Sanırım tam da o günlerin içinden geçiyoruz.

Ülkemiz korkunç bir tasallut altında.

Nasıl 15 Temmuz’da her yandan asker görüntüsü ile ülkemize saldırdılarsa ve başarılı olamayıp hüsrana uğradılarsa şimdi de ekonomik yönden Türkiye'yi çökertmek için ellerinden geleni ardına koymuyor, dört koldan hücum ediyorlar.

Hedefleri güzelim memleketimizi diz çöktürmek, hain emellerine alet etmektir.

Yoksa geçmişteki rahip olayı sadece bir görüntüden ibaretti.

Bazı iyi niyetliler rahip serbest bırakılırsa (zaten şu an evinde) ve ABD'ye dönerse problemin biteceğini sanıyorlardı.

Hayır, ABD ve şer güçler bununla yetinmez.

Arkasından olmadık başka istekleri olur, bizi sıradan ülke haline getirirler.

Sözgelimi cezaevindeki FETÖ'cüler de serbest kalsın derler, yok doğuda PKK devleti kurulsun isterler.

Kısacası bağımsız ülke gitsin, Amerika'nın uydusu devlet olsun gayesini güdüyorlar.

Bunları tatmin etmek mümkün değil. İşin nereye varacağını kestiremeyiz.

Bu yüzden nasıl 15 Temmuz’da FETÖ'cü hainlere karşı bir ve beraber olduysak, şehitler vererek ülkemizi savunduysak şimdi de bir ve beraber olma zamanıdır.

Çünkü aynı oyunun değişik versiyonu, daha doğrusu devamıdır yaşadıklarımız.

15 Temmuz olayı silaha, bombaya, cinayet ve saldırıya dayanıyordu, halen yaşadıklarımız ise ülkemizi ekonomik olarak çökertme hedefine yöneliktir.

Panik yapmadan, soğukkanlı olarak ve dik durarak bu saldırıya gereken cevabı vermeliyiz.

Hep beraber ve birlikte, tek yumruk olarak vermeliyiz.

Elbette her zaman birlik ve beraberlik halinde bulunmalıyız ama bu geçirmekte olduğumuz kritik günlerde bunun önemi daha da artmıştır.

İnşallah bu köklü ülkeye, tarihte önemli misyonlar yüklenmiş ve halen önemli misyonları olan ülkemize bir şey olmayacak.

Yine biraz yaralansak da, örselensek de sapasağlam kalacağız ve bıraktığımız yerden devam edeceğiz.

Üstelik daha güçlü olarak bu badireyi de atlatacağız Rabbimin izniyle.

Unutmayalım ki ülkemiz kendimizden, yani Türk milletinden ve 783 bin kilometre karelik toprak parçasından ibaret değildir.

Tüm İslam ülkelerinin, bir milyarın üzerindeki Müslümanların, mazlum ve mağdur memleketlerin, aç ve muhtaç insanların gözü Türkiye üzerindedir.

Çünkü ülkemiz gerçekten vazgeçilmezdir, misyonu büyüktür.

Öyleyse Sayın Cumhurbaşkanımızın ve devletimizin yanında tüm güçlerimizle durmaya devam.

Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: "Allah'a ve O'nun Rasûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider.

Bir de sabırlı olun. Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir." (el-Enfâl, 8/46).

Bu gerçek öteden beri bilindiği için, dünyaya hükmetmiş nice büyük devletler, düşmanları tarafından önce içeriden parçalanmış, sonra yıkılıp tarihten silinmişlerdir.

Cenâb-ı Hak yukarıdaki ayet-i kerimede bu değişmez gerçeği hatırlatmakta ve böyle bir akibete uğramamak için Allah'ın ve O'nun Peygamberi'nin emirleri çerçevesinde birlik ve beraberliğin korunmasını emretmektedir.

Barış Pınarı Harekatında, 82 milyon olarak dimdik Mehmetçiğimizin yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz.

Allah tüm askerlerimizi ve ülkemiz korusun inşallah..