Erol Sunat

Erol Sunat

19 Mayıs, mayısın on dokuzuydu!

19 Mayıs, mayısın on dokuzuydu!

Biz, 19 Mayıs 1919’la başlayan kutlu bir mücadeleye gönül verdik. 19 Mayıs, Mayıs’ın on dokuzuydu o gün. Mustafa Kemal Paşa’nın ardından yürümeye başladığımız, işgal altındaki vatan topraklarımızı İstiklaline kavuşturmaya yürüdüğümüz o kutlu gündü!

Hepimizin Anadolu olduğu, hepimizin Türkiye olduğu, hepimizin vatan toprağından bir parça olduğu, kalplerimizin bir olduğu, bir attığı o günlerden geldik bugünlere…

Biz kim miyiz?

Biz, “Ne mutlu Türküm diyene!” demenin o eşsiz güzelliğini ve duygusunu kalbinin derinliklerinde yaşayan ve hissedenleriz!

19 Mayıs 1919 ruhuyla coşan ve gözleri dolanlarız!

Yıl 1919, Mayıs’ın on dokuzu nedir bilir misiniz?

Hani diyordu ya Mehmet Akif; “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez!”

Biz o topun sindiremediği, toplu vuran yürekleriz!

Yeniden dirilişe uyanan, bir ölüp bin dirilen, bir olduğumuzu, beraber olduğumuzu, ayrı-gayrı olmadığımızı her daim sergileyenleriz!

Birlik nedir diyene, dirlik nedir diyene, beraberlik nasıl olur diyene, dirilişi merak eden, soran, soruşturana o günlerden nişanedir 19 Mayıs, Mayıs’ın on dokuzu!

Bu vatan, yaklaşık bin yıldır bizim!

Bu topraklar, Ecdad yadigarı! Ecdadımızdan bize emanet!

Bu toprakları ne biri bizden alabilir, nede birilerine verebilir!

19 Mayıs 1919 , her yıl yenilediğimiz, bugün itibarıyla tam 103 yıldır Türk Milletinin bir tescilidir bu coğrafyada…Ve Türkiye’miz, Türkiye Selçuklu Devletinden ve Osmanlı’dan sonra, en büyük sevdamız!

*****

Ne demişti şair Cahit Külebi, “ Edirne’den Ardahan’a kadar / Bir toprak uzanır, / Boz kanatlı üveyikler üstünden uçar/ Ardahan’dan Edirne’ye/ Edirne’den Ardahan’a kadar!”

Boz kanatlı üveyikler uçtu Vilayetten Vilayete, İlçelerden kasabalara, köylere dek!

Öyle bir muştuyla uçtular ki, memleketin en ücra köşesine kadar ulaştı bu muştu.

Silahını kapan, doğruldu yerinden!

Çıktı evinden!

Yürüdü gitti Mustafa Kemal Paşa’nın peşinden!

Vatan için, bayrak için, toprak için ayağa kalktı isimsiz kahramanlar!

Savaşmadıkları cephe, savaşmadıkları millet yoktu!

Karşılarında ne hainler, ne işbirlikçiler, ne içten pazarlıklı olanlar, ne dost görünüp de arkadan vuranlar durabilmişti! Dostu da, düşmanı da onlar kadar iyi tanıyan yoktu!

Yunan’ı da bilirlerdi, Fransız’ı da, İngiliz’i de bilirlerdi, Rus’u da, Ermeni’yi de bilirlerdi, Orta Doğuda var olan cümle kavmi ve milleti de…

Mustafa Kemal Paşa nerede diye duydularsa, oraya gittiler, yanında oldular, yanında durdular!

Sivas’ta, Erzurum’da, Ankara’da… Sonrada İzmir’i geri aldılar, işgal altında ki, cümle vatan toprağıyla birlikte! 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığından itibaren bir sevinç kaplamıştı yüreklerini…Bin pişman ettiler Fransızları, İngilizleri, Ermenileri, Rumları ve İtalyanları!

19 Mayıs, Mayısın on dokuzuydu!

*****

Samsun; İstiklal rüzgarının estiği, dalga-dalga Anadolu coğrafyasına yayıldığı bir rüya şehirdi.

Umuttu!

Ya İstiklal, ya ölüm diyenlerin, ilk bir araya geldiği, ilk toplandığı, Hürriyet havasını ve kokusunu ciğerlerine çektiği ilk şehirdi. Samsun’dan esen İstiklal rüzgarı öyle bir esti ki, bu rüzgarı hissetmeyen kalmadı.

Deli rüzgar dediler! Çılgınca bir hareket dediler!

Gazeteci Ali Kemal, “Kuzum Mustafa sen deli misin? diye yazmıştı!

Türk Milletinin vatan toprağı uğruna ne gibi çılgınlıklar yapabileceğinin hududu hiçbir zaman olmamıştı ki…

Bu tahminle falan çözülebilecek bir mesele değildi.

Kürşad’ın 639 yılında 40 çerisiyle Çin sarayını basması gibi sayısız olay vardı Türk tarihinde.

İşgalcilerin Türkler böyle bir çılgınlık yapamazlar, cesaret edemezler diye ihtimal vermedikleri ne varsa bir-bir gerçekleşti.

19 Mayıs, Mayıs’ın on dokuzuydu.

Ufukta bir gemi vardı beklenen.

Ve o gün geldi!

O indi, Bandırma Vapurundan!

O gelen, Mustafa Kemal Paşaydı!

*****

O geldi!

Ayrılıklar bitti!

Anlaşmazlıklar, inatlaşmalar dindi!

Ne sen kaldı, ne ben! Toplandı, kenetlendi herkes!

El eleydi millet!

Yan yanaydı!

Omuz omuzaydı!

Tek endişe ettikleri, vatandı!

İzmir düşmüştü, Antep, Urfa, Maraş, Çukurova işgal altındaydı.

Bu işgal, vatan topraklarını kendilerine göre paylaşan, bölüşen sömürgecilerin Haçlı seferlerinden bu yana kurdukları hayale ulaşmak üzere oldukları yılların başlangıcıydı.

Yumrukları memleket kadar büyük yiğitler, kahramanlar çıktı meydana!

Ne şan peşindeydiler ne şöhret!

Ne mevki bekliyorlardı ne makam!

Ozanların dile getirdiği nice destan yazdılar!

Kara topraklara, bir gül bahçesine girer gibi girdiler!

Cepheden cepheye onun yanında, onun peşindeydiler!

19 Mayıs, Mayıs’ın on dokuzuydu.

Ufukta bir gemi vardı beklenen.

Ve o gün geldi!

O indi, Bandırma Vapurundan!

O gelen, Mustafa Kemal Paşaydı!

*****

O gün, Türk Milletinin bahtına doğan güneşin bir başka doğduğu gündü! O gün, İzmir’in dağlarında çiçeklerin açtığı gündü! O gün toy düğündü! O gün bugündü! 19 Mayıs 1919’du! Mayıs’ın on dokuzuydu.

Kutlu olsun Türk Milletine. Kutlu olsun Türk Gençliğine!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR