Ülkemde yeni dönemin yeni kabinesi açıklandı. Türkiye buna pek alışık değil ancak 5 kişi dışında diğer bakanlar dışarıdan atandı. Söylenene göre Meclis dışından atanan bakanlar kendi işinde oldukça başarılı olmuş kişiler. Çoğunun da AK Parti ile bağlantısı yok. Demek ki, alışkanlıklarımızın dışında bir sistem ve bir kabine ile muhatap oluyoruz, gerçekten de yeni bir dönem başlıyor, ülkemde.

Öncelikle şunu bilelim ki, hükümet kurulması, bakanların belirlenmesinde Cumhurbaşkanı-Başbakan trafiği, atama için bir süre beklenmesi, hükümet programının okunması; sayacağımız birçok şey olmadı ve hükümet sessiz-sedasız atandı, Başkanlık sistemi önemli ayaklarından birini tamamladı.

Seçim öncesi muhalif kanadın açıklamalarına bakıyorum da gülesim geliyor. Bu hali görmeden öyle şeyler söylediler, yazdılar, çizdiler ki, sanki ülke satılıyor, rejim değişiyor, Türkiye adeta İran oluyor, vs.. vs… hatta seçim öncesi, bir defasında, bir grupla tartışırken, gruptan bazılarının “sistem adı altında rejim değişiyor” savunması olmuştu. Bendeniz de, gelin siz 2007’lerde ifade ve iddia ettiğiniz gibi “Türkiye’ye şeriatı getirecekleri” tartışmanıza karşılık; mademki rejim değişiyor, “Malezya usulü” şeriata razı olmadınız, bu gidişle “İran usulü şeriat gelebilir, gelin Malezya şeriatına razı olun” demiştim. Bazıları surat assa da bu espri tutmuştu, gülüşmüştük. İşte durum, işte muhalefetin ahali. 

İşin bu tarafı tamam. Gelelim bizim konumuza. Biz tarımcıları ilgilendiren, sıklıkla ifade ettiğim ve ülkemin önemli problemi olan “2 T” sine. Türkiye’nin iki problem T’si Tarım ve Terördür. Bunlardan bizi ilgilendiren ilk T’sine yani, orman ile birleşerek Tarım ve Orman Bakanlığına  üzerinde kafa yoralım.

Yeni Tarım ve Orman Bakanı belli oldu ve soyadı ülkemizde iyi bilinen Bekir Pakdemirli atandı. Her şeyden evvel hayırlı ve başarılı olmasını diler, babası kadar da kararlı ve cesur olmasını bekleriz. Babası rahmetli Ekrem Hoca ile iyi tanışırdık. Biyodizel tesisi kurmuş ancak hammadde yokluğundan dolayı çalıştıramamıştı. Sözleşmeli modelle üretim yapmasını önerdik ve ilk sözleşmeli modelle hammadde üretimi ilk o zaman başladı. Bu nedenle de devreye iki yeni bitki “Aspir ve kolza”yı ortaya atmıştım. Rahmetli ile epey bir mesaimiz oldu ama o zaman pek başarılı olunamadı, şimdilerde iyi.

Ekrem Pakdemirli ile ilgili yaşanan bir olayı rahmetli Seyit Koyuncu’dan dinlemiştim. 1960 İhtilali sonrası Başbakan Menderes’in ailesinin kapısını kimse çalmamış ve genç oğulları ile kimse ilgilenmemiş. Aydın Menderes’i çalıştıracak kimse bulunamamış. O zaman da genç olan Ekrem Pakdemirli Hoca, kararlılıkla Mendereslerin evlerine gelerek oğullarına bila-bedel özel ders vermiş. 

Bekir Pakdemirli de böyle bir adamın oğlu olması ile övünmesi gerekir. Kendisi en zor bir görevi üstlendi. Başarması için kararlı, ısrarlı ve cesur olması lazım. Aksi durumda o da diğer bazı bakanlar gibi birkaç sene sonra unutulur gider.

Başarmak için kararlı ve cesur olmak yetmiyor, elbette. Sayın bakan öncelikle çalışacağı arkadaşları çok ama çok iyi seçmesi gerekir. Bunun için de dikkat etmesi gereken kurallar var. Sadece özel sektörden yardımcı veya danışmanlar getirmesi de yetmez. Bürokrasi de yol almış, ülkenin şartları ve çiftçiyi çok iyi tanıyan ve hazmetmiş kişileri de uygulayacağı modele monte etmesi gerekir.

Özel sektör beklentileri, üretici ve ülke beklentisi değildir. Şu doğrudur, kalkınma ve özellikle de tarımsal kalkınma özel sektör eliyle mümkündür. Özel sektör parayı direk yani aracısız ve pratik, kestirme yollardan kazanmak ister. Bu anlayış bakanı, bakanlığı ve ülkeyi sıkıntıya sokabilir.

Özel sektörün para kazanma isteği yanlış değildir ancak öncelikle ülkesel potansiyeli üretime kazandırmanın yollarını aramalı, sonrasında ülke ihtiyacı doğrultusunda dışa açılmalıdır. Dışa açılma da zaruri ihtiyaçlar için ve özellikle de hammadde bazında olmalıdır.

Sayın bakan özel sektörden geldiği için de oldukça fazla tenkitlerle karşılaşabilir. Buna şimdiden hazır olmalı ancak inandığı ve doğru bildiği kararların üzerine, hantal yapıyı bozacak şekilde gitmelidir.

Hayırlısı ile Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim