Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Yol hikâyeleri 11- Ateist bir genç ile

Yol hikâyeleri 11- Ateist bir genç ile

Hafta Sonunda bir proje çalışmasına katılmak üzere yüksek hızlı trenle İzmit’e gidiyorum. Yht İle seyahat rahat, hızlılığı yanında oldukça da ekonomik. Bu cümlenin son bölümüne kızanlar Çıkabilse Esas Şudur. İktidara Sadece Muhalefet Etmek Amacıyla Birçok Konuda Avrupa Ülkeleri İle mukayese edenler için avrupa’da normal trenle bu mesafede bir yolculuğun en az 100 Euro olduğunu bilmezler. Konya-istanbul’u 20 Euro’ya geçen vatandaşım, Avrupa’da en az 5 katı ödemek zorundadır.

Eskişehir’de yeni yolculardan yanıma 20’ li yaşlarda öğrenci olduğu her halinden belli olan biri bindi. Tüm gençlerde olduğu gibi kulaklarına telefonunun mikrofonunu takarak gözlerini yumdu. Bir saat sonra uyandı ve bana baktığında söze ilk ben “anlat bakalım delikanlı, belli ki talebesin” diyerek söze başladım. Dediğim gibi Eskişehir de mühendislik okuyor. Duruşuyla oldukça ciddi gözüken delikanlı için sözü fazla uzatmadan “neden mühendislik” diyerek sordum. Gayet düzgün ve net ifadelerle “mühendislik günümüzün en çok aranan mesleği de onun için”. Bu tür karşılaşmalarda çoğu gençler mesleğini bilmeden seçer. Bunu ailesi veya çevresinin etkisiyle yaptığını bildiğim için, bu delikanlının bilerek ve isteyerek seçmesi hoşuma gitti ve kendisini “aferin doğru yapmışsın” diyerek tebrik ettim.

Mühendislikle ilgili kendimden de bahsederek açıklamalarda bulunmam delikanlının çok hoşuna gitti. Bu arada eğitimini tamamladıktan sonra Avrupa’nın önemli firmalarında çalışacağını ve başarılı olup Türkiye’ye döneceğim dedi. Avrupa iş bulma ile ilgili ne biliyorsun a karşılık da her zaman olduğu ve ezberletildiği gibi burada çalışına değer verilmediğini, hukukun olmadığını, torpilin ve liyakatsizliğin önde, çoğu gençlerin işsiz olduğunu ve de daha da çok şeylerden bahsetti. Sabırla dinledim.

Peki, tek bir soru soracağım “Burada sadece motor ve savunma sanayinde ki gelişmeleri, Havelsan, Aselsan ve sektörün ihracatta aldığı payı ve Teknofest’i biliyor musun? Bunun yanında bu sektörde yazılımcısından, makine-elektrik-elektronik, mekatronik, enerji ve endüstri mühendislerine ihtiyaç olduğunu bahisle; bunlar da mı torpille alındı” dediğimde de, bana geçerli bir cevap veremedi.

Konuşma döndü dolaştı mülteci konusuna geldi. Eskinin komünist, şimdinin ulusalcı-Kemalist ve emperyalizmin gizli sözcülerinin ezberlettiği sloganları ezbere saydı. Sabırla dinledim. Aslında milli duyguları olan delikanlıya “bulunduğumuz coğrafya, Türk ve İslam dünyası; tarihimiz, bize yüklenen görevler ve günümüzde yaşanan yeni olaylar hakkında yorumlamalar yaparken “İslam dünyasından bana ne, Araplar bizim düşmanımız” gibi yine ezber cümlelerle araya girdi. Sonra da İslam sözünü işitince de “ben ateistim” demesin mi? Bu tür tavırlarla birçok yerde karşılaştığım için, bu durumda tartışmanın ne kadar zor olduğunu da biliyorum. Sustum, gözlerine baktım, gözlerini benden kaçırdı. Olabilir ancak İslam hakkında ne biliyorsun dediğimde de “belki Müslümanım ama kafam karışık. Müslüman, Sünni, Şia hakkında birşey bilmiyorum, Allah hakkında hiçbir fikrim yok”. Durdum, Ateist gençliğin oranının ne olduğu sorusuna da fazlaca değil cevabı beni biraz teselli etti, diyebilirim.

Konuşmamız bu çerçevede sürse de delikanlıya hiç dışlayıcı bir tavır almadım. Zira o ezberletilen söz ve kelimeleri tekrarlıyor. Dini kurumlar, İslami cemaat ve tarikatlar ve mülteci üzerinde o kadar çok yalan yayınlar var ki, gençlerin kafası karışıyor. Bu genç ve diğer ulusalcı-laikçiler, tavır bakımından aynı ve aynı şeyleri söylüyor. Zavallı gençler emperyalizmin kucağına düşeceklerinin farkında değil.

Aslında saf ve samimi gördüğüm bu gençle daha uzun konuşmak isterdim, ancak yolculuğum sona erdi. Gelinen nokta bu. Çağdaş yobaz ve ırkçı-ulusalcı, dönme iç işbirlikçilerin yürüttüğü tezviratlar demek ki gençliğimiz üzerinde etkili oluyor. Bu yalanların hedefi Türkiye. Buna milliyim diyen hiçbir vatandaşım inanmamalı. Delikanlıya son tavsiyem “ne olursan ol çok çalış ve başar” oldu.

Esas problem içeride. Kanaatimce siyasetin ana konusu bu olmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR