Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

OKUYUCU İSTEKLERİ-TARIMSAL ÜRETİM DEĞERLERİ-1

OKUYUCU İSTEKLERİ-TARIMSAL ÜRETİM DEĞERLERİ-1

Günümüzde hangi kesimden olursanız olun, rakibinizin beklentilerine cevap vermiyorsanız yandınız. Rakip de “teziniz doğru da olsa benim istediğimi yaz” diyor. İşte buna dayanmak çok zor.

Bir okuyucum, neredeyse bütün yazılarımı okuyor ve mutlaka da yorum yapıyor. Okumasına elbette sevinirim; ama bu okuyucumu yazılarımla bir türlü tatmin edemiyor, doğruları yazmama rağmen memnun edemiyorum. Oldukça keskin bir muhalif. En son “üretmeden tüketmek” yazıma karşı “yalın” rumuzlu keskin muhalif, ortadan fikirlerimi beğenmemiş kendine göre bir yorumla:

“İlla ekonomiyi tüketim ekonomisine çeviren akepeyi savunacak laf cambazlığı yapacak. Şu kıyaslamayı yapsana. 2002 yılında tarımda ne üretiyorduk bu gün ne, bu açık neden doğdu. Ülkenin borcu tüketim ekonomisiyle niye zirvelere yükseldi. Yazı yazarken Allah’ın huzurunda olduğunuzu hatırlayın. Besmeleniz bilinçli olsun. Öyle hamdolsun naralarıyla ekonomi yürümez” demiş. Bu yoruma karşı, karşı bir yorumla isteğini yerine getireceğimi söyledim ve şimdi cevap veriyorum.

Zaten üslubundan arkadaşımızın çok keskin olduğu anlaşılıyor ama olsun. Elimde devletin istatistikleri var, oradan aldığım değerlerle cevap vereceğim. Bazıları bu keskin okuyucum gibi o da inanmayabilir ama bizim görevimiz her okuyucuya değer vermek, onların sorularını dikkate almak olmalıdır.

Yalın efendinin (cinsiyetinin ne olduğunu bilmediğim için orta yol olarak efendi diye hitap ediyorum) sorusunu birkaç ana ürünü ve nüfus değerlerini esas alarak cevaplayacağım ki değerlendirme doğru yapılsın. Elbette muhalefet karşı çıkmaktır ama olanı görmemek, yapılanı inkâr etmek değildir. Tarım sektörü hep ret edilmiş, ülke geriye gitmiş gibi gösterilmiş ama durum hiç de öyle değil. Buna göre:

2003’te nüfusumuz 65.9 milyon, tarım alanımız 26.5 milyon hektar. 2017’de nüfusumuz 80 milyon, tarım alanımız 23.5 milyon ha (3 milyon hektar azalma var). Bazı temel ürün değerleri ise şöyle:

Ürün

2002

2017

Artış (ton)

Artış

Buğday (ton)

19 660 000

21 500 000

1 840 000

% 9.0

Ayçiçeği

850 000

1 964 000

1 114 000

% 131

Dane mısır

2 100 000

6 000 000

3 900 000

% 285

Ş. Pancarı

16 500 000

20 500 000

4 000 000

% 24

Kütlü Pamuk

2 500 000

2 450 000

-50 000

-% 2

Yukarıda verilen liste önemli tarla bitkileri ürünlerine aittir. Bunun yanında başkaca da artan tarla ürünleri var ancak hepsini alacak durumda değiliz. Pamuktaki azalma sadece o yıla ait olsa da pamuk üretimi aşağı yukarı aynı kalmıştır. Pamuk üretimimiz gerçekte ülke ihtiyacını karşılar durumda olmaktadır ancak tekstil ürünlerimiz önemli bir yere sahip olduğundan ihracat için ithal etmekteyiz. Bunun yanında pamuk özel bir iklim istediğinden, ülkemiz için üretim potansiyeli ancak bu kadardır.   

Bu arada 2009’dan 2017’ye kadar meyvelerden armut 340 bin tondan, 503 bin tona; elma 2.2 milyon tondan, 3 milyon tona; kayısı 315 bin tondan, 985 bin tona, kiraz 210 bin tondan, 627 bin tona; zeytin 1.8 milyon tondan, 2.1 milyon tona; portakal 1.250 milyon tondan, 1.950 bin tona; limon 535 bin tondan, 1 milyon tona; mandalina 590 bin tondan, 1.550 bin tona yükselmiştir.

Yine muz, Antep fıstığı, badem, ceviz, fındık, üzüm, çilek (3 katı), muz (4 katı), nar (9 katı), kivi (20 katı) artarak toplamda 13.2 milyon tondan 20.5 milyon tona yükselmiştir. Bu aralıkta yaş sebze meyve üretimimiz de toplamda 26 milyon tondan 30 milyon tona çıkmıştır.

En önemlisi yıllardır dışa bağımlı olduğumuz tohumluk üretimindeki artıştır. Toplam bitkilerde tohumluk üretimimiz 2002’de 145 bin ton iken, 7 kat artarak 2017’de 1 milyon 50 bin tona çıkmış, dışa bağımlılık % 100’den % 30’lara düşmüştür. Bugün tohum üreticilerine sınırlarımızı kapatsak dahi kendi ürettiğimiz tohumlar bize yetecek durumdadır. Bu % 30’luk bağımlılık oranı dış ticaretin gereğidir.

Bu arada 2002’den 2017’ye yonca üretimi 260 binden 660 bin ha’a, mısır 550 bin hektardan 1.125 bin hektara, toplam yem bitkileri üretim alanı 1.15 milyon ha dan, 2.678 bin hektara çıkmıştır.

Seracılıkta da artış vardır. 2002’de toplam 535 bin dekar olan sera alanımız, % 40 arışla 2017’de 752 dekara, toplam üretim 4.2 milyon tondan, 7.6 milyon tona çıkmıştır. 

DEVAM EDECEK

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
14 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR