Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

“Sevgi, saygı ve dostluklar baki; Eleştiri haktır”

“Sevgi, saygı ve dostluklar baki; Eleştiri haktır”

17 Haziran’da okulların yaz tatiline girmesiyle beş yıldır ilk kez ara verdiğimiz Kültür Atlası’na yine bir ekim ayında kaldığımız yerden devam ediyoruz.

İlk olarak 23 yıl önce Yeni Meram’da ‘Sanat Atlası’ ile başlayan kültür sanat yolculuğumuz 1 Ekim 2017’den beridir de Pusula gazetemizde devam ediyor. Kimi zaman haftada üç gün, hiç ara vermeden bugünlere geldik.

Bu yeni dönemde mutat olduğu üzere yeni dönemde sayfalarımızda ve benim “Düşünceye Saygı” köşemde yer vereceğim konu, eser ve yazarlara kısaca değinerek, bir nevi ön duyuru yapmış olacağız.

ÖZGÜN, KUŞATICI VE FAYDALI

Edebiyat eleştirisi ve dergiler beş yıldır olduğu gibi yine baş meselemiz olmaya devam edecek. Günümüzün önemli eleştirmenleri, bir başka ifadeyle cesur eleştirmenleri; başta Osman Özbahçe, Mehmet Erdoğan, Necmeddin Turinay’ın metin ve yeni kitapları ilk plânda kazı çalışması yapacağımız işler olacak.

Ankara’da üniversite hocalığı mesaisi yanında başta Şiraze olmak üzere çeşitli süreli yayınlarda yazıları, art arda çıkan yeni kitapları ile dur durak bilmeden edebiyatımıza katkı vermeyi sürdüren Necmeddin Turinay hocamız Hece’nin ‘D. Mehmet Doğan’ dosyasındaki makalesinde ve TYB 2022 yıllığındaki söyleşisinde bilindik faydalı ve özgün olma tarzını şahlandırmıştı son olarak. Gerek bu metinler, gerekse Ketebe’den çıkan ve Mehmet Kaplan, Ahmet Hamdi Tanpınar ile Orhan Okay’ı gündeme taşıdığı yeni kitabı kısa bir süre sonra sayfamıza konuk olacak.

BAŞKA BİR ELEŞTİRİ MÜMKÜN

Belli konularda belli sözlerin sürekli tekrar edilegelmesi mevzu bahis konu yahut yazarı sıradanlaştırıyor, hakkıyla ele alınmasını ve dersler çıkarılmasını güçleştiriyor. Edebiyat ortamımızın, mahfillerimizin istenilen canlılıkta olmamasının en büyük müsebbibi bu olsa gerek.

Dava bilincinden, etkili dosya konularından ve meselelerinden uzak, derme çatma yığılmadan ibaret, ortak bir şuurdan uzak dergilerimiz ve hakkıyla yapılamayan edebiyat eleştirisi bu çoraklığı/cılızlığı yeşertemiyor. Bu karamsar tablonun uzağında yüz akı iki eleştirmenimiz Osman Özbahçe ve Mehmet Erdoğan sessiz, sakin ve derinden edebiyatı dert edinmeye, edebiyatımızın lâyık olduğu yere çıkması yolunda çabalarını sürdürüyorlar.

Özbahçe’nin aynı zamanda editörü olduğu Ebabil Yayınlarından yeni çıkan iki deneme/eleştiri kitabı ile Mehmet Erdoğan’ın Kopernik etiketli ‘Edebiyat ve Eleştiri Yazıları’ benzerini daha çok görmeyi can-ı gönülden arzuladığımız çalışmalar.

Mehmet Erdoğan; aralarında İsmet Özel, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Necip Tosun ve pek çok kalem hakkında alışık olmadığımız tarzda ve siklette hükümlerde bulunuyor eleştirilerinde. Pek çoğuna okurun; ‘biz neden bunları fark edemedik?’ dedirtecek sarsıcı/şaşırtıcı metinler, eleştiri dostlarını ziyadesiyle memnun edecek, bilgilendirecek.

Ne de olsa Mehmet Erdoğan’ın altını çizdiği gibi “sevgi, saygı ve dostluklar baki, eleştiri ise haktır.”

SEN ÇOK YAŞA “ŞİRAZE”

İki ayda bir okurla buluşan kitap kültürü dergisi Şiraze emin adımlarla yoluna devam ediyor. 13. sayıya ulaşan dergi son sayı dosya konusunu ‘Eleştiriye Nereden Başlamalı?’ konusuna ayırmış.

Okumaya ve yazmaya gönül veren herkes için oldukça faydalı gördüğümüz ve tavsiye ettiğimiz Şiraze dergisi, vizyonlarını şu satırlarla özetliyor; “Okumanın önemine inandığımız için geniş bir yelpazede düşünüp kendimizi “kitap kültürü dergisi” diye tarif etsek de asli vazifemiz kitap tahlili ve tenkididir. Yapıcı eleştirinin edebiyat, sanat ve kültür için vazgeçilmez bir unsur olduğuna inanıyoruz.

Eleştiri; eserdeki olumlu ve olumsuz yönlere işaret eder, eser sahibine katkı sağlar, okuyucuya yardımcı olur, en önemlisi de yol gösterir. Eleştiri kelimesini duyduğumuz vakit, ister istemez, olumsuz bir izlenime kapılırız. Hâlbuki eleştiri olmadan bir eserin değerinin anlaşılması mümkün değildir. Nice eser vardır ki değerli olup olmadığı; malumat, ehliyet, liyakat ve hakkaniyet sahibi eleştirmenler tarafından tespit edilmiştir.”

KURGU KİMDEN YANA?

Abdullah Harmancı Konya’mızdan tüm Türkiye’ye ismini duyuran, kendini kabul ettirmiş bir Aedebiyatçı. Aynı zamanda Necmettin Erbakan Üniversitesinde edebiyat profesörü olan Harmancı bugünlerde çocuk edebiyatına ağırlık verse de hikâye ve eleştiri türlerini de ihmal etmiyor. Son olarak İz etiketiyle çıkan ‘Kurmaca Kimden Yana?’ adlı 270 sayfalık kitabında çeşitli süreli yayınlardaki deneme, değini ve eleştiri yazılarını bir araya getirmiş.

Hemşerimizin kitabını da diğer kitap eleştirilerimizde olduğu gibi tüm boyutlarıyla ele aldık. Şimdilik şöyle bir ipucu vereyim: ‘Kurmaca Kimden Yana?’da problem çok…

ÇOK ŞEY DEĞİŞMİŞ

Daha önce başladığım lâkin çeşitli nedenlerle ara verdiğim yüksek lisans derslerine aftan yararlanarak öndüm, yıllar sonra.

Senelerce, senelerce evvel 1999 yılında mezun olduğum Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümündeki hocalarımın birçoğu yoktu.

Yeni Türk Edebiyatı alanındaki yüksek lisans dersleri yeni başladı, ilk intibalarım harika. Hüküm vermekte acele etmek istemiyorum ama günümüz edebiyatını da kuşatan geniş bir konu yelpazesi, farklı ve özgün bakış açıları, süreli yayınları önemseyen ve birçok dergiyi takip eden tutum o zamanlardan bugüne çok şeyin değiştiğinin delilleri.

Genç nesle dair umutlarımızı ileri taşıyan ilgili ve başarılı iki arkadaşım ve hocalarımla bereketli bir dönemin heyecanını iliklerime kadar hissediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR