Erol Sunat

Erol Sunat

Günü kurtaramamak!

Günü kurtaramamak!

Günü kurtarmak diye bir deyimimiz vardı. Artık yalan oldu. Şimdi günü kurtaramamak sendromuyla karşı karşıyayız! Çünkü gün kurtulmuyor! Kurtaramıyoruz! Çabamız, gayretimiz yetmiyor!

Yaşadığımız bu zor günlerde yanımızda kimse yok! Yanan, yıkılan, savrulan, kavrulan, maddi-manevi iflas eden, dibe vuranlar kaderiyle baş başa!

İnsanımız bu sıkıntılı günlerde uçan kuştan, esen yelden, duman olup uçup giden laftan imdat bekliyor!

Tek yaptığı ne mi?

Günü kurtarmaya çalışmak!

Bugünü kurtaran, hele bir yarın olsun, yarın gelsin bakarız, Allah büyük deyip vurup kafayı yatıyor.

Her sabah taze bir başlangıçtır desek de, uyandığımız her sabaha zamla uyanıyoruz!

Borçla uyanıyoruz! Sürpriz yapmaya doyamayan faturalarla uyanıyoruz!

Aslında uyku haram gibi bir şey! Zaten asgari ücretli, emekli uyuyamıyor! Sabahlara kadar oturmaları, düşünmeleri, doluya koysam dolmuyor, boşa koysam almıyor diye çözümü olmayan hesaplar yapmaları bu yüzden…

Yapılan hesapların tamamı günü kurtarmak üzerine…Bizler Avrupalı yada Amerikalı aileler gibi değiliz. Evlatlarımıza kendi başının çaresine bak diyemiyoruz. Seni okuttum, büyüttüm ne halin varsa gör yaklaşımı bizde yok! Çocuğumuz aç yatsa, gözümüze uyku girmiyor, bir şekilde ne sıkıntısı varsa çözmeye çalışıyoruz!

Büyüklerimiz ve yöneticilerimiz işte bu pencereden bakmadıkları için, bakmak istemedikleri için bizi anlayamıyorlar! Düne kadar anlayanlarda, anlamaktan vazgeçtiler. Psikolojimiz bozuldu. Barut fıçısı gibi olduk. Sabır taşı çatlayanda çok, patlayanda…

*****

Gün kurtuluyor mu? Keşke kurtulabilseydi…Nasıl kurtarılacak? Hangi imkanlarla? Hangi parayla?

Temsilde hata olmasın, elinde var üç kuruş! En acil lazım olan 25 kuruş!

Yetiş yetişebilirsen!

Fiyatlar el yakıyor, artık bakıp geçtiğimiz bir manzara var…

Pazarlar dağılırken tabiri caizse lebalep görüntülere sahne oluyorsa, bu nedir, bu nasıl iş, neden böyle oluyor diyen olmayacak, çıkmayacak mı?

İnsanımız, marketlere giremiyorsa…Kasabın önünden geçemiyorsa…Manava uğrayamıyorsa…
Mahalle Bakkalı veresiye noktasında her Allah’ın günü bak abi, bak abla böyle olmuyor diye konuşmaya başlamışsa…Bu insanların yüzleri gülebilir mi? Kimse şikayetçi değil, herkes halinden memnun denebilir mi?

İnsanımızın halini büyüklere ve söz sahiplerine aktarmakla görevli olanlar, gerçekleri ve hakikatleri ne zaman söyleyeceksiniz?

İnsanların hali günü kurtarmak değil, günü kurtaramamak olmuş!

Neresi güllük gülistanlık bu durumun?

Neresi bu kadar ucuz?

Bu enflasyon rakamları neden bu kadar düşük?

*****

Bu pilav daha çok su kaldırır sanıyorlar herhalde! Pilavın su kaldıracak hali kalmadı! Tencere yanalı çok oldu…Yanık kokularına burnunuzu tıkayacağınıza, tencere yandı, mutfak yandı, insanların ciğeri yandı deme cesaretiniz nerede? Nereye kayboldu?

Gerçekleri haykıran yok mu?

Vebal işte burada…

Yananı Allah görsün, biz görmedik, duymadık, bilmiyoruz diye sıyrılıp çıkalım işin içinden diyenler içinde denizde bitti, yol da bitti.

Geldik son istasyona…

Bu saatten sonra doğruyu söyleseniz ne, söylemeseniz ne?

Güneş balçıkla sıvanmaz derler ya…

Şu anda hayatından memnun olanlar Suriye sığınmacılar ve diğer ülkelerden gelen adına sığınmacı, göçmen artık ne deniyorsa onlar.

Onların yüzleri gülüyor. Marketlerde ve Pazar yerlerinde ağırlık onlarda…Para bende diyen onlar.

Bizlere gelince, para yok, kart limitleri iflasta, borç alacak kimsesi artık kalmayan, borç alacağı yerlerde de onlara yardım edecek imkan kalmayan bir hal ve vaziyet!

Bizi bu hale ne mi getirdi?

Hangi birini sayalım, hangi birini söyleyelim ki…

*****

İnsanlar isyan ediyor! Pandemi sadece bizde mi var? Enflasyon ve fahiş fiyatlar bizim ülkemizden başka bir yerde yok mu? Yoksa şayet, neden bizde böyle?

Bizi en fazla yıkan ve üzen bizi anlaması gerekenlerin biz anlamaması…

Görmesi gerekenlerin görmemesi!

Duyması gerekenlerin duymaması…

Elini uzatması gerekenlerin elini uzatmaması…

Yakamıza küstük biz!

Ne varsa içimize attık biz!

Güvendiğimiz dağlara yağan karla perişan olduk biz, güvenimizi kaybettik biz!

Şimdi sözüm ona günü kurtarmaya çalışıyoruz!

Lakin olmuyor!

Günü kurtaranımız parmakla gösterilecek kadar az!

Kendi yağı ve tuzu ile kavrulmak bile yalan oldu!

Aylıkla geçinenler ise duman!

*****

Bu halimizi hâlâ anlamamakta ısrar edenler, açıklanan rakamlarla piyasaların örtüşmediğini bir türlü göremeyenler ne mi yapacaklar?

Sadece herhangi bir marketten içeri girecekler!

Herhangi bir kasap dükkanına uğrayacaklar!

Sıradan bir manava sebze ve meyve kaç lira diye soracaklar!

En ucuz diye bilinen bir semt pazarında çok değil on-on beş dakika bir dolaşacaklar!

Ondan sonra da bu insanlar günü kurtarmak için ne yapıyorlar, neden günü dahi kurtaramıyorlar, neden bu haldeler, biz nerede ne yanlış yaptık, başka ne yanlışlar yapıyoruz diye bir düşünecekler!

Hepsi bu kadar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR