Kasımpaşa-Konyaspor maçının ilk yarısı son dakikaları hariç yavaş çekimlerdeki filimler gibiydi. Mesut Bakkal”ın 11 ine kimse bir şey diyemezdi. Son haftalarda takımdaki düşüşe dur demek ve ilk anda da kendisini korumak adına defans ağırlıklı bir kadro tercih eden teknik adam yenilen gole kadar da hedefine ulaşıyordu.

Maçta belki de gözlerin en çok üzerinde olduğu isim kaleci Kaya yediğimiz golde dahil hatasızdı. Hatta birkaç pozisyonda ki refleksi ile başarılıydı. İlk yarının son dakikasında Hasan Kabze’nin affedilmez hatası ile rakibe verilen pozisyonda iki defans oyuncusu Fuchs ile Selim Ay’ın topa hamle yapma yerine topu seyretme alışkanlıkları bu bölümün en kritik dakikasında yenik duruma düşmemize neden oluyordu.

Konyaspor’un genelde rakibi ile kafa kafaya idare ettiği bölümde soyunma odasına başı önde gitmesi gerçekten şansızlıktı.

Birde bu bölümün en iyi adamı olan hakeme karşı her iki takım oyuncuları da sürekli sahtekarlık yapma yarışına girince futbolun niyet ve art niyeti çok net görülebiliyordu.

İkinci yarıya Djalma Campos ile başlayan Konyaspor başlama vuruşu ile oyunu rakip ceza alanına yıkıyor ve çok net gol pozisyonları buluyordu. Ancak bir an önce golü arayan temsilcimiz defansta da beklenmedik gedikler veriyordu.

Böyle olunca da Konyaspor beraberlik Kasımpaşa’da Konyaspor’un bu yüklenmesinden hataları değerlendirmeye çalışınca maçında temposu yükseliyor bizlerde ortada dönen topun bir futbol maçı olduğunu hatırlıyorduk

Derken Mesut Hoca’nın gol için Djalma’dan sonra gol için ikinci hamlesini Hleb’den yana kullanıyordu. Konyaspor mutlak gol için takım halinde yüklendikçe rakipte elini kolunu sallaya sallaya ceza alanımızda şova başlıyordu. Öyle ki önce boşlukları ve direkleri döven Kasımpaşa yine ceza alanımızda çok rahat bir pozisyon buluyor ve farkı ikiye çıkartıyordu. 

Sonuç Türk futbolunda her şey sonuca bağlıdır. Zaten tartışılan Mesut Hoca artık oyunlarla değil sonuçlarla tartışılacak ve sallanma hızlanacak.