Prof. Dr. Hüseyin Muşmal

Prof. Dr. Hüseyin Muşmal

Beyşehir Leylekler Vadisi ve Reha Bilir

Beyşehir Leylekler Vadisi ve Reha Bilir

Ülkemizde pek çok yerde, elektrik direkleri üzerine ve çatılara yaptıkları yuvalara yerleşen leylekler, Beyşehir Gölü Milli Parkı'nda Beyşehir Yeşildağ Mahallesi’nde, tarihî mezarlık alanında bulunan ardıç ağaçlarının üzerine yuvalar yaparak, burayı bir leylekler vadisi haline dönüştürmüşlerdir. Bölgedeki yaşlılar kendilerini bildiklerinden beri leyleklerin bu vadiye yuva yaptıklarını söylemektedir. Anlaşılan, tarihî mezarlıkta yer alan yüksek ardıç ağaçlarını yurt edinmiş olan leylek kolonisi nesillerdir bu yuvaları kullanmaktadır. Göçmen kuşlar, küçük gruplar halinde, her yıl aynı yuvalarına binlerce kilometre uzaktan gelir. İlkbaharda gelişleri yöre halkı tarafından sevinçle karşılanan leylekler, bu çevrede hep baharın müjdeleyicileri olarak kabul edilir. Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü, yöre ile özdeşleşen leyleklerin yanı sıra çok sayıda kuş türüne sonbaharın soğuk günlerine kadar ev sahipliği yapmaktadır.

Vadideki leylekler, Yeşildağ Mahallesi sakinleri ile senelerdir iç içe yaşamaktadır. Yöre sakinlerince ‘Hacı’ olarak da benimsendikleri için, leylek yuvaları her zaman korunmuş ve onlara senelerdir sahip çıkılmıştır. Göçmen kuşlarla ilgilenen uzmanlarca, Beyşehir Gölü Milli Parkı’nda yapılan uzun süreli gözlemlere göre leylekler, toplu olarak yaptıkları göçlerinde, her yıl 3-6 Mart tarihleri arasında vadiye geri gelmektedir. Mart ayının hemen başında vadiye gelen öncü leylekler, zaman zaman yuvalarında kar ile karşılaşmaktadır. Bu dönemlerde vadi ve çevresinde çok nefis manzaralar oluştuğundan özellikle fotoğraf severler karın yağmasıyla birlikte vadiye koşarlar. Eğer şansınız varsa, o senenin en güzel fotoğraflarını çekmek size de nasip olacaktır.

Vadideki yaşama uzun süredir şahit olanlar bilirler ki, yıllardır leylekler Nisan ayı içerisinde, yuvalarını tamir ettikten hemen sonra yumurtlar ve kuluçkaya yatarlar. Mayıs ayında yumurtadan yavruları çıkmaya başlayan leylekler, bir süre sonra yavrularına uçuş talimleri yaptırırlar. İşte bu dönem, vadideki yaşamın en renkli manzaralarının yaşandığı zamandır. Ornitologların ilgiyle takip ettiği bu görüntüler, yerli ve yabancı fotoğraf severler için de şölen niteliğindedir. Yavrular, sonbaharın başına kadar güçlerini toparlayıp, uzun mesafe uçabilecek konuma geldiklerinde, Eylül ayında daha sıcak ülkelere göçerler. Vadinin leylekleri, uçmayı öğrettikleri yavrularını yolculuğa hazırladıktan sonra, sürüler halinde Beyşehir Gölü üzerinden vadiyi terk ederler. Bölge sakinlerine göre leyleklerin göç zamanı geldiğinde, Yeşildağ semalarında nefis görüntüler oluşmakta, bu göç sırasında göç eden leylek kolonisi bazen güneşi bile kapatabilmektedir.

Türkiye’nin en büyük leylek vadisi olan bu alanda ardıç ağaçlarının üzerinde 60’a yakın aktif yuva bulunmaktadır. Yuvalara yakın bir alanda bulunan yamaç üzerinden bir süre gözlem yaparsanız, bir yuvada, iki ya da üç tane yavru olduğunu, her yuvada yavrularla birlikte ortalama beş leylek yaşadığına şahit olursunuz. Birkaç saat boyunca vadi çevresinde gözlem yapanlar, birbirine çok yakın yuvalarda leyleklerin yavrularını beslemek için sürekli yuvaya yiyecek taşıdıklarını göreceklerdir. Bütün bu hareketlilik nedeniyle vadide gün içinde sürekli bir hareketlilik gözlenir. Eğer yuvaları yakından izlemeniz mümkün olursa, vadideki bazı leylek yuvalarında, minik serçelerin de ikinci bir yuva yaparak göçmen kuşlarla bir arada yaşadıklarını görebilme şansınız olacaktır. Oldukça renkli görüntüler oluşturan bu türden yuvaların ilk katında serçeler, ikinci katında leylekler konaklamaktadır. Vadide çok güzel bir manzara oluşturan, leylek ve serçe yuvalarının iç içe olduğu iki katlı, dubleks yuvalar ilgililere göre eşine az rastlanır bir durumdur.

Leylekler Vadisi bugün kuş gözlemciler ve fotoğraf severler arasında oldukça meşhurdur. Uluslararası şöhrete sahip olan Beyşehirli Fotoğraf Sanatçısı Reha Bilir, 1990 yılında, vadideki leyleklerin ilk fotoğraflarını çekmiş, Türkiye ve dünyada tanınmasını sağlamıştır. Reha Bilir’in bizzat ‘Leylekler Vadisi’ ismiyle dünyaya duyurduğu bu alan, bu tarihten sonra bu isimle anılmaya başlanmıştır. Reha Bilir’in çalışmalarından sonra, her geçen yıl şöhrete kavuşan vadi, günümüzde, yılda yaklaşık 4-5 bin fotoğrafçı, doğasever veya kuş gözlemcisinin ziyaret ettiği bir alan haline gelmiştir. Yaz aylarında Yeşildağ beldesini şenlendiren leylek kolonisi, böylece bölgeye çok sayıda turistin gelmesini de sağlamaktadır.

Beyşehir Gölü kıyısındaki vadide, ardıç ağaçlarının üzerindeki yuvalarına konup, zaman zaman gökyüzünde kanat çırpan leylekler, ilginç ve görülmeye değer bir manzara oluşturmaktadır. Ardıç ağaçlarının heybeti ve güzelliğiyle bütünleşen leylekler, vadiyi fotoğraf severlerin uğrak noktalarından biri haline getirmiştir. Beyşehir Gölü ile Anamas Dağı’nın buluştuğu noktada oluşmuş olan bu eşsiz manzaraya leyleklerin de katılması, yerli ve yabancı doğaseverler ile kuş fotoğrafçılarının ilgisini buraya çekmektedir. Bütün bu özellikleri nedeniyle Leylekler Vadisi Türkiye’de leyleği havada ve yuvada görmek isteyenler için en iyi adres olarak gösterilmektedir. Beyşehir Kültür ve Turizm Derneği, Doğa Yürüyüşleri Grubu, Başkan Mustafa Büyükkafalı’nın ve dernek üyelerinin gayretleriyle Reha Bilir anısına her yıl Leylekler Vadisi’ne doğa yürüyüşü gerçekleştirmektedir. Bu yürüyüşlerin 8.si olan 2019 yılı yürüyüşü de 14 Nisan Pazar günü gerçekleşecektir. Saat 09.30’da Beyşehir Dernek Ofisinde başlayacak olan yürüyüş Yeşlidağ Dumanlı İslibucak güzergâhında yaklaşık 6 km’lik kolay parkurda devam edecek öğle yemeğinde mangalda sucuk ikram edilecektir. Fotoğraf severler, yürüyüş sırasında leyleklerin bu eşsiz mekânında hem gözlem yapmakta, hem de göçebe kuşları bol bol fotoğraflamaktadır. Yeşildağ Mahallesi’nin tarihi mezarlığı olan bu vadide asırlardır, göçenler ve göçmenler daima bir aradadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Hüseyin Muşmal Arşivi
SON YAZILAR