Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Özel Şeker Fabrikaları, Nereye Kadar

Ülkemde tesisine 1926 senesinde 2 şeker fabrikası ile başlayan Türk şeker sanayi, neredeyse 100 senesini doldurmak üzere. Buna sevinmek gerekir ancak son günlerde gazetelerde ve sosyal basında özel şeker fabrikaları ila alakalı doğru-yanlış onlarca makale kaleme alınıyor, yorumlar yapılıyor. Yazılanlara ve olanlara üzülmemek elde değil ancak “dile de düşmemek lazım”.

Esas konuyu ele almadan önce Türk Şeker Sanayi hakkında bazı genellemelerin bilinmesi esastır. Ülkemde 3 türde şeker fabrikası var. Günümüzde bunlar Devlet, Kooperatif ve Özel Fabrikalar olmak üzere 3 ana tasnifte ele alınır. 1950 ye kadar sadece Devlet Fabrikaları varken bu tarihten sonra inşa edilen Devlet ve Pancar Kooperatifleri ortaklığında kurulan 5 seker fabrikası (Konya, Kayseri, Kütahya, Adapazarı ve Amasya) devreye Kooperatif Fabrikalarını, 1992 de özelleştirme sürecinde, kooperatif ve özel fabrikalardan bazıları tamamen özel sektöre satılarak Özel Fabrikalar ifadesini de sokmuştur. Bu arada bu 5 şeker kooperatif fabrikası yönetimini tamamen sahibi olduğu kooperatiflere devretmiş, dolayısıyla kooperatif yöneticilerine bırakmıştır. Bu arada sadece 3 kooperatif fabrikası (Kayseri, Konya ve Amasya) kalmıştır. Bu fabrikalarda esas çekişme de bundan sonra başlamıştır.

Gelelim Kooperatif Fabrikalarında yaşanan çekişmelere ve çıkar kavgalarına. Sonuçta kime ne oluyor, kim kazanıyor, kim kaybediyor. Kim iyi, kim kötü niyetli. Ehliyet, liyakat, sadakat; soyulan kim, soyduran kim; kimlere ne yansıyor. Bu liste daha da uzayabilir.

Geriye dönecek olursan, 1950-60 arasında inşaatına başlanan 13 şeker fabrikasının 5’i, oldukça güzel bir modellemeyle yani devlet-üretici işbirliği ile kurulmuştur. Bu model 1990’lı yıllara kadar gayet iyi işlemiş, KİT (Kamu İktisadi Teşekkülü) işletmeleri mantığı ile fabrikaların bütçe ve kazançları merkezi bir havuzunda toplanarak sonraki yatırımlara konu olmuştur.

KİT mantığı devletten devlete değişmekle, genel olarak kamusal kaynakları kullanarak ekonomik alanda faaliyet gösteren Devlet Kuruluşlarıdır. Uluslararası mantığa göre "devlet şirketi" olarak geçen bu ifade, sahibi olan hükûmet adına ticari faaliyetlerini üstlenen bir tüzel kişiliktir. Burada Devletimiz kooperatifler kanalıyla üreticinin de desteğini alarak bölgelere göre şeker fabrikaları inşa etmiştir.

Bu 5 Kooperatif fabrikası peyderpey özelleştirme adı altına, 1991’den itibaren kuruluşta hissedarları olan pancar kooperatiflerine devredilmeye, yani özerkleşmeye başlandı. Ancak bu fabrika hisseleri, sadece kendine pancar üreten kooperatifin değil, Pankobirlik organizasyonunda yer alan diğer fabrika kooperatiflerine de aitti. Özetle, Konya Fabrikasına, kayseri, Amasya; Kayseri’ ye Konya, Kütahya gibi o bölgenin pancar kooperatifleri de ortaktı ve diğer kooperatiflerden yönetime eleman alırlardı. 1991 e kadar Türkşeker bünyesinde yer alan bu 5 fabrikada, pancar çiftçisi ortaklığından dolayı bağlı olduğu fabrikada temsil edilir, yönetimde alınan kararları Türkşeker’e bağlı idareciler uygulardı.

Bugün kooperatif fabrikaları üzerine yoğun yolsuzluk tartışmaları yapılmaktadır. Bu konuda her ne kadar tezviratlar mümkün olsa da doğrular da olabilir. Özerkleşme süreci sonrası kooperatif fabrikası üreticilerden bazıları önce pancar kooperatifini sonra da fabrikayı ele geçirdi. Zira kooperatifte para akışı az, esas para akışı fabrikalarda idi. Özellikle Derviş Yasaları sonrası, şekere yapılan büyük zamlarla fabrikalar fazlaca kârlar elde etmeye başladı, dananın kuyruğu da burada koptu. Hırsa kapılan yöneticiler, pancarla ilgili yatırımları başka konulara, hatta başka bölgelere kaydırdı.

Para, itibar ve hava hırsı da iktidarda kalma adına birkaç yandaş üretici ile saltanatlarını devam ettirdiler. Öyle ki kota yolsuzlukları, kendi adamlarını kayırma, yurtdışı seyahatleri, lüks araba ve korumalar vs. aldı yürüdü. Bu konuda sadece yöneticiler suçlu değil, fabrikanın kendi malı olduğunu bilmeyen, sadece kendi menfaatini düşünen, küspe ve kota için kapıda bekleyen üreticiler de suçlu.

Yapılması gereken özel de olsa şeker gibi bir temel gıda ve önemli bir üretim ve istihdam kaynağı olan kooperatif fabrikalarını bir şekilde ilgili devlet teşkilatlarından (Türkşeker gibi) birine entegre etmek olmalıdır. Böylece hem çiftçi hakları korunacak, hem de temel gıda üretimimiz garanti altına alınacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi

6 Eylül 1980'den, 6 Eylül 2025’e

09 Eylül 2025 Salı 00:01

İyi analar ve evlatlar da var

26 Ağustos 2025 Salı 00:02

Tütün ve tütün mamulleri

22 Temmuz 2025 Salı 00:04

Küresel ısınma ve İklim Kanunu

15 Temmuz 2025 Salı 00:04

Üç kadın, üç örnek

08 Temmuz 2025 Salı 00:02