Erol Sunat

Erol Sunat

“Başkan İyi Çalışıyor, Konya’yı Paris Yapacak!”

“Başkan İyi Çalışıyor, Konya’yı Paris Yapacak!”

Konya’nın tarihi dokusu vardı, Konya’nın kültürel dokusu vardı! Konya’nın turizm dokusu vardı.

Değişim adına, gelişme adına, farklılık yaratma adına, bu dokulara gerekli dokunuşları yapamadık!

Ancak yapma yolunda adımlar da atmıyor değiliz!

İnsanımızın yaklaşımı ve deyimiyle şehrimiz Paris olma yolunda. Değişim denilen şey Konya’yı Paris yapmak için mi?

Adam diyor ki, Başkan Uğur İbrahim Altay iyi çalışıyor, Konya’yı Paris yapacak!

Fesuphanallah!

Konya ve Paris ne alaka? Bu kadar çalışma, bu kadar gayret, Paris olmak için mi?

Canım o lafın gelişi diyebilirsiniz! Konya’ya Anadolu’nun İstanbul’u diyenlerde vardı!

Değişimlerde gecikirseniz, değişimleri geciktirirseniz, değişimin yeni yüzü misali, değişimlere sadece yaklaşmaya çaba sarf edersiniz Konya’da Paris’i aramaya devam edersiniz!

Tabelalara bakarsanız, bu şehir kadim bir Türk şehrinden, Selçuklunun Başkentinden ziyade, Halep ve Paris benzetmeleriyle de karşı karşıya…

Bir zamanlar bazı mahallelerindeki evlerin Medine’deki evler örnek olarak yapıldığı için Medine’ye  benzetenleri de duymuştum.

Konya, sekiz yüz yıldır kadim bir Türk şehri! İkonyumu Konya yapan Türk Milleti tarafından fethedilmiş bir şehir. Ne Halep, ne İstanbul, ne de Paris!

 

*****

Değişimin girdiği ve olduğu yerde hareketlilik olması lazım!

Dinamiklerin hayata geçmesi lazım.

Bu hayata geçişle birlikte, ortalığın şenlenmesi, şehre coşku ve heyecan gelmesi lazım!

2020 yılında kıpırdayacak halimiz mi vardı diyebilirsiniz!

Kimse kimseyi böyle bir yıldan dolayı şöyle oldu, böyle oldu diye eleştiremez.

2020 yılının öncelikleri, cümle önceliğin önüne geçmeliydi ve geçti.

Bizim sözümüz, 2020’den öncesine ve 2020’den sonrasına…

Başkan Altay, 2020 yılının bütün olumsuzluklarına rağmen, bu yılı pas geçmedi. Hem Alaeddin ve çevresine hem de Mevlana çevresinde yapılması gereken değişimleri ve çalışmaları başlattı.

Mevlana Türbesi ve çevresindeki değişimlerle, eskinin Türbeönü dediğimiz o merkez, Konya’nın kalbinin attığı mana atmosferinin de hakim olduğu mekan bir başka olacak.

Ancak, Başkan Altay’a gelinceye kadar, yapılabilecek çok şey vardı. Olmayınca, bütün işler ona kaldı…Bereket versin ki, üstesinden geliyor. Konya’nın şu son yıllardaki en büyük birkaç şansından biri de Başkan Uğur İbrahim Altay!

 

*****

Değişim kavramı yıllardan beri dilimizden hiç düşmedi. Değişime zor ayak uydurur, zor kabullenir denir şehrimiz değişimin en çok tabela değişim tarafını sevdi.

Sevmek ne kelime bayıldı!

20 yıl evvel şehirde yabancı bir tabelaya tek-tük rastlardınız. Onlarda ne işimiz var bizim bu şehirde der gibiydiler.

Ya şimdi?

Türkçe tabelalar, burası neresi diye sormaya başladı!

Biz değişimin sadece tabela kısmını sevdik, tabelalı olanına hayır diyemedik.

Çünkü, içimizdeki canavar dışarı çıktı.

Absürt, hiçbir anlamı olmayan, Türkçe ve yabancı kelimelere alfabemizde olmayan harflerin eklenmesiyle oluşan manasız, mantıksız ve anlamsız bir yığın tabela…

Üstüne üstlük, Suriyeli sığınmacıların açmış olduğu dükkan ve işyerlerinin de tabelalarını eklediniz mi, oldu da bitti maşallah! İyi olur inşallah denilebilecek bir haldeyiz!

Tabela değişiminde kırk dakika dahi düşünmeyen şehir, kültür ve turizm konusunda neredeyse, kırk yıl düşünmüş, kılı kırk yarmış, bilmem kaç tane kırk karar almış, karar değiştirmiş, sonrada ancak  karara varabilmiş görüntüler çiziyordu.

Çok şükür sonunda, Mevlana ve çevresi düzenlemeleri başladı.

Alaeddin çevresi düzenlemeleri başladı!

Çok daha önceden Bedesten değişime uğramıştı.

Ancak bilindiği üzere Bedesten değişimi , değişimle kaldı. Hatta olduğu gibi kaldı. Bedesten üzerine söylenenler, kurulan hayaller askıda bekler gibi bekliyor.

Beklemeye alıştırıldığı için, şimdi de, Mevlana ve çevresini düzenlemelerin sona ermesini bekliyor.

 

*****

Türbe önü merkezli ve yanı sıra Alaeddin ve çevresi değişimlerinde bundan böyle her sokak, her cadde, her tarihi eserin çevresi önemli.

Değişimler konusunda bugüne kadar çok sözler duyduk!

O sözler, laf dumandır, uçar gider, dercesine uçtu gitti…

Uçup giderken de, insanların beklentileri, ümitleri ve bu şehir üzerine kurmuş olduğu hayalleri de beraberinde aldı götürdü.

Tabela değişimleri için koşan insanlar, kaybolan, uçup giden ümit ve hayalleri sadece seyrettiler.

Anlamsız, manasız, ruhsuz, bu şehrin ruhunu yansıtmayan, kültürüne ve turizmine zerre miktar katkısı olmayan tabelalar altında yıllardan beri geyik muhabbetleri yapıldı.

Şehir sadece zaman öldürdü!

Değişim deyince, tabelalar değişince, şehre Konia diyenler çoğaldı!

İkonia, İkonya, ikonyum demeye, böyle yazılı tabelalar arasında bir araya gelmeler yoğunlaştı.

Konya, Konya olalı böyle bir tabela ve anlamsızlık zulmü görmedi. Bu şehrin Fatihlerinin kemikleri sızladı!

 

*****

Tarihle aramız pek iyi değil. Araştırmalardan ziyade, bize anlatılanlarla yakından ilgiliyiz, mal bulmuş mağribi misali  o anlatılanları doğruymuş gibi kapıyor, kulağımızın üzerine yatıyoruz.

Gerçekler canımızı sıkıyor, hakikatleri anlatanlara karşı değişik bir alerjimiz var!

Alaaddin Keykubad döneminin Konya’sı, değişimlerin zirve yaptığı bir şehirdi mesela…

Uluğ Keykubad, Konya’yı dünyanın gözde şehirlerinden biri yapmıştı.

Bağdat’tan sonra en çok merak edilen şehirdi.

“Gez dünyayı, gör Konya’yı” denen sözün ta…o yıllara kadar uzandığını anlatan olmadı mı yoksa?

Alaeddin Keykubad, kervansaraylar yaptırdı, Hanlar, hamamlar yaptırdı.

Yol güvenliğini sağladı. Yola çıkan tüccarlar dünyanın her neresinden gelirlerse gelsinler, canlarından ve mallarından emin olarak Konya’ya geliyorlardı.

Böyle olunca, şehrin ticareti gelişti. Alışverişin kalbi Konya’da atmaya başladı.

Döneminin rüya şehriydi Konya…Herkesin gelmek istediği, Kalmak istediği, yaşamak istediği, Kültür merkeziydi. İlim- İrfan merkeziydi. Renksiz, hareketsiz ve boşa geçen tek bir günü yoktu!

Sanatçıların, sanatkarların ve meslek erbaplarının en tanınmışları bu şehre toplanmıştı

Ahi Evran bu şehre tesadüfen mi geldi sanıyorsunuz! Gönül erlerini hangi tesadüf aldı da getirdi bu şehre? Mevlana’dan önce gelenler, Mevlana ve ailesiyle birlikte gelenler ve ondan sonra gelen gönül erleri bu şehre gönül postlarını hangi tesadüf eseri serdiler acaba?

Bu kadar tesadüf nerede görülmüş?

 

*****

Değişim denen sihirli değnek, sizin düşünmenizi beklemiyor, siz düşününceye, karar verinceye kadar, 

dünya kadar yer gezdi, dolaştı.

Bu şehirden neden vazgeçemediğine, neden bu denli üzerinde durduğuna gelince;

Bu şehrin üzerinde Kılıçaslanların hatırı var! Bu şehrin üzerinde, Alaeddin Keykubad’ın hatırı var!

Bu şehrin üzerinde Şemsi Tebrizi’nin hatırı var! Bu şehir üzerinde Şeyh Sadreddin Konevi’nin hatırı var! Bu şehrin üzerinde Hz.Mevlana’nın hatırı var.

Anlayacağınız bu şehrin hatırı pek büyük!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR