Ali Dutal

Ali Dutal

EFENDİMİZİN FAZİLETİNİ ANLAMAK         

EFENDİMİZİN FAZİLETİNİ ANLAMAK         

Tüm övgülerin övgüde kifayetsiz kaldığı Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(sav)’i dünyaya teşriflerinin seneyi devriyesinde derin bir saygı ve sevgiyle andık. Yüce Rabb’imiz şefaatlerine nail eylesin.

İmam-ı Rabbani Hazretleri Efendimiz(sav)’in faziletini anlatırken; “Ben, Hz. Muhammet(sav)’i sözlerimle medh etmeye kadir değilim. Ancak, sözlerimi O’nunla süslemiş olurum” açıklamasıyla saygıda ölçünün nasıl olması gerektiğini hepimize göstermektedir.

Devamında; “Muhakkak ki Allah-ü Teâlâ’nın Rasulü olan Hz. Muhammed(sav) Âdemoğlu’nun efendisidir. Kıyamette insanların kendisine en çok tabi olacağı zat odur. O önce ve sonra gelen insanların içinde Allah-ü Teâlâ indinde en mükerrem şahıstır. Kabri ilk açılacak olan; ilk şefaat edecek olan; şefaati ilk kabul edilecek olan; Cennet kapısını ilk açacak olan ve Hz. Allah(cc)’ın kendisine kapıyı açacağı ilk kişi O’dur. Kıyamet günü Livâü’l Hamd Sancağını O taşıyacaktır. (Mektubat-ı Şerife Cild 1, Sayfa 87, Mektup 44)

Allah(cc) Peygamber Efendimiz(sav)’in fazilet ve değerini bir çok Ayet-i Kerime’de açıklamaktadır. Enbiya Suresi’nde “(Resulüm) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” buyurmaktadır.

Evliyadan İmam Buseyri Hazretleri yazmış olduğu Kaside-i Bürde’de “Muhakkak Resülüllah(sav)’in faziletleri için bir had ve sınır olsa idi onları konuşabilirdik. O’nun faziletlerinin haddi sınırı yok ki anlatabilelim. O’nun zatı hakkında ne kadar şeref nispet edersen et ve yine O’nun kadrinin yüceliğini ne kadar anlatabilirsen anlat yine de ifade etmiş olamazsın” ifadesiyle büyük hakikati ortaya koymaktadır.

Yüce Rabb’imize ne kadar teşekkür edersek az ki, bizi O yüce Resule ümmet eylemiş. Yüce Rabb’imizin “Kim Peygambere itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur” (Nisa,80); “Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının” (Haşr 7) kesin buyruğunun hilafına rağmen “Kur’an İslam’ı” adı altında ve “Kur’an Bize Yeter” söylemleriyle Hadisi Şeriflerin güvenilirliği sorgulanmakta bir nevi Efendimiz(sav) sıradanlaştırılmaya çalışılmaktır.

Bu tür faaliyetler yeni olmamakla birlikte günümüzde de sistemli bir şekilde yürütülmektedir. İnsanımızın İslami temel alt yapısının zayıf olması bu faaliyetlerin etkili olmasına zemin oluşturmaktadır.

Aklıyla her şeyi çözebileceğini zanneden günümüz insanı imansızlık felaketine sürüklenmektedir. Yüce Rabb’imizin “öğüt alıp düşünelim“ diye akıllı olmamızı, düşünmemizi buyurmaktadır. Ya değilse aklımıza göre hüküm verelim diye değil. Her meal okuyan müçtehit kesildi. Elbette ki, kitabız Kur’an-ı Kerimi okumalıyız; ancak, kafamıza göre hüküm vermekten kaçınmalıyız.

Yüce Rabb’imiz; “Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın ve erkeğe o işi kendi isteğine göre tercih, seçme hakkı kalmaz” (Ahzab 36) Buyurmaktadır.

Peygamber Efendimiz(sav) Veda Hutbesi’nde “Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarıldıkça şaşırmazsınız. Bunlardan biri Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim diğeri de Sünnetimdir” buyurmaktadır.

Peygamber Efendimiz(sav); “Kim ümmetimin bozulduğu bir zamanda Sünnetime sarılırsa ona yüz şehit sevabı verilir” buyurmaktadır.

İşte o zaman bu zaman! Hoca kılığına bürünmüş adamın biri çıkıyor; Peygamber Efendimiz(sav)’e salavat getirilmesine “YAĞCILIK” diyor.

Ne acı ki, bu ve bunun gibi hoca kılıklı densizler televizyonlarda kol gezer, itibar görürken bunlara tepki göstermesi gereken kişi, kurum ve kuruluşlar sesini çıkarmamakta, çıkaranlar ise farklı ithamlarla itibarsızlaştırılmaktadır.

Peygamber Efendimiz(sav); “Şefaatime en layık olan, bana en çok salât okuyandır.” (Tirmizi); “Yanında anıldığım halde bana salavat getirmeyenin burnu sürtülsün.” (Tirmizi); “Kıyamette bana en yakın olan, en çok salavat getirendir.” (Tirmizi)  buyurmaktadır.

Kısaca, Ümmet hiç bu kadar perişan bir hale düşmemişti; dert o kadar büyük, düşman o kadar çok ki duaya ve mücadele etme iradesinin oluşmasına ihtiyaç vardır. Her Müslüman gücü nispetinde hatta daha fazla Sünnet müdafaasının içinde yer almalıdır.

Yüce Allah(cc) Peygamber Efendimiz(sav) hürmetine tüm ümmete akıl feraset versin; şefaatine nail eylesin.

Şunu da belirteyim; kim, Hz. Muhammed(sav)’i sevmeyen birine kalbinde zerre kadar sevgi beslerse o kişi muhakkak ki hüsrandadır. Kimlere sevgi beslediğimizin muhasebesini iyi yapalım. Bu mesele iman meselesidir. Bu işin şakası yok; bugün yaşayan öbür gün yaşamayabilir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Ali Dutal Arşivi
SON YAZILAR