Erol Sunat

Erol Sunat

Doldurmuşuz kotayı, kaybetmişiz rotayı!

Doldurmuşuz kotayı, kaybetmişiz rotayı!

Elektrikte kota demek kilovat demek, kilovat demek bin vat demek! Kotanın dolmaması demek, elektrikle alakanızın olmaması gerek!

Nasıl mı?

Bundan böyle…Evlerde o anam-babam usulü ocaklar olmalı ki, odunlar yığılmalı, üç ayağın üstünde tencere kaynamalı!

İdare lambaları duvarlarda yanmalı ki, elektrikle diye bir derdiniz olmamalı. Çamaşırlar dere kenarında, mahalle çeşmesinin başında tokaçla yıkanmalı ki! Çamaşır makinasına ihtiyaç kalmamalı!

Değilse!

Doldurmuşuz kotayı, kaybetmişiz rotayı! Ödeyemez hiç kimse, böylesi faturayı! Hele ki, fakir- fukara, hele ki, işsiz-güçsüz ve emekli…Elektrik ve doğalgaz faturası bizleri şair etse de, dinleyen mi var, duyan mı var? Kendimizi kağıda kaleme vurduk, teselliyi oralarda aradık! Yine de bir çare bulamadık!

Faturalar kaç para? Çok para! Kaç lira? Bayağı bir lira! Eklemeleriyle birlikte çarpılan çarpılana!

Bu çarpma maazallah elektrik çarpması değil, fatura çarpması! Fatura çarpması ürkütücü, korkutucu, uykuları kaçıran cinsten, huzursuz etmesi cabası, ödeyemedin mi, önce ödemedin diye kesiyorlar, sonra kapına geliyorlar! Ödemeye kalktığında ise açma-kapama cezası…

Evlerimiz irili-ufaklı elektrikli ev aletleriyle dolu. Buzdolabı var, çamaşır makinası var, derin dondurucu var. Bulaşık makinesi var. Ütü vazgeçilmezimiz! Bilgisayarlarımız olmazsa olmazımız! Fırın olmayan mutfak mümkün mü?

Sonra Kombi var! Elektrikli ısıtıcıları olan haneler var! Kahve makineleri, mikserler, türlü-türlü küçük mutfak aletleri! Tamamı elektrikli…

Bu saydıklarımız teknolojinin insanlara sağlamış olduğu kolaylıklar. Ne yardan geçilir, ne serden denildiği gibi bir durum söz konusu. Kota mı diyordunuz? Kota dediğiniz nedir ki, çoktan doldu kota! Dolunca da, hoş geldin yüzde 127!

*****

Elektrikli ev aletleri, ev kadınlarına kolaylık, ev halkına kolaylık! 150 kilovat dediğiniz ne ki., hatta 210 kilovat! Gelen olur-giden olur. Ütü olur, börek-çörek olur!

Kalabalık evlerde, çamaşır makinesi çalışmadan olmaz!

Derin donduruculardan nasıl vazgeçecek ev hanımları, onların içinde emek-emek neler yok neler!

Elektrikli ev aletleri normal çalışsalar dahi zaten 210 kilovatı geçiyorlar!

Matematiğimiz zayıf diyoruz da kimse inanmak istemiyor!

150 kilovatı neredeyse ayın ortasında doldurur bizim hanelerimiz! Rutin-rutin takılsa dahi doldurur! Her halukârda bu rakamın geçildiğini bilmeyen mi var?

Faturalar elimizde….Bu ne mi demek?

Ne kadar kısılırsa kısılsın yüzde 127’lik zam bizi havada, karada yakalıyor demek! Hem de kıskıvrak!

Elektrik bizi ne yaparsak yapalım çarpacak demek!

Ne kaçışımız var, ne kurtuluşumuz!

Bundan böyle konuşacağımız konuların başında kilovat geliyor.

Kaç kilovat yaktın bu ay?

Öyle mi?

Demek ki ben senden 30-40 kilovat daha fazla yakmışım! Yada 5-10 kilovat daha az.

Sonuç ne?

Gözümüz aydın olsun, 210 kilovatı geçmişiz!

*****

Kota sınırı artmasına arttı lakin, bizim kotalar zaten almış başını gitmişti. İnternetin dahi kotalı olmayanını seven bizler değil miyiz? Elektrik zammının oranından geri adım atılmadığı, fiyat indirimine gidilmediği sürece, elektrik her ay, her birimizi fena çarpacağa benziyor.

Üstelik bu çarpma katlamalı çarpma! Çarpıyor, yere yapışıyorsunuz! Ayağa kalkmaya çalışırken, bir daha çarpıyor! Aklın başına gelsin diye bir daha!

Aklımız başımızda değil mi? Ne münasebet! Başımızda elbet! Biz bunu hak ettik mi? Kesinlikle hayır!

Daha iyi olsun, iyisi olsun, rahat olalım, huzur içinde yaşayalım demedik mi? Öyle sözler ve vaatler almadık mı? Biz rahat ve huzur içinde yaşamaya layık değil miyiz?

Elektriğin yanına doğalgazın da eklenmesi, fedakârlığın direkt olarak bizlerden beklendiği gibi bir düşüncenin hasıl olmasına yol açtı. Hatta hiçbir şüphemiz kalmadı.

Duamız ve temennimiz kış aylarının Mart ayını da aşıp Nisan ayına sarkma yapmaması!

Kilovat bazında hayatı elektrikli ev eşyalarıyla dolu hanelerde geçen bizler için 210 kilovatın yüzde 127’lik dilime girmemek gibi bir şan

Hadi lambaları söndürdük, çamaşırı, ütüyü, fırını, haftada bire, on günde bire indirdik diyelim. Buzdolabı çalışacak, derin dondurucu varsa çalışacak, bilgisayarlar çalışacak, televizyonlar çalışacak! Bunlar çalıştığında, birde bakacaksınız ki, 220-230 kilovat olmuş, belki de daha üzeri!

Doldurmazsa da önemli değil diyor vatandaş! 35-40 günde bir bakarlar, 210 kilovata tamamlarlar!

*****

210 kilovat ve üzerinden ne kaçışımız var, ne de kurtuluşumuz diyen diyene! Elektrik, doğalgaz ve su, üç silahşor olarak kapımızın önündeler. Kira, kredi kartı borcu ve diğer harcamalarımız bu hesabın dışında…

Hani ne var ki ortada deniyordu ya…

Elektrik ortada, kilovat ortada! Doğalgaz ortada, yakılan metreküp ortada! Su ortada, kullanılan ton miktarı ortada! Yalnızca bizim halimiz nedir, nicedir, o yok ortada!

Ne mi var halimizde? Halimiz, “güneş çarığı sıkar, çarık da ayağı” derler ya, aynen öyle!

Ne yapsın ayak, neylesin ayak, nereye gitsin, nereye varsın, hangi kapıyı çalsın ayak?

Rahmetli Zeki Müren, “Kara bahtım kem talihim /Taşa bassam iz olur/ Başım bir Erciyes Dağı / Yaz günleri kış olur” diye içimize işleye işleye okuduğu şarkısında hissiyatımıza tercüman olmaya devam ediyor.

Bizde ise ne kota kaldı, ne rota, ne de nota! Doların inmesine rağmen gıda fiyatlarındaki artış sürüyor. Akaryakıt, Mart ayına gelinceye kadar belki litre bazında 20 lira olacak! Sonrada bahar gelmiş neyleyim, neyleyim baharı yazı deyip duracağız!

Elektrik kotası, enflasyonun notası, bu işlerin kalmadı ne virgülü, ne noktası!

Daha fazla fedakârlık yapacak halimiz kalmadı! Neden hâlâ bizi hiç kimse anlamadı?

*****

2022 Şubatı elektrik ve doğalgazın el ele vererek çarptığı, yere yıktığı, şu güne kadar ödedin-ödedin, ödemedin, biz biliriz sana yapacağımızı dediği bir aya dönüşmüş durumda….

Her yer virüs, her yer salgın, haneler yorgun, insanlar dalgın, esnafın beli iki büklüm. Çaresiz dolanıyoruz süklüm-püklüm!

Asgari ücrete yapılan tarihi zamdan sonra, o ücret asgari ücretlinin eline geçmeden, açıklanan açlık sınırının altında kaldı.

Sırtımıza yapıştı kaldı enflasyon denen kambur, sokaklarda, meydanlarda tambur çalıyor zevkten tambur!

Üstüne de, bedava tarafından keyif çayı, keyif kahvesi içiyor.

Türk kahvesi tercihimdir diyerekten!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Mayıs

01 Mayıs 2024 Çarşamba 00:02

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR