Güzel sıcak ve mutlu bir sonbahar gününde hiç de iç açıcı olmayan konularla yine ben (!).

Biliyorum bu yaptığım dahası yapmaya çalıştığım işe hastalık seviyesinde aşığım. Hem de kara sevda gibi tutkuluyum. Gelin görün ki şehir şehir insanı ve acı gerçekleri hiçbir zaman hiçbir yerde üst üste örtüşmüyor.

Dün de yine siz değerli, duyarlı, şehir sevdalısı dostlarımızdan, okurlarımızdan çok farklı alanlarda pek çok konu ile ilgili bilgi ve görüntüler geldi.

Bunların hangi birini yazayım? Ya da yazalım da yumurtayı dik tutalım konusunda cambazlık peşinde olacağız.

Neyse bir yerden başlamak gerekir.

Bizim sıkı takipçimiz bir Erol ………. Abimiz var. Dün yine kızmış, üzülmüş, hiddetlenmiş olacak ki aşağıdaki kareleri video çekimlerini gönderdikten sonra şöyle diyordu;

“Uğur abi burası yeni yapılan Hızlı Tren Garı. Millet tersten gidererek bir de uyarı yapanlara ……….. dayılık yapıyorlar. Musalla Bağları Mahallesi Elmalı Caddesi…. O kadar emniyete bildiriyoruz kimse gelmiyor ilgilenmiyor. Sana zahmet abi bir değerlendirirsen. Hayırlı cumalar güzel abim.”

……………

Erol abi haklı olarak kızmış. Kızma be Erol abi. Bu işlerden zevk al, mutlu olmayı gülmeyi öğren. Bu millet öyle bir hale geldi ki ne trafik levhası ne ışığı, ne de polis ya da zabıta dinliyor. Millette şöyle bir kanaat oluştu “Gören olursa, yakalanırsam en kötü ihtimal öderim cezamı bir daha yaparım. 10 defa yaparım birinde yakalanırım…”

Bizim önce kendimize saygımız olmalı. Bu iş bir eğitim, saygı ve kul hakkı işidir. Herkesi kandırabilirsiniz. Ama kandıramayacağınız ve hesabını vereceğimiz bir yer var. Bunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız.

TENİS KORTLARI NİYE YIKIYORSUNUZ Kİ?

Bu şehrin 68 yıllık hafızasını, bu şehirde 68 yıldır yaşamış ve yaşamakta olan insanların hatıralarını dozerlerle kepçelerle gönül rahatlığı içerisinde yıkıyorsunuz, yok ediyorsunuz. Belki de bu işten gurur duyuyorsunuz.

Siz de haklısınız asa kimde ise kral odur.

Dün bir telefon geldi. Bu alan içerisinde ağaçların ortasındaki tenis kortları da yıkılıyormuş. Aferin kolay gelsin.

Peki, tenis kortları da yükselen kötü görünüşlü metrelerce yükseklikteki taş duvarlar mıdır?

İnşallah yapılacak olan millet bahçesinin bir köşesinde de bu milyonlarca lira harcanarak yapılmış tenis kortlar ve ağaçlar dursa olmaz mıydı?

Tamam yıkılacak. Yıkın.

Başka yerde tenis kort mu var?

Bilemiyorum.

Ben mi yanlış düşünüyorum, bu millet mi yoksa şehri yöneten bir kaç kişi mi?

Yukarıda Erol abiye dediğim gibi ben artık sadece izliyorum zaman ve sabır diyorum.

Her şey bu iki konuda saklı. Tabii bir de maddi ve manevi olarak öbür tarafta inşallah.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ben Allah'tan bir şey istiyorum eğer onu bana verirse bir kere vermezse on kere seviniyorum; çünkü ilki benim tercihim, ikincisi ise Allah Teala'nın tercihidir...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sedirler Caddesinde çocuklarımızın elinden tutmadan kendi başlarında koşarak karşıdan karşıya geçmelerine izin vermediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.