Gözbebeğimiz Atiker Konyaspor'un,  son 2-3 haftada oynadığı oyun sistemi, bugüne kadar alışık olmadığımız bir stresi yaşatmaya başladı bizlere...

Ben sonuca takılmıyorum. Mağlup olunabilir,  farklı da yenilmek futbolun içerisinde var. Ama ne oyun düzeni, ne sistem, ne de alınan futbolcular taraftarı tatmin edebildi.

Trabzonspor ve Başakşehir maçlarında "umut" veren bir oyun izledik bu gerçek.  Ama sonrasında kimse kimseden memnun değil. Alanyaspor maçıyla başlayan ve sonrasında da MRA tarafından istenmeyen adam ilan edilen Ali Çamdalı'nın süresiz kadro dışı kalması özellikle eski futbolcuların tabiri caizse kanına dokundu. O günden bugüne kadar da kimsenin yüzü gülmüyor. Yönetim kademesinde de yaşanan FETÖ olayına ise hiç girmek istemiyorum.

Beşiktaş maçını televizyon izledik.  Süper Kupa'nın rövanşı olacağını biliyorduk. Yaşanan sıkıntılardan dolayı, kadrosunda yıldızları olan Beşiktaş'ın favori olduğunu herkes gibi bizde biliyorduk. Biliyorduk ama Konyaspor'un bu kadar kişiliksiz bir futbol ortaya koyacağını açıkçası tahmin etmiyorduk.  Eğer kaleci Serkan ve Ali Turan olmasaydı; hem daha farklı bir skor ortaya çıkar, Türkiye ve Süper kupayı kazanmış bir takımın nasıl rezil olduğunu görürdük. Bu anlamda Serkan Kırıntılı ve Ali Turan'a kendi adıma teşekkür ediyorum, böyle bir rezilliği önledikleri için.

Maalesef, Konyaspor'un transfer konusunda yıllardır süregelen bir başarısızlığı var. Alınan futbolculardan bir kaçı hariç diğerlerinden "adam" gibi yararlanamıyor.  Bu sene de yeni hoca, yeni sistem denilerek birçok futbolcu geldi. Açık söylemek gerekirse, hiç birinin adını daha önceden duymadım. Nasıl oynarlar, performansları nedir alındıklarında bilmiyordum. Sonrasında da kısa bir araştırmadan sonra "sıradan" futbolcuların alındığını, takıma direkt olarak bir katlarının olmadığını gördüm. Benim gibi maçları izleyenlerin de gördüğüne inanıyorum. Gelenler öyle de; eldekileri soracak olursanız, onların da bir farkı yok. Konya'nın evladı diye benimsediğimiz Ömer Ali, haftalardır yok. Bencilliği yüzünden, bir-iki maçta takımını yaktı. Çok teknik, çok hızlı bir futbolcu değil. Keşke transfer döneminde isteyen olsaydı da hem kendi için, hem de Konyaspor için daha hayırlı olurdu.  Volkan Fındıklı bildiğimiz gibi. Üzerine hiç koymuyor. Evlere şenlik bir futbolcu. Ne yaptığı acaba kendisi de anlayabiliyor mu merak ediyorum doğrusu?

Gelelim MRA'ya...

Konyaspor’un özellikle yerli ve son yıllarda birçok takımda başarılı işler çıkaran Mustafa Reşit Akçay'ı tercih etmesine sevinmiştim.

MRA ile birlikte Konyaspor'un daha hızlı bir futbol oynayacağı ve seyir zevkinin ortaya çıkacak olması, herkes gibi beni de memnun etmişti.

Ama MRA'nın;  Süper Kupa final maçı öncesinde bir futbolcusunu yem olarak ortaya atması ve sonrasında yine futbolcuları suçlar vaziyetteki açıklamaları mide bulandırdı.  Beşiktaş maçı sonrasında da hangi ruh haliyle yaptığını bilemediğim, "Bizim rakiplerimiz Anadolu takımları" açıklaması  "Şapka düştü, kel göründü" misali bir "kaçış", açık söylemek gerekirse bir "korkaklık " açıklamasından başka bir şey değildir.

Ne demek rakiplerimiz Anadolu takımları.

Süper Kupa'yı kimi yenerek aldınız diye sormazlar mı adama?

MRA...

Titre ve kendine gel. Yerli hocasın kabul, bana göre başarılsın da... Ama söylemlerinin hiç bir anlamı ve önemi yok.

Eğer ki; bu ülkede senin tabirinle dört büyüklerden puan alamazsan, onları yenemezsen,  puan durumundaki sıralaman 8-15 arasında olur.

Konya'nın da, Konyaspor'un da özellikle son 2 yılda elde ettiği başarı bunu kabul etmez.

Her halükarda Konyaspor her hangi bir teknik adamla, zaten o sıralamada kendine yer bulur.  Çünkü şu an için yönetimde bir sıkıntı olsa da, bu yönetimin hakkını teslim etmek gerekiyor. Yıllardır biriken ve büyüyen kulübün borcu, bu yönetim sayesinde çok çok aşağılara çekildi ve futbolcuların da ödemeleri hep zamanında yapıldı. Yani, zamanında parasını alan topçularla zaten bu puan sıralamasında bir yer bulunur hiç merak etme...

Artık boşa harcanacak bir puan yoktur. Ben ilk 5 maçta 6 puan bekliyordum ama 3'te kaldık. Akhisar maçı, hem puan hem de futbol olarak hepimizi tatmin etmeli.

Aksi takdirde neler olur hepimiz tahmin edebiliyoruz...