Erol Sunat

Erol Sunat

Meram’ın Çamlıbeli!

Meram’ın Çamlıbeli!

Meramın Çamlıbel’i, tarihi Taş Köprünün, Tavus Baba Camii ve civarını da içine alan bölge. Konya Büyükşehir Belediyesi Çamlıbel’i ihya etme adına, çevre düzenlemesi yapıyor.

Meramın eski haline dönebilmesi için, böyle dokunuşlara ihtiyacı var!

Bugüne kadar, betonlu dokunuşlar Meram’ı Meram olmaktan uzaklaştırdı. Meram’ın ruhunu incitti. Meram’ın kalbini kırdı. Küstürdü Meram’ı.

Oysa, geçtiğimiz birkaç on yıl içinde, Meram son durak olarak anılan bu yere neler yapılmazdı neler.

Meramın tarihi köprüsü efsane bir köprüydü.

O köprü, Meram’ın nazar boncuğuydu hep.

Meram’ın Çamlıbel’i bu kadar uzak mıydı bilmem. Gözden ırak olan gönülden de ırak olur derler ya, ne yazık ki Meram, gönülden ırak olduğu uzun yıllar yaşadı!

Çamlıbel deyince kaç Çamlıbel hatırlıyorsunuz?

Her Çamlıbel’in kendine has, kendine özgü bir hikayesi var.

Çamlıbel deyince aklıma öncelikle;

“Çamlıbel’den çıktım yayan / Dayan ha dizlerim dayan” diye başlayan hüzün dolu, acı dolu hikayesiyle bir Bayburt türküsü gelir.

Bebeğini Çamlıbel’de kaybeden genç bir annenin feryadı gelir aklıma. Yüzlerce yıldır, türkü olmuş, ninni olmuş bir Çamlıbel hikayesidir, bu hikaye…

16. yüzyıl şairlerinden kavganın ve özgürlüğün sembolü olan, Köroğlu’nun da bir Çamlıbel’i vardır.

Der ki; “Gelişim sorarsan Çamlıbeli’nden / Koca bir Çamlıbel yerim var benim”

Onca yıl sonra Çamlıbel aklımıza geldi galiba…

Zararın neresinden dönülse kârdır derler ya, bu dönüş düşündüren ve bir hayli geç kalınan bir dönüş olsa da, tek tesellimiz, zarardan dönülmüş olması, hatırlanması!

Bir dizi villanın adını Çamlıbel koymakla, Çamlıbel’i hatırlamış olmuyorsunuz!

Meramın Çamlıbel’inde hatırada çok, hikayede… Araştırmazsanız, bulmazsanız, Çamlıbel’in elinden tutmazsanız, yalan olur Çamlıbel, ihmal edile edile unutulur!

Bundan böyle bir Çamlıbel kazandı Konya. Meram Çamlıbel, Meram’ın Çamlıbel’i!

 

*****

Çamlıbel, Meramın cazibe merkezi olacak deniyor.

Doğrudur!

Orası zaten cazibe merkeziydi, ancak farkında olması gerekenler farkında değillerdi! Meram’a evlere şenlik o kadar çok cazibe merkezi yapıldı ki, kültür, tarih, turizm betonların altında hâlâ can çekişiyor! O sonradan olma cazibe merkezlerinin sözde cazibeleri şimdi yok, yıldızları söndü.

Çamlıbel unutulduğu ve avutulduğu zamanlarda dahi cazibe merkezi olma özelliğini hiç kaybetmedi.

Beton cazibe merkezleri donuk, sevimsiz, soğuk ve mağrur halleriyle Meram’a tepeden bakmaya devam ediyorlar!

Betonlar arasında mutlu olanlara, nefes alıyorum diyenlere de, Allah akıl-fikir versin!

Çamlıbel ise, Meram’a nefes aldıracak gibi görünüyor. Meram, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin gözbebeğiydi. Konya’nın yüzyıllar öncesinde nefeslendiği, soluklandığı yeşilin en güzel tonlarının var olduğu sanki cennetten bir köşe diye anlatılan efsane bir güzellikti.

Köroğlu’nun “tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” dediği gibi, kayırma icat oldu, ifrat yolu açıldı açılalı,

Meram adeta saf dışı bırakıldı.

Meram’da Villalar var, Konaklar var, köşkler var, demiryolunun ayırdığı bir dönem gidip gelinmeyen unutulan, yamalı asfaltların var olduğu garip ve mahzun mahalleler var. Tezat aramadığınız kadar. Semtler arası uçurumlarda… Çamlıbel, Üniversiteden sonra gelen ikinci güzellik Meram’a!

Silleye dokunan, Silleyi ayağa kaldıran el, Meram Çamlıbel’e de dokunuyor. Dilerim yine Meram’a bağlı olan Kilistra’ya da dokunur. Kültür, tarih ve turizm ayağa kalkar!  Meram’ın gerçek anlamda meramı ne diye sorulmuş olur!

 

 

*****

Meramın meramı ne biliyor musunuz? Her gelen Meram’ın meramı ne ben biliyorum dedi, benden daha iyi bilen yok dedi, bilirsem anca ben bilirim dedi!

Bildiler mi? Bilemediler!

Bilen oldu, derdine derman olmaya çalışan oldu, neden bildi diye herkes düşman oldu.

Talihsizdi Meram, bahtsızdı, diğer Merkez İlçelere göre aynı zamanda şansızdı.

Herkesin Meram üzerine ayrı ve apayrı meramı olduğundan mıdır nedir, Meramın meramı nedir, hiç sorulamadı. hiç anlaşılamadı. Kişisel meramlar, sürekli Meram’ın meramının önüne geçti.

Velhasılıkelam, yeşil Meram dediler, güzel Meram dediler, eşin benzerin, menendin yok dediler, lafla Meram’ın her köşesini bezediler, boyadılar, cilaladılar, geriye bir çuval boş laf ve boynu bükük bir Meram kaldı!

O yıllarda kendine ait hizmet binası yoktu. Adından başka hiçbir şeyi olmayan Meram’a dense dense “yetim Meram” denir diye yazmıştım.

Meram’da bir AVM yoktu Beş yıldızlı bir otel de yoktu..

Karatay’da ki Adliye sarayına benzer büyük bir kurum binası yoktu…Üniversitesi de yoktu…

Meram’ın kendine ait bir İlçe meydanı dahi yoktu!

Eski Onkoloji Hastanesi binası geçici olarak hizmet binası olduğunda, nasıl da sevinmişti Meram!

Ve yine o tarihlerde, Meram’ın üç yüz bin nüfusu vardı. Merkez İlçe mi, Türkiye’nin en büyük köyü mü diye sormuştuk, cevap verende olmamıştı!

 

*****

Daha o günlerde insanlar Meram cazibesini kaybetti arkadaş diyorlardı. Mangal yakılacak bir yer kalmadı diye hayıflanıyorlardı. Meram sadece mangal yakanların mangal keyfi yaptığı bir yer olarak anılmaya başlamıştı.

Meram ve mangal!

Meram’a mangal değil, mangal yürekli birisi lazımdı. Çıktı o mangal yürekli lakin, başarılı olmasın diye yüklendiler de yüklendiler…Ne oldu? Altın yere düşünce, değerinden bir şey kaybeder mi?

Siz bilmezseniz değerini, bilen bilir, gören görür! O gören gördü, aldı gitti mangal yürekliyi.

Üniversiteyi de o koparıp almıştı, yatırımların yağmur misali yağdığı diğer iki merkez ilçenin elinden!

O zamanki adıyla Konya Üniversitesi, bugünkü adıyla Necmettin Erbakan Üniversitesi…

Meram’ın yıllardan beri yüzünü güldüren tek olaydı Üniversite!

Meram’ın cazibesini kaybetmesine sebep olanlar, Karatay’ı şanslı diye, Selçukluyu da sessiz sedasız diye destekleyerek ihya ederken, Meram’a yazık ettiler, kendi kaderine terk ettiler!

 

*****

Bundan 12 yıl kadar önceydi; Tabiri caizse bir avuç asfalt çok görülen bir Merkez İlçeydi Meram.

Bir yaz günü park açılışları yapılıyordu. Açılış saati akşam üzeriydi. Saat 18.00 gibi. 

Büyükşehir Belediyesi yetkilisi, ilginç bir açıklama yapmıştı.

Dedi ki; Meram Belediyesi yaptığı çalışmalarla asfaltı hak etti, onlara bu dönem biraz daha fazla asfalt vereceğiz!

Konuşma yapılan park ile ana caddenin arası toprak yoldu ve çok kısaydı.

Park açılışında oraya asfalt dökülmemiş, imkanları olmayan Meram Belediyesi sadece o kısa arayı sulamakla yetinmişti!

İki adım yol için, asfalt vermeyen, Meram’ın gönlünü almayan ancak hak etti diye, name çeken anlayışları da gördü geçirdi Meram!

Birçok yatırım için ne zaman adı geçse, o adı geçen yatırım gelmedi Meram’a. Ya Karatay’a gitti, ya Selçukluya…

Çamlıbel’i önemsememiz ondan! Allah razı olsun Meram’ın meramına dokunandan!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR