimizin modernlik algısı adına Batı şehirlerine benzetilmesi, bir aşağılık kompleksine girilmesini de şuursuzluk olarak değerlendiriyorum.

Ülkemizin hemen her şehrinde bir Ulu Camii vardır. Bunların en eskilerinden biri de Diyarbakır Ulu Camii. Şehrin merkezinde yer alan Cami-i Kebir’in mevcut konumunda daha önce ‘Mama Tor’ olarak kayıtlara geçen bir kilisenin bulunduğu ifade ediliyor. Cami, bu kilise üzerinde gelişmiş. Pek çok onarımdan geçen caminin bahçesinde ve çevresinde çeşitli yapılar, medreseler bulunuyor. Benzerini Sivas’ta da görmüştüm; medreselerin küçük odaları günümüzde de aktif olarak okuma grupları, kurslar ve söyleşiler için kullanılıyor.

Diyarbakır’da gezilmesi gereken her yerin aşağı yukarı merkezde cami çevresinde bulunması bir başka avantaj.

Çin Seddinden sonra dünyanın en uzun surları da Diyarbakır’da. Sur, Suriçi’ni dolaşırken yer yer bu duvarları görebiliyorsunuz. Şehrin etrafını çevrelemiş ve hakikaten çok geniş bir alana yayılmış.

“Pembe Halka” Diyarbakır’ın merkezini ifade ediyor ve buradaki Suriçi bölgesi şehrin turistik merkezi. Gezilip görülecek yerlerin çoğu burada yer alıyor. Yaya olarak hepsini Diyarbakır’ın merkezi ifade ediyor ve buradaki Suriçi bölgesi şehrin turistik merkezi. Gezilip görülecek yerlerin çoğu burada yer alıyor; yaya olarak hepsini gezebilirsiniz; bir günde. Yine gezilmesi gereken ama benim gidemediğim Ongözlü Köprü Suriçi’nden araba ile sadece 8-10 dakika. UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’nde olan Hevsel Bahçeleri de Suriçi’nin tam karşısında. Yani isterseniz onları da aynı gün görmek mümkün.

Maalesef Körtik Tepeyi görme imkânım olmadı ama internette çok ilginç bilgiler buldum. En başta en az Göbeklitepe kadar önemli olduğu ve ön plâna çıkarılması gerektiği vurgulanıyor. Başka? Dünyanın ilk robotu da Diyarbakır’da El-Cezeri tarafından yapılmış. Dünyada yerleşik hayata ilk geçilen yerin de Diyarbakır’ın Ergani ilçesi olduğu yönünde de bulgular var.

Komşusu Şanlıurfa ile aralarındaki peygamberler şehri yarışını da hatırlatmam gerek. Mekke ve Medine’den sonra en çok peygamber ve sahabe mezarı Diyarbakır’daymış ve yukarıda kısaca bahsettiğim Ulu Cami de 5. Harem-i Şerif’miş. Yani Kâbe’ye bir şey olması halinde islâm dünyasının merkezi olması planlanan dördüncü sıradaki kutsal yer demek.

Eskiden Diyarbakır’ı bu şekilde rahat dolaşmak mümkün değilmiş sanırım. Ulu Cami ve etrafında hayat normalleşmiş. Ahmet Arif, Cahit Sıtkı, ve Cemil Paşa konakları rahatlıkla gezebilirsiniz. Onları geçip, İskenderpaşa ve Ziya Gökalp konaklarına doğru Suriçi’nin derinlerine girdikçe başka hülyalara kapıldığınızı hissediyorsunuz. Suriçi’nin diğer yakasında, yani yolun Hasan Paşa ve Sülüklü hanlarının bulunduğu tarafında olumsuz bir duruma ya da rahatsız edici bakışlara rastlamadım.

Diyarbakır’ı anlatmaya yarın devam edelim inşallah

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR