Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

Dergiyi yaşat ki Edebiyat yaşasın

Dergiyi yaşat ki Edebiyat yaşasın

“Dergiyi yaşat ki edebiyat yaşasın” şiarından hareketle en azından bugüne dek düzenli dergi almayanlar bir dergiye ulaşsa hiçbir dergimiz kapanmak zorunda kalmaz.

‘Hangi dergi kim için?’ sorusuna cevap olması namına ilham vermek için birkaç dergiden bahsetmek istiyorum bugün.

Şeref Akbaba öncülüğünde gönüllü isimler omuz veriyor Ay Vakti’ne; en başta akademisyenler. Ekim 2000 yılında ilk sayısını yayınladı dergi, şu sözlerle: “Yeryüzünde doğru ve güzel olanı yaşatmak adına söylenecek şeyler varsa, gelin hep beraber söyleyelim. Ben duygusunu bize dönüştürerek, yarınların bakışına fer, iskeletinde köşe taşı olacak çalışmalar yapalım.”

Ay Vakti’nin alt başlığı "Aylık Kültür ve Edebiyat Dergisi.” Dergide; şiir, deneme, öykü, inceleme, mektup, kitap, sinema, araştırma, biyografi ve gezi yazısı gibi renkli bir yelpazede önemli yazılar yayınlanıyor. Genç kalemlere daima kapılarını açık tutan bir atölye dergisi olduğunu da belirteyim.

Ay Vakti özel sayıları da tam anlamıyla arşivlik.

Ülkemizin istikrarlı dergilerinden biri de Ankara merkezli Hece ve Hece Öykü dergileri. Yazarlar ve okurlar için referans hüviyetinde, kendini ispatlamış, etkin ve yetkin, öncü dergiler ikisi de.

Dergicilikte özel sayıların piri Hece dergileridir. Yıl içinde edebiyatın hemen her alanında hazırlanan bazıları iki üç ciltlik hacimli sayılar ilgili konuyu tüm boyutlarıyla ele alır, yazılar her konunun en uzman isimlerinin kaleminden çıkar. Konu çeşitliliğini daha net anlatmak adına bu özel sayılardan birinin iki ciltlik Karl Marx özel sayısı olduğunu söyleyeyim. Bu özel sayılarda okur; her bir edebiyat türünün ülkemizde ve dünyamızdaki seyrini takip eder, teknik özelliklerine vakıf olur. Okunanın daha bir farkındalık içinde, derinlikli olmasında şüphesiz büyük yararları da var özel sayıların.

Hece şiir ağırlıklıyken adından da anlaşılacağı üzere Hece Öykü hikâye türünde örneklere, türle ilgili inceleme, eleştiri yazıları ve değerlendirmelerine yer verir. Hikâye türünün geldiğini noktayı ve gelişim çizgisini bu dergiden takip etmek mümkündür.

Bir önceki yılın şiir ve hikâye türündeki çalışmalarının ve değerlendirmelerinin bulunduğu özel bölümler fotoğrafı bütünlüklü bir şekilde ortaya koyar.

Hece’nin yayın kurulunda hemşerimiz İbrahim Demirci de bulunmaktadır. Demirci’ye vefa babından derginin şu an piyasadaki yeni sayısında İbrahim Demirci dosyası da var. Ara ara yazıları ve şiirleri dergide yer alan Osman Özbahçe ile Cahit Koytak, Ali K. Metin, İhsan Deniz, Arif Ay, Şakir Kurtulmuş, Faruk Uysal gibi isimler Hece’nin şiir türündeki iddiasını anlatmaya yeter sanırım.

Benim Hece ve Hece Öykü’de en sevdiğim bölüm ise “Hece Buluşmaları.”

Türk Edebiyatı; rahmetli Ahmet Kabaklı hocanın yadigârı, köklü dergilerimizden biri. İmdat Avşar ve Enver Aykol yönetiminde Türkî cumhuriyetlere daha çok yer veren bir dergiydi ki, o zamanlar kadar olmasa da bugün bu çizgide yaklaşımı sürüyor. Sadece hikâye ve şiirlerle değil, kuşatıcı ve bilgilendirici inceleme yazıları ve makaleleri ile nitelikli bir dergi, Türk Edebiyatı.

Turkuvaz gibi büyük bir yayın grubunun desteğini alan İbrahim Tenekeci neredeyse İtibar’daki aynı kadroyla Muhit’in yayınlanmasına öncü oldu. Muhit dindar, muhafazakâr çizgide bir dergi. Başta Sezai Karakoç, Nuri Pakdil gibi isimler çeşitli konularda hacimli dosyaları ile de dikkat çeker. Erol Göka, Kemal Sayar, Necip Tosun, Dursun Çiçek, İbrahim Tenekeci, Murat Güzel, Hakan Arslanbenzer gibi yazar ve şairlerin olduğu kadro yanında yeni ve genç isimler de arz-ı endam eder Muhit’te. Ama bu derginin iddia ettiği boyutta değil. Hikâye sayısı az olan dergide şiir ön plâna çıkar. Toplum sorunları, aşk, yaşama gayesi, fotoğrafçılık, edebi türlerin dünden bugüne gelişimi, vatan millet sevgisi, modernleşme ve benzeri pek çok konu değerlendirir ve okura ulaşır.

Ulvi Kubilay Dündar, Abdullah Kasay gibi isimlerin öncülüğünde şehrimizden ülke geneline yayılan Mahalle Mektebi aradan geçen yıllarda etkisini ve bilinirliğini artıran bir hayat edebiyat dergisi oldu. Usta hikâyeci Mehmet Kahraman editörlüğünde hikâyeleri ile öne çıkan dergide düşünce yazılarına da hacimli bir yer verilir. Derginin göze çarpan en önemli özelliği yeni çıkan kitapları duyurma, tanıtma ve değerlendirme adına en çok sayfa ayıran dergilerden biri olması. Dergi bünyesinden pek çok yazar da çıktı ve daha geniş kesimlerce duyulma imkanı yakaladı.

Son olarak eleştirmen Semih Gümüş öncülüğünde çıkan Notos daha çok Batı edebiyatını yakından takip etmek isteyenlere hitap eden bir süreli yayın. Notos öncelikle soruşturmaları ve okuma listeleriyle bilinen ve beklenen bir dergi. Onlarca isimden oluşan jürinin seçtiği, her bir türün öne çıkan eserleri bir araya getirilip belli bir sıralamaya tabi tutularak içlerinden en iyi 40’ı okura duyurulur.ˆ

Seçkin bir kitapçıda daha çok dergi bulabilirsiniz kendinize göre. Mesela bir Cins, Nihayet, Birikim, Gerçek Hayat, Varlık, Roman Kahramanları ve daha fazlası. ˆ

İyi okumalar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR