Bu millet seken adamı sevmez
Anavatan Partisi Selçuklu ilçe başkanlığı görevini yıllarca sürdüren Salih Yanık Kalp ve böbrek rahatsızlığı nedeniyle tedavi görmekte olduğu Beyhekim Hastanesinde geçtiğimiz Pazar günü vefat etti. 21 Temmuz Pazartesi günü Somuncu Baba cad. Ulu Cami’de kılınan öğle namazını müteakiben Musalla Mezarlığında toprağa verildi.
Konya siyasetinin köşe taşlarından biriydi. Özellikle Anavatan Partisinin Selçuklu İlçe Başkanı olarak tanındı. Rahmetli 1947 Konya doğumluydu. Siyasi hayatına Demokratik Parti ile başlamıştı. Demokratik Parti Konya Milletvekili rahmetli Haydar Koyuncu ile olan dostluğu, Haydar Koyuncunun Anavatan Partisi Milletvekili olduğu dönemde de devam etti. Salih Ağabey Anavatan Partisinin teşkilatlanmasında en önde gelen isimlerinden biriydi. Selçuklu Anavatan Partisinin efsane Başkanıydı.
Mekânı cennet olsun inşallah.
Kendisiyle 2009 yılında yapmış olduğum röportajdan bazı bölümleri hatırasına hürmeten sizlerle paylaşıyorum.
Salih Yanık anlatıyor;
EKİBİMİZDE HERKES BAŞLI BAŞINA BAŞKANDI
1983 yılında Anavatan Partisi Kurucu Merkez İlçe başkanı Durmuş Alagöz’dü. 2.ci Başkan Mustafa Alagöz’dü. İl Kurucu başkanı ise Saffet Sert’ti. İkinci Başkan ise Muammer Zeybekoğlu’ydu.
Saffet Bey Milletvekili adayı olduğunda, yerine Yücel Eşen geldi. Kongrede Adil Küçük İl Başkanı oldu. Adil Küçük’ün Milletvekili adayı olması ve sonrasında Milletvekili olmasından sonra İl Başkanlığına Abdullah Üzülmez getirildi. Üzülmez’den sonra Mustafa Dinek, Dinek’ten sonra Nazmi Sırıt İl başkanı oldu.
1983 yılında Anavatan Partisi il ve Merkez İlçe kurulunda dokuz kişiydik. Durmuş Alagöz, Süleyman Okur, Mehmet Sarı, Hacı Ali Bozdam, Yalçın Çetinkaya, Ali Rıza Tenger, Mustafa Tahranlıoğlu ve Mustafa Mucuk.
Bu ekipte herkes başlı başına bir Başkandı. Saygılıydılar. Sevgilerini ve gönüllerini ortaya koydular.
YOKSUL ADAMIN SİYASETİ OLMAZ
Biz Abdullah Tenekeci Paşa’nın etrafında kenetlendik.
Paşam bir gün bizleri topladı, bana dönerek;
- Herkes takım elbise giyiyor, kravat takıyor dedi, sende giyeceksin, sende kravat takacaksın,
- Paşam dedim, ben takım elbisede giymem, kravatta takmam.
- Peki dedi, Salih hariç herkesi takım elbiseli ve kravatlı isterim.
O günlerde sigarayı yeni bırakmıştım. Boyuna kilo alıyordum. Bana takım elbise olmuyordu. Şu anda sigara içmiyorum. Ancak takım elbise giyiyorum.
O günlerde kırgınlıklarımız da olsa, ertesi gün dünü hiç yaşamamış gibi bir araya gelir köy, kasaba, bayır dolaşıyorduk.
Protokolü hiçbir zaman sevmedim. Daima vatandaşla bir arada olmayı yeğledim. Vatandaşı dinler ve aralarında bulunurdum.
Siyasi hayatım boyunca insanların siyasi fikirleri ne olursa olsun, sormadan insanlara yardımcı olmaya çalıştım. İnandığım daima şu olmuştur.
Yoksul adamın, aç adamın siyaseti olmaz.
Birgün yaşlı bir karı-koca geldi. Kadın çok rahatsızdı. Şekeri yedi yüzmüş. Numune Hastanesi Dahiliye Doktoru, eski Başhekim Ekrem Yıldırım’a onları götürdüm. Salih dedi ilaçlar bana, çıkış işlemleri sana ait. Yaşlı nene 15 gün hastanede yattı. On beş gün sonra hastaneden çıktıklarında garaja gittik. Adam Kadınhanı’na gideceğiz demese, nereli olduğunu dahi bilmeyecektim.
DAĞ FARE DOĞURDU
Yazır’da yapılan hastanenin yerini rahmetli Milletvekili Haydar Koyuncu, devrin Sağlık İl Müdürü Mustafa Akın ve ben aldık. Bütün işlemlerini birlikte takip ettik. Oraya çok büyük bir Sağlık Kompleksi düşünülmüştü. Dağ fare doğurdu. Bu hastane için Haydar Koyuncu ve Mustafa Akın’ın adlarının değerlendirilmesi gerekirdi. Mustafa Akın fevkalade bir insandı gelmiş geçmiş en iyi Sağlık Müdürüydü.
KEÇECİLER, MEVLÂNA KAPISI GİBİYDİ
Mehmet Keçeciler Mevlâna kapısı gibiydi. Her ne olursa olsun yine gel derdi. Dağdaki Çobana, şehirdeki Bürokrata sor, herkes Keçeciler derdi. Muhteşem bir insandı. Dürüstlüğü ile tanınan bir insandı. Konya’ya en büyük yatırımlar onun Milletvekili ve Bakan olduğu dönemlerde gerçekleşti.
Anavatan Partisinin rahmetli Özal’dan sonra en önemli ismi Keçecilerdi. Bana göre Konya Milletvekili değil Türkiye Milletvekiliydi.
01.01.2000 tarihinden itibaren Anavatan Partisi ile ilişkim kalmadı. O günlerin İl başkanı Ömer Zileli, İbrahim Atçeken ve Mehmet Güneş’in talepleri doğrultusunda Mehmet Keçeciler beni görevden aldı. Alınmam için talepte bulunanlar benim varlığımdan rahatsızlardı. Her istediklerini yapamıyorlardı.
Bu millet seken adamı sevmez.
Şu anda kapanmış Anavatan Partisinin üyesiyim. Anavatan Partisinden başka bir partiye de oy vermedim. İlkokul mezunu olduğum için Milletvekili olmayı hiç düşünmedim.
MEVLÜT HOCA’NIN VASİYETİ
Abdullah Tenekeci Paşa ile Derbent’ e gittik. Halk beni tanıyor ya. Vatandaş öncelikle bana doğru gelmeye başladı. Aman dedim Bakanımız o ona gidin.
Derbentte rahmetli Mevlüt Hoca ile aram çok iyiydi. Mevlüt Hoca, Derbent’ in en sevilen öğretmeniydi. O gün yine görüştük. Derbent ‘in ilçe olmasını o kadar çok istiyordu ki…
Derbent İlçe olmasına oldu amma, Mevlüt Hoca Derbent ’in ilçe olmasından yaklaşık on beş gün kadar önce aramızdan ayrılmıştı.
Derbent’ in İlçe olduğunu görmek nasip olmamıştı Mevlüt Hocama.
Aynı yıl Kurban Bayramı öncesi genç bir çift geldi.
Bayan;
- Ben dedi Mevlüt Hocanın kızıyım bu da eşim. Bizde bir emanetiniz var.
- Ne emaneti?
- Babam Kurban Bayramı için iki koyun almıştı. Ölmeden birkaç gün önce bu kurbanlığın biri bizim bu da Salih Beyin dedi.
- Kızım dedim, madem göndermiş rahmetli, bir hayır kurumuna vereyim, kessinler.
- Babamın vasiyeti, ölmeden önce vasiyet etti, vasiyetinin yerine gelmesi lazım. Kurbanda bu koyunu kesmeniz lazım.
Hem kızı hem de damadının boynu bükülmüştü.
- Söz kızım dedim, bu kurbanda bu hayvanı keseceğim.
Bayram da Rahmetli Mevlüt Hocanın vasiyetini yerine getirdim. Hocam iyi Halk Partiliydi. Benimle dost olduktan sonra, Anavatan Partisine geçmişti.
6-0 KAZANILAN BÖLGE
1987 seçimleri öncesiydi. Rahmetli Haydar Koyuncu 2.sırada, Abdurrahman Bozkır 6. sıradaydı. Abdurrahman Bozkır 6. sırada olduğu için hem kırgın hem çok kızgındı. Seçilemeyeceğini düşünüyordu. Morali çok bozuktu. 1. Bölge’de 6 milletvekillik bir kontenjan vardı. Bölgeyi arkadaşlarla birlikte karış karış gezmiş ve durumun lehimize olduğunu görmüştük. Refahçılar çok ümitliydiler. 14 Milletvekilliğinden 12’sini biz 2’sini DYP almıştı. Bu arada, isteksiz ve çalışmak bile istemeyen Abdurrahman Bozkır’da milletvekili olmuştu. 1. Bölgeyi 6-0 almıştık.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.