Seçim meydanları vaatlerden geçilmiyor.

Kimileri zaten seçilemeyeceğini bildiği halde desteksiz atıyor. Atıyor ki; kandırabildiği kadar insanı kandırsın. İktidardan bir oy çalsa kârdır.

Karamollaoğlu, Haydar Baş’ın vaadini egale etti, asgari ücreti 6 bin 500 liraya çıkarma sözü verdi.

Yalandan kim ölmüş? 

Bu ve benzeri vaatler halkı ahmak, cahil, bilgisiz sanmak değil midir?

Yapamayacakları şeyleri vaat etmek bir yana, bir de mesajlık vaatler vardır.

“TİKA’yı kapatacağım” diyor mesela Akşener.

TİKA, vatandaşın ne kadar gündemindedir? TİKA’nın kapatılması vatandaşa nasıl bir yarar getirecektir. TİKA kapatılacak diye vatandaş neden sevinsin, neden İP’e (İyi Parti) oy versin?

Seçmen Akşener’i dinledikten sonra “Vay be” diyecek. “Helal olsun kadına TİKA’yı kapatacak. İşsize iş, aşsız aş verecek. Payımıza düşen pasta büyüyecek.”

Böyle mi düşünecek vatandaş?

Akşener’in “kapatacağım” dediği TİKA’yı kısaca tanıyalım. Bakalım neymiş TİKA.

TİKA, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı olarak Türkiye devletini ve milletini temsilen ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, turistik, tarihi alanlarda işbirliği çalışmaları yaparak kalkınma faaliyetleri düzenlemektedir. Birçok ülkede Türk devletinin öncülüğünde ve rehberliğinde kalkınma faaliyetleri gerçekleştirilmektedir.

TİKA’nın çalışma yaptığı yerler dünyanın dört bir yanında bulunan ülkelerdir. Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Avustralya’ya kadar, Amerika kıtalarının da dahil olduğu birçok ülkede yol, köprü, kültür merkezi, kütüphane, okul, üniversite, cami, medrese, restorasyon çalışmaları yapmaktadır. TİKA, son yıllarda adından sıkça söz ettirmekte ve milyon liralık yatırımlar gerçekleştirerek birçok ülkenin ekonomik kalkınma sağlamasına da destek vermektedir.

TİKA’dan kim rahatsız olmaktadır, kime mesaj verilmektedir?

Akşener’in bir de TRT takıntısı vardı değil mi? Satacakmış, parasını da dağıtacakmış. Ne kadar mükemmel (!) bir proje.

İnce de “ince-ince” mesajlar veriyor bir yerlere.

Eli kanlı terör örgütü ile bağlantısı gün gibi aşikâr olan Demirtaş’a sevgi ile bakan Muharrem İnce, paşayı apoletlerini sökmekle tehdit ediyor.

Belli ki Paşa’nın teröristlere kan kusturması, bazı mahfilleri rahatsız etmiş.

Demirtaş’a özgürlük, Paşa’ya zindan öyle mi Muharrem?

Paşa (hadi diyelim ki) Cumhurbaşkanını alkışlamakla yanlış yaptı.

“Apo’nun heykelini dikeceğiz heykelini”  diyen Demirtaş’tan daha mı büyük suç işledi? Yoksa sıkıntınız askerin artık milletin askeri olmasından mı rahatsızlık duymaktasınız? Artık “Ordu göreve” diyemediğiniz için mi apolet sökmeye bu kadar heveslisiniz?

Bu mesaj nereye verildi acaba?

Genel Başkanları da PYD’yi terör örgütü olarak görmüyordu. Gezici hainleri tertemiz alınlarından öpüyordu.

Kılavuzu Kılıçdaroğlu olanın…

Hızlı trene karşı çıkan aklı evveller mitinglere neden eşek sırtında gitmez, anlamak zor.

Kanal İstanbul’u gereksiz bulan Temel Efendi selamı nereye çaktı dersiniz?

Malum çevrelerin Karamollaoğlu’na gösterdiği ilgi alaka, sanıyorlar ki kendilerini çok sevdiklerinden.

Sanıyorlar ki, dahiyane projeleri malum çevrelerin teveccühünü kazanmış.

O da üç-beş Kürt oyu alırım hevesiyle Demirtaş’ın salınmasını istiyor ve dua ediyor. Demirtaş’ın terörle bir alakasının olmadığını söylüyor.

Mesaj alındı.

Milletin altını oymakla meşgul olan Millet İttifakı nereye mesaj verirse versin. Milletin kendisi de bu mesajdan hissesine düşeni alacak ve sandıkta en anlamlı cevabı verecek.

Sonra da dönecek ve diyecek ki; Mesaj öyle verilmez, böyle verilir…