Uğur Özteke

Uğur Özteke

DEVLETİ “BATIK BAKKAL” GİBİ DÜŞÜNDÜRMEYE KİMSENİN HAKKI YOK

DEVLETİ “BATIK BAKKAL” GİBİ DÜŞÜNDÜRMEYE KİMSENİN HAKKI YOK

Dün erken saatlerde sabah hava serinde olsa güneşin yüzünü göstereceği tertemiz atmosferden belli idi. Nitekim ilerleyen saatlerde güneş yazdan kalma sıcaklığı ile içimizi ısıtıyordu. Sonuçta sağlıklı olduğumuz için nefes alıp verebildiğimiz için, ekmek yiyerek çayımızı içerek, tuvalete kendimiz giderek hastane köşelerindeki inim inim inleyen insanlarımızı düşünüp şükrediyorduk. Diğer yandan cezaevlerinde “af” beklentisi ile bin bir hayal kuran insanlarımızı gözcümüzün önüne getirdik hür bir şekilde istediğimiz yere girip çıktığımız için bir daha halimize binlerce şükrediyorduk. 

Ancak saatler ilerleyip insanlarımız rutin işlerine dönünce dört bir yandan öfke ile kırgınlık ve ümitsizlik söylemleri ulaşmaya başladı.

Her gelişmeye herkes kendi penceresinden baktığı için biz tüm okurlarımızın ve bizlerle görüşen insanların düşüncelerine saygı duyarız. Hani parmağımız kenarında bir kıymık olur sanırız ki canımız orada, ayakkabı ayağımızı vurur sanırız canımız orada, dişimizi çektiririz sanırız ki canımız çıkıyor.

İşte insanoğlu bu!..

Hastaneye gidersiniz orada bir gözlem yaparsınız sanırsınız ki Konya o hastanede.

Maça gideriz orada öyle şeyler yaşarız ki sanırsınız Konya burada.

…………

Bu yüzden biz herkese, her fikre, her görüşe saygı duyuyoruz.

İzninizle dün öğle saatlerine kadar bize ulaşanları burada paylaşmaya değil bu sütunlar, bu sayfa sığmaz. O yüzden küçük küçük birkaç konuya değinelim izninizle.

HUZUR BAHÇELERİ SAKİNLERİ

ADINA ALTAN BEY’İN DÜŞÜNCESİ…

Sizler yerel basında gerektiği şekilde yer almadığı için bu konuda bilgi sahibi olmayabilirsiniz. Ama bugünlerde iki haftadır yüzlerce aile dolayısıyla binlerce insan hobi bahçeleri yüzünden tedirgin. İşte bu bahçe sahipleri adına Altan ….. Bey de bize ulaşıyor ve şunları söylüyordu;

“Huzur Bahçesi sakinleri olarak kamuoyunda oluşan bir yanlış anlaşılmanın önüne geçmek için bazı konulara açıklık getirilmesi gerektiğini düşünerek;

Huzur Bahçelerine olan talebin belediyenin aldığı kararla karşılanması imkânsızdır. Huzur Bahçesi Sakinleri olarak bizlerde diyoruz ki talebi karşılamak için yeni Huzur Bahçeleri açılsın. Şehrimiz yeni yeşil alanlara kavuşsun. Engelli vatandaşımız doğa ile buluşup rehabilite olsun. Çocuklarımız toprakla buluşsun meyve sebzenin markette yetişmediğini görerek öğrensin. Emeklimiz huzur bulsun stresten uzaklaşsın kendine yen çalışma alanları oluştursun. Yeni bahçelerin açılması ile daha fazla vatandaşımız bu imkânlardan faydalansın.

Süre sınırı konulacak ise yine konulsun ama makul ve gerçekten amacına uygun süreler belirlensin. Biz bahçe sakinleri olarak bundan önce yapılan uygulamanın doğru veya yanlış olduğunu savunmuyoruz. Huzur Bahçelerinin kuruluş aşamasında söylenen ve sonrasında uygulanarak süre gelen, bahçe düzenine uyulduğu ve aidatı ödenerek sözleşme yenilendiği sürece kullanım hakkının devam edeceği hükmünün her ne kadar yazılı olmasa bile sözlü bir kural haline gelmiş olmasından dolayı. Bahçeleri kullanan kişiler buraları sahiplenmiş kendi toprağı evi gibi görerek masraf yapmış ve emek harcamıştır. Bir oldubittiye getirerek buraların ellerimizden alınması doğru değildir.

Bir, iki ve üç yıl gibi kısa süreli bahçeleri kullananlar olmakla beraber beş ve daha uzun süreli kullananlar bulunmaktadır. Huzur Bahçeleri kimsenin tapulu toprağı olmadığı gibi buradan çıkmam deme gibi bir hakkı da yoktur. Bahçelerin kullanım süresinin belediyenin aldığı kararda olduğu gibi iki yıllık kısa bir sürede olmamalıdır. Çünkü Belediye Huzur Bahçesi olarak açtığı yerleri boş bir tarla olarak vermektedir. Boş bir tarlaya iki yıl için gelen kişi uzun süreli bitkileri (asma, böğürtlen meyve ağaçları gibi) dikmeyeceği gibi var olanın bakımını da yapmaz.

Ayrıca boş tarla olarak verilen toprağın üzerinde bir yaşam alanı oluşturmak da istemez. Bu günün şartlarında bir kulübe ve eklentilerinin değeri 10 bin lirayı bulmaktadır. Sadece mevsimlik sebzeler için boş tarlaya iki yıl için bu masrafı kimse yapmaz. Burada bir yaşam alanı da kurmayacağı için buralara olan talep azalır. Böylelikle Huzur Bahçesi olarak adlandırılan bu yerler bakımsız ve boş topraktan ibaret yerler olarak kalır. Bizler de bahçe sakinleri olarak diyoruz ki makul bir süre belirlensin ve bu sürenin ilk hak sahipleri verdiğimiz emeğin karşılığı olarak bizler olalım.

Ayrıca;

Huzur Bahçesi Sakinleri olarak Belediyenin yeni Huzur Bahçeleri açabilmesi adına

1) Belediyeden şu an bahçe olarak kullandığımız yerleri güncel bedelleri üzerinden satın alarak kaynak sağlayabileceğimizi

2) Belediyeden şu an bahçe olarak kullandığımız yerleri güncel kira bedelleri üzerinden uzun süreli kiralamak sureti ile kaynak sağlayabileceğimizi,

3) Sınırlandırılması düşünülen makul sürenin toplam kira bedelini ödemek sureti ile kaynak sağlayabileceğimizi düşünüyoruz.

Eğer bu kararı alanların niyeti gerçekten Huzur Bahçelerine çok fazla olan talebi karşılamak olsa idi bir oldubittiye getirerek bu kararları almazlardı. Bu kadar yıl Huzur Bahçelerine emek vermiş bahçe sakinlerini dinlemek ve onların fikirlerini de almak isterlerdi. Buradan da anlaşılacağı üzeri bu kararı alanların amacı vatandaşa hizmet olmamakla beraber Huzur Bahçesi olarak kullanılan alanların kısa sürede atıl bakımsız hale gelmesi ve akabinde buraların rant ve çıkar alanlarını dönüştürülmesidir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Kayacık Huzur Bahçesi Sakinleri”

…………………

Bu konu ile ilgili olarak Başkan Uğur İbrahim Altay’a da bahçe sahiplerine de Allah kolaylık versin diyorum.

ULUSAL BASINA DÜŞÜNCEYE

KADAR GÖRMEZDEN GELDİK ANCAK

İki üç gündür güzel Konya otobüs tramvay duraklarına asılan afişlerle ilgili sosyal medyada yine kimilerine göre iyi, kimilerine göre kötü sonuçta KONYA aşağı KONYA yukarı yazılıp çizilip duruyordu. İlk günden buyana bize de okurlarımız bu durumu iletiyorlardı. Ama Allah var biz görmezden duymazdan geldik.

Çünkü bu konuya Konya’dan bakmak ile İstanbul’dan ticari, Ankara’dan siyasi gözle bakmak arasında dağlar kadar fark vardı.

Yani bizim kendi insanımız için bile bugün para makam koltuk bütün değerlerimiz ile Allah muhafaza eş değer duruma gelmemiş miydi?

Sonra bu afişler asıldı mı asıldı?

Sonra niye toplatılıyordu?

durak-(1).jpgdurak-(2).jpgdurak-(3).jpg

Amannnn siz beni boş verin ama şu gerçeği isteseniz de istemeseniz de kabul etmek zorundasınız ve zorundasınız burası KONYA yerseniz (!)

 …………..

Gelelim bu konunun dün ulusal basında ulusal basının anlı şanlı kocaman gazetesi HÜRRİYET’te ve Hürriyet’te de tüm dönemlerin anlı şanlı en büyük kocaman gazetecisi Ahmet Hakan Konya ile bu konu ile ilgili yazısı;

“Yahudi ve Hıristiyanları dost edinme manifestosu

Zulmü alkışlayan...

Kafa kesmeyi bir spor haline getirmiş...

Zalimlik yapan...

Gözünü kırpmadan yalan söyleyen...

Önüne gelene iftira atmayı mubah sayan...

Haksızlık yapan...

Haksızlık karşısında susan...

Elinden ve dilinden emin olmadığım...

Hakkaniyet ölçüsünü yitirmiş...

Kininin esiri olmuş...

Müslümanlardansa...

Yahudi ve Hıristiyanların erdem sahibi olanlarını dost edinmeyi tercih ederim.

*

 “Sen nasıl konuşuyorsun? Ayet var ayet... Allah dost edinmeyin diyor. Sen ayete mi karşı çıkıyorsun” falan diyecek olanlara ise şu cevabı veriyorum:

*

Kurban olduğum Allah...

Zulmeden, zulmü alkışlayan, kafa kesen, yalan söyleyen, iftira atan, haksızlık yapan, haksızlık karşısında susan, kindar, hakkaniyetsiz, emin olmayan Müslümanları bir tarafa bırakıp...

Yahudi ve Hıristiyanların erdem sahibi olanlarını dost edindiğim için benden asla hesap sormaz.

*

Ayrıca...

Hele bir zahmet cevap verilsin:

Yahudi ve Hıristiyanları dost edindiğim için benden hesap soracak olan Allah, Yahudi ve Hıristiyan kadınlarla evlenen Müslüman erkeklerden hesap soracağını söylemez miydi?

…………………….

Bu konuda ben diyeceğimi kendi görüşümü araya sıkıştırdım. Sizlerinkine de şimdiden saygı duyuyorum aldım kabul ettim bile…

 

SADE VATANDAŞ GÖZÜNDE

DEVLETİMİZİN YÜCELİĞİNİ

KORUMAK ZORUNDAYIZ

Dedik ya dün gün doğup da insanların günlük telaşelerine başlayınca gün yüzü görmemiş şikayetler gelmeye başlıyordu.

Ve öğle saatlerine kadar yaşadıklarım duyduklarım içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti kavramını benim gönlümde beynimde ruhumda kahreden şu olay ile bugünün son noktasını üzülerek koyuyorum.

Evet kim ne derse desin işsiz insanımız için de, asgari ücretli için de, orta gelirli için de, emekli için de, küçük ve orta gelirli esnaf ve işveren için de, zengin için de ve Konya’mızdaki süper zenginimiz için de büyük endişe verici bir ekonomik kriz var.

Siz siyasetçilerin koca koca oda başkanlarının bizim gazeteye bile verdikleri demeçlere inanmayın. Onlar korkularından ya da öyle söylemek zorunda oldukları için uçuyorlar, üfürüyorlar.

Haaa büyük insanlar niye büyük oluyorlar biliyor musunuz?

Onlar üfürüyor biz saf millet de her denilene inanıyoruz da onun için.

Hani bizde bir söz vardır “Ümit fakirin ekmeği”…

Atalarımız bile ne güzel görüp söylemişler değil mi?

Neyse boyumuzu aşacak yerlere girmeden okurumuzun ağlayarak üzüntü ile dile getirdiği konuya girelim.

Bu şehirde yaşayan bir bayan dün gece kendi anlatımı ile “elimde telefonla oynarken bir lüzumsuzluk yaptım ve kendi e-devletime girdim” diyor ve durumunu şöyle özetliyordu;

“İcra-dava-borç-haciz var mı diye öylesine bakayım dedim. 2011 yılında vefat eden avukat eşimin, 2009 yılına ait vergi defterini ibraz etmediğim gerekçesiyle; mirasçısı olarak bana vergide usulsüzlük cezası verilmiş. 300 lira. Ve hiçbir tebligat yapılmadan aracıma haciz konulmuş. Sabaha kadar uyuyamadım. Demek ki bir trafik kontrolüne girsem orada aracıma 300 lira için el konulacak. Bir insan için bu nasıl bir utanç durumudur. Sabah ilk işim Vergi Dairesine gitmek oldu. Orada Allah için bir değil üç dört memur arkadaş ilgilendi. 300 liramı ödedim ve aracımın haczini kaldırdım. Bu durum bana şunu hatırlattı. Hani batmış olan bakkal eski borç alacak defterlerini karıştırırmış ya. Bu aynen böyle bir şey.” diyordu.

Yok beyler yok. Bunu yapanlar siyasetçiler ise önce vatandaşın esnafın iş adamının durumunu net ve açık yüreklilikle bir daha düşünecek ve elden geçirecek.

Evet kriz her yerde. Üniversite hocalarından duydum. Üniversite tarihinde ilk defa hocalara ek ders ücretleri ödenememiş. Ama devlette durum buysa vatandaşa tebligatı yapılmadan 300 lira için aracına evine haciz yapılmamalı değil mi?

Bu insanların gönlünde gözünde devletimizi küçük düşürür.

Kimsenin de bunu yapmaya hakkı yoktur diye düşünüyorum.      

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Tek bir düşmanı olan her yerde her zaman onunla karşılaşır.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Otoparklarda araç sürücüleri sarı çizgilerle belirtilmiş çizilmiş alanların içine araçlarını park etmeyi becerebildikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
24 Yorum
  • Yersiz / 25 Ekim 2019 17:05

    yerli. hemsehrim. bu konuda ne düsünüyor.

    Yanıtla (0) (1)
  • Yerli / 25 Ekim 2019 21:30

    Oralar sanayi bölgesi yapılsın.fesatlık oluştuyorsa gerrek yok ya da şu ankilere satılsın yeni yerler açılsın

    Yanıtla (1) (1)
  • bir müslüman / 25 Ekim 2019 14:28

    Uğur bey aklımdan geçenleri kaleme almış sanki. Bugün kü ulusal haber sitelerine girmiş bu afiş meselesi, Gayrimüslim cemaatler tepki göstermiş. hayır efendim onlar değil sadece, ben de gösteriyorum tepkimi. Ben ne yahudiyim ne hıristiyanım bende müslümanım. İslam dinindeki bazı ayetleri hadisleri cımbızla çekip kendi dinini cihatçı, tecritci gibi lanse ediyorsun. Senin bu darkafalılığın sayesinde ingiliz amerikalı gelip senin görünümünde örgüt kurup islam adına kötü işler yapıyor. Dünün mücahiti bu günün müteahhiti sana sesleniyorum, Titre ve kendine gel, sakalınla şalvarınla önce dolandırdığın, yalan söylediğin, kandırdığın üçkağıtçılık yaptığın vatandaşının, hemşerinin, akrabanın hesabını ver. Allah yahudiyi de, hıristiyanı da görüyor, seni de elbet biliyor. İlahi adalet yerini elbet bulacak.

    Yanıtla (2) (0)
  • Ramazan Gönül / 25 Ekim 2019 01:04

    1-Bak,bak hacı abi,iş nereye gidiyor hobi bahçelerinde.İş artık oradaki hobi bahçeleri “kiracılarının” hobi bahçelerine “makul bir ücret karşılığı” el koymasına,hobi bahçesine “çökmesine” kadar gidiyor.Yazıklar olsun o bahçeleri kullanan ve kendinden sonrakileri düşünmeyen hobi bahçesi kiracılarına.Belediyenin şu ana kadar ki anlaşmasında ne yazıyor.Yanlış hatırlamıyorsam kullanım süresi 1 yıldır.Her sene bu anlaşma yenileniyor.Bu güne kadar belki de BŞB hatası olarak,yıllardır bu hobi bahçeleri verildiği kişide kalmış,oraya yeni yeni haddinde fazla istek olduğu halde eski kullananlardan alınmayarak,bir nevi hobi bahçelerrine “çökmeleri” sağlanmıştır.Hobi bahçelerini alanlarda “nasıl olsa belediye bize ses çıkarmıyor,bizlerde yıllık kiramızı veririz ve bu böyle devam eder”diyerek çıkarlarına olduğu için susmuşlar ve geride bir çok kişi hobi bahçesi sırası beklediği halde,haksız ve adaletsiz bir şekilde rahat rahat utanmadan hobi bahçesinde keyfine bakmışlar. 2-BŞB artık sıfırdan başlayarak ve şu anki hobi bahçesi sakinlerini artık çekilecek kur’aya almayarak,geride bekleyen 4000 kişinin içinden noter kur’asıyla,yeni hobi bahçesi sakinlerini belirlemeli ve o sakinlere de 3 yıl veya 4 yıllık makul süre vermeli.Bu süre içinde bundan önceki anlaşmalarda olduğu gibi hobi bahçesini ağaçlandırma,bir kulübe yaptırma ve hem bakımını yapma,hem de ağaçların büyümesini sağlama gibi kurallar koymalı ve bunları ay ay denetlemelidir. 3-“Hobi bahçesi sakinleri” isimli yazıyı gönderenlere de bir notum olacak.Size kimse hobi bahçesini zorla aldırmadı,kiralatmadı.Anlaşmanın ne olduğunu biliyordunuz,neye imza attığınızı biliyordunuz.Artık ağlamanın,sızlamanın faydası yok.Bir an evvel süresi dolanlar hobi bahçesini Belediyeye devretsin ve kendinden sonraki sakinlere kuralara uygun bir şekilde verilmesini sağlasın.Hasarsız,kazasız,belasız

    Yanıtla (12) (2)
  • adadan / 25 Ekim 2019 13:57

    Sözleşmede ismi olanlar ile mevcut kullananları bir karşılaştırsınlar bakalım. Borsası 5-6 bin hava parası, parayı veriyorsun adama resmi devir olmuyor ama kimse de bir şey demiyor.

    Yanıtla (1) (1)
  • yetti gari / 25 Ekim 2019 10:03

    Yahu kardeşim nedir bu kaç gündür bahçe de bahçe, bahçe de bahçe... Millet işsiz, açlıktan ne yapacağını şaşırmış bir avuç tuzu kuru ben bahçeye gül diktiydim şimdi ne yapacağım diye ağlaşıyor. Şükredin halinize, akşama ne yiyeceğim diye düşünenler varken siz ben bahçemde kahve içemiyorum diye dertleniyorsunuz.

    Yanıtla (14) (1)
  • Özsoy / 25 Ekim 2019 13:43

    Doğru söze ne hacet

    Yanıtla (3) (0)
  • Hobi ahmet / 25 Ekim 2019 09:40

    Daha Tahiri çok arayacak bu vatandaş.Buda sabahlari istanbul yolunda park bahcecileri calistirsin,kepceleri sabah sabah yola cikarsin:)Reklam yapsin.Tahir Bey huzur bahcelerinin sayisini arttirma yada yenisini yapacagini soylemisti.Parti degismediyse bu yapsin arkadas.Para yok diye aglamaya gerek yok.su anki hobi bahcesi sahipleri ile ugrasacagina yapta gorelim baska bir yere huzur bahcesi.demekki vatandas istiyor.Tabi sehrin icinde kalan hobi bahcesini birilerine satmayacaklarsa.

    Yanıtla (1) (4)
  • mesut / 25 Ekim 2019 12:18

    şehrin içindeki hobi bahçesi için ağlayanlar da gitsinler şehir dışındaki hobi bahçesine başvursunlar...

    Yanıtla (1) (0)
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR