Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

TARİHTE KÜRT DEVLETLERİ DENEMELERİ-4

TARİHTE KÜRT DEVLETLERİ DENEMELERİ-4

 

Yazının birinci bölümünde 20. yüzyılın başından bugüne kadar Türkiye ve dışarıda kurdurulan Şeyh Mahmut’ un 1918-22 arsında Güney Kürdistan Hükümetinin kuruluşundan bahsetmiştim.

İkinci bölümünde İngilizlerin Kürtleri çıkarlarına nasıl alet ettiğin, vaat edilen devletlerin yıkılışını ele almış, Şeyh Mahmud’un 1924 de mücadelesi ve sonrası gelişen olayları ele almıştım.

Üçüncü bölümde Rusya’nın 1930’dan itibaren bazı Kürt aşiretleriyle ilgilenmeleri ve bu meseleye Marksist bakışla “Müslümanlıktan arındırılmış, komünist Kürt hareketini” desteğine değinmiştim. 

Gelişen süreçte 2. Dünya Savaşı sonrası emperyalistler dünyayı yeniden şekillendirme ve uluslararası pazarları paylaşma mücadelesi veriyor, Yalta’da dünya haritasını yeniden çiziyorlardı. Bu arada İran, Sovyetler ile tırmanan gerginlik üzerine Birleşmiş Milletlere başvurdu, 6 Mart 1946’da ABD, Sovyetler Birliği’ne, İran’dan zamanında çekilmediği için protesto notaları vermişti. Böylece ABD, her alanda olduğu gibi burada da siyasi rakibi Sovyetleri kuşatmaya ve köşeye sıkıştırmaya başlamıştı.

Bunun üzerine Sovyetler Birliği ansızın tavır değiştirir ve İran’dan kuvvetlerini çekeceğini bildirir. Bu arada İran ile Rusya ortak Petrol Arama Şirketi kurdu. Bu antlaşma 50 yıl süreyle yürürlükte kalacaktı.

Ayrıca Antlaşma, Mehabad meselesini “İran’ın bir iç işi” olarak görüyor ve İran tarafından barışçı bir şekilde halledileceğini kaydediyordu. Kısacası Sovyet emperyalizmi, Mehabad Kürt Cumhuriyeti’ni menfaatleri öyle icap ettiği için kısa sürede İran’ın insafına terk etmeyi tercih etmişti. Rusya söz konusu anlaşmadaki imzasına sadık kalıp, 6 Mayıs 1946’da İran’dan tamamen çekilmiştir. Bundan cesaret alan Şah Rızanın İran’ı, nisan ayında Mehabad Cumhuriyeti’ne saldırdı.

İlk savaşta İran yenilip geri çekilmekten kurtulamadı. İran ile Mehabad’ın ikinci büyük savaşı, 3 Mayıs 1946’da olmuştur. Burada da İran bir kez daha geri çekilmek zorunda kalmıştır.

Mehabad Cumhuriyeti’nin İran’a saldıracağı haberini alan Sovyetler, “Kürtlerin, İran ordusunun saldırısını püskürtmede Sovyet desteğine güvenmemelerini” iletmişti. Sovyet ihtarı, aşiretler ile Mehabad Hükümetinden desteklerini çekmesine sebep olmuş, dahası, ordusu dağılmaya başlamıştır.

Aralık 1946’da İran Tebriz’i işgal eder ve Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’ni çökertir. Bu Mehabad’da büyük bir şaşkınlık ve tedirginlik meydana getirir. Azerbaycan bile feda edildiğine göre, Mehabad için kimsenin kılını kıpırdatmayacağı ortadadır. Durumun karmaşıklaşması ve Tebriz’in düşmesi üzerine Mustafa Barzani cepheden döner Kadı Muhammed ve Seyfi Kadı ile alınacak tedbirleri görüşse de 17 Aralık 1946’da İran ordusu Mehabad’a girer ve Kürt Cumhuriyeti’nin varlığına son verir.

Yaklaşık bir yıllık siyasi ömrü olan devletin yönetiminde görev alan birçok kişi tutuklanır, yöneticiler İdama çarptırılır. Kadı Muhammed, 31 Mart 1947 tarihinde cumhuriyetin ilan edildiği Meydanda idam edilir.

Sonuç; görüldüğü gibi emperyalist ve sömürgeci güçlerin insafı ve hukuk anlayışı bu kadardır. Onların meselesi hukuk değil çıkarları doğrultusunda büyük devletleri mikro ırkçılık uygulamaları ile böl-yönet taktiğidir. BU DÜN BÖYLE İDİ, BUGÜN DE BÖYLE.

Fazla söze ne hacet. Bu ülkenin asli unsuru ve vatandaşı olan Kürt kardeşlerimizin tarihi iyi okumaları, bölücü unsurlara fırsat vermemeleri ve hatta bölücülere karşı kendileri mücadele etmeleri gerekir.  Kürt-Türk kardeşliğini ayakta tutan ortak ve şanlı geçmişimiz ve ortak değerimiz olan İslam’dır. Irka dayalı küçük devletler hedefi bölgede kan ve kargaşa demektir. Bölünme ve devlet olma senaryoları size ait ve faydanıza olacak bir gelecek vaat etmiyor. Gelin bundan vazgeçin.

Söyleyecek fazla bir şey kalmadı, İşte tarih-işte gerçek.

Bu yazı “Kürt Meselesinin Açılımı” kitabının kısa bir özetidir.

Saygı ve muhabbetle. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR