Yıllar önce içinde günlük olarak taşınabilecek her şeyi bulundurduğum el çantamı kaybetmiştim. Telefon, cüzdan, bir miktar para kimlikler… O gün için manevi değeri daha büyük şeyler.

Nasıl üzülmüş nasıl afallamıştım.

Eve geldiğimde, ev telefonu üzerinden karakoldan aramışlar. Gittim. Çanta eksiksiz karşımda duruyordu. Adam gibi bir adam bulmuş. Bakmış etrafta kimse yok. Götürmüş en yakın karakola bırakmış. İçindeki kimlik bilgilerinden de bana ulaşmışlar. Sağ olsunlar.

Belki basit geliyor ama o gün önce nasıl iliklerime kadar üşüdüğümü daha sonra nasıl ısındığımı bugün bile hatırlarım.

O gün için yine yerel gazetelerimizde köşe yazarlığı yapıyordum. Ve ‘Meğer insanlık ölmemiş’ başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Belki 12-13 sene olmuştur. Bilemiyorum.

Konya’da art arda yaşanan iki olay bana bu anımı hatırlattı.

Önce hesabına yanlışlıkla gönderilen 28 bin Euro yani 280 bin liradan fazla parayı, bir yanlışlık olduğunu düşünerek bankaya gidip bildiren kişinin haberi düştü.

Ereğli'de yaşayan 2 çocuk babası Durmuş Şahan hesabına gönderilen 28 bin Euro’yu görüyor. Hemen bankaya koşuyor. Banka yetkilileri bir hata olduğunu saptıyor. Durmuş Bey asil bir şekilde parayı gelen hesaba iade ediyor. Kimsenin ruhu duymadan çekip harcayabilir miydi?

Daha evvel onlarca kez böylesi olaylar yaşamadık mı?

Ama ne diyor Sayın Şahan, "Parayı yanlışlıkla hesabıma yatıran kişinin mağdur olmaması için elimizden geleni yaptık. Çok mutluyum, Allah böyle paraları yemeyi kimseye nasip etmesin. Böyle paralar karşımıza çıktığı andan itibaren gerekli yerlerle irtibata geçerek para kime aitse iade edilmeli." Tam 100 kere helal olsun.

İkinci haberi yine dün Ereğli ilçesinden geldi. Niğde’den bir amca araç almak için Ereğli’ye gidiyor. Kutören Mahallesinde durduğu sırada belki de bütün birikimi olan 45-50 bin liralık altın olan çantayı düşürüyor. Bereket versin çantayı 66 yaşındaki Saadet Yeşil adlı teyzemiz buluyor ve muhtara götürüyor. Netice altınlar paralar sahibine teslim ediliyor.

Size tam aksi yönde üstelik Konya’da yaşanmış şu an zihnimde olan 3 ayrı hikâye anlatabilirim.

Lakin kötü şeylerden bahsetmek güzel değil.

Biz iyiliği yayalım ki örnek olsun.

Allah, Durmuş Bey’den de, Saadet Hanım’dan da razı olsun. Erdemlilik budur.

Çok uğraştılar ama Anadolu insanın mayasını bozamadılar. Çok şükür harama tevessül etmeyen milyonlarca insanla birlikte yaşıyoruz. Çok şükür insanlık ölmemiş.

Bütün dertlere sıkıntılara, her gün yaşanan cinayetlere hırsızlıklara rağmen hala mayası temiz insanlarımız var. Yeter ki Rabbim kötüye çattırmasın.

Tüm bunların yanında bu kayıpları yaşayanların da imtihandan geçtiğini unutmamak gerek Allah sevdiği kuluna önce kaybettirir sonra buldurur sevindirirmiş derler eskiler. Helal olan döner gelir elbet.

SAFLARI AYIRMA DEĞİL BİRLEŞTİRME VAKTİ

Selçuklu Konya’nın en büyük ilçesi. Haliyle yönetimsel olarak en zor yeri de diyebiliriz. Zira nüfus çoğaldıkça farklı düşünceler, farklı istekler ve sesler de çoğalıyor.

Bir süredir Selçuklu Belediyesinin kanuna uygun olmayan alanlardaki yapılaşmaları yıktığı ile ilgili bilgiler geliyor. Yasal olarak bundan daha doğal ne olabilir?

Devlet, eşitlik ilkesi kapsamında tüm vatandaşlarının haklarını korur.

600 bin nüfusta birkaç kişinin istediği olamaz.

Bu yıkım işleri her zaman meşakkatli olur. Hatırlayın tentelerin yıkımı esnasında da Konya’da çok gürültü çıkmıştı. Yine Selçuklu o olaya da öncülük etmişti.

Burada doğal akan bir süreç var anladığım kadarıyla. Lakin AK Partili Metin Külünk Bey’in sosyal medyadan Başkan Ahmet Pekyatırmacı’ya uyarısı bence yakışık almamış. Zira ifadeler kendisinin Pekyatırmacı Başkanı hiç tanımadığı izlenimi veriyor. Devlet ile vatandaşı değil karşı karşıya getirmek isteyecek; bir arada tutmak için çırpınan bir isimdir Ahmet Başkan. Bunu da Konya’da yaşayan tanıyan vatandaşlar da diğer yöneticiler de çok iyi bilir. Evet, Sayın Külünk belki iyi niyetle bir şeyler yapma derdinde. Lakin yol bence bu olmamalıydı. En çok şikâyet ettiğimiz, bıktığımız sosyal medya platformlarında aynı saftaki insanların birbirine düşmesi hoş bir şey değil. Zaten arayı karıştırmak için dolanan milyonlarca fitne hesap var. Safları ayırma değil birleştirme vaktindeyiz dostlar…