Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Ah Güzel Ülkem-2

Ah Güzel Ülkem-2

Yine sabah erken yola düşüyorum. İlk Hedef Aksaray üzerinden Kırşehir. Defalarca geçtiğim bu yola her çıkışım beni heyecanlandırıyor. Zira doğduğum bölgelere yaklaşıyorum. Her zaman “insan hatıraları ile yaşamalı” derim. Geçmişinden, hatıralarından kopmuş bir insan bence yarım sayılır.

Mevsim gereği sıcak havada kaliteli yollar bu sıcaklığı pek fark ettirmiyor. İlkbahardan yaza geçiş günleri yaklaştığı için sağlı sollu ekinler, meralar veya ağaçlar yeşil rengini kısmen korusa da kuraklık sebebiyle yer yer sararmalar görülüyor. Üç aydır yağış alamayan yerler var. Sevinç ve üzüntü. Seyahate seviniyor, kuraklığa üzülüyorum. Tarladan alınamayacak kadar gelişme geriliği göstermiş tarlalar var. Öyle ki bazı tarlalar şimdiden otlatılması için hayvanlara bırakılmış durumda. Biçerdöverle alınacak kadar gelişmiş olan buğday-arpa tarlalarının da tane kalitelerinin iyi olduğu söylenemez.

Seyahatimden 2-3 gün önce düşen yağışların da bazı yörelerde ki ulunan hububata çare olacağı düşünülemez. Kışlık ürünler için gelişmenin sonlarına doğru gelen yağışlar olsa olsa da bu yağışların yazlık ürünlere (patates, şeker pancar, ayçiçeği, mısır vs.) faydası olacaktır.

Yola devam. Her an gözüm tarım alanlarında birkaç gündür düşen yağışa rağmen halen çimlenmeyen yazlık ürünlerden bazıları sulamaya alınmış bile. Seyrek çıkan bir tarlanın başında duruyor, sulama yapan çiftçi kardeşime “yağmur düşmüşken neden sulama yapıyorsunuz” sözüme karşılık elleriyle toprağı tırmalayarak ve halen çimlenmemiş tohumları göstererek “bak efendi, ne kadar yağmur düşmüş” diyor. “Haklısınız, bereketli olsun, ancak sulama suyunu ekonomik kullanmak gerekir” diyerek ayrılıyorum. O da işin şuurunda “başka çaremiz mi var, bu sene umudumuz yazlık ürünlerde” diyerek sitem ediyor. Bir süre daha sulama suyunun öneminden ve azalmalardan bahsediyorum.

Aksaray sonrası kıvrımlı yollardan Ortaköy’e, orandan da ara yollar ve Kızılırmak üzerinden Mucur’a geçiyorum. Bu hatta tarla bitkileri kısmen iyi. Mucur bölümünde yer altı sulamaları var. Burada yaygın olarak üretilen aspir bitkisi bunca olumsuzluğa rağmen hububattan daha iyi durumda. Çiftçilerle konu tartışılıyor, “aspir, kuraklığın garanti bitkisidir” şeklinde mutabakata varılıyor.

Gece Kayseri’ deyim. Ertesi gün Kızılırmak vadisinde ki aspir üretim alanlarına geçiyoruz. Bu bölge insanı olmama rağmen Yamula Barajı göl alanına hiç geçmemiştim. Kuşçu Köyü baraj gölü dinlenme havzası haline gelmiş. Kayseri’ye deniz gelmiş ancak lüks evler arsa ve tarla fiyatlarını artırmış.  

Burada hububat iyi durumda, aspir daha da iyi. Sevinçle ayrılıyorum. Hedefimde Yozgat ilçeleri var. Bu şehir doğduğum, Kayseri yetiştiğim yer. Yollar mükemmel. Yol boyunca arazi kontrolleri yapmaya devam ediyorum. Himmetdede kavşağında yaşlı bir adamı alıyorum. Çocukları köyü terk etmiş, kendi de yaşlandığı için çalışamıyor, tarlalarını kiraya vermiş. Aynı durum benim ailem için de söz konusu.  

Yol üstünde ki köyüme uğruyorum. Dede yurdu. Bitirdiğim İlkokulumda ki öğretmenlerle kısa bir sohbetle 60 yıl geriye gidiyor, duygulanıyorum. Dedem, babam, anam ve hayatta olan kardeşlerimle olan hayat akışım aklıma geliyor. Her tarafından sular akan köyümde ki büyük gölet de kurumuş. Yer yer 2 m derinliğe inen ve yüzmeyi öğrendiğimiz köy için deresinden (öz) öyle çağıl çağıl sular akmıyor.

Yoluma Yeni Fakılı üzerinden Şefaatli’ye geçmek üzere devam ediyorum. Oldukça kestirme olan ve daha önce de geçtiğim bu iki ilçe arası yolun bir kısmı hâlâ toprak. Buna şaşırmamak mümkün değil. Ülkemin % 98 ini gezdim ve böyle bir durumu çok az yerde gördüm. Anadolu insanı ne de cefakâr. 

Karanlık Dere ve Şefaatli hattı çocukluğumdan beri terenle geçtiğim bir güzergâh. Yerköy’e kadar tüm vadi arabayla geçiliyor. Ne de güzel bir manzara. Yeşil, sarı ve az da olsa akan suyu ve Batıdan-Doğuya ve köyümden de geçen tren yolu birbirini takip ediyor. Şefaatli ve Yerköy aspir denemeleri de iyi. Hele 2 defa sulanan deneme inanılmaz gelişmiş, bitki boyları 80 cm leri bulmuş.

Ülkemin her tarafı güzel, görmeye ve sevmeye değer. Çiftçimiz zor şartlara rağmen üretimden yılmıyor. Onlara minnet duymalı, tüm tarım sektörü ne de. Rabbim yardımcıları olsun.   

Yeni yollar ve hatıralarla buluşmak üzere, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR