Güzel bir güne sıkıntılı bir konu ile başlayacağımız için öncelikle tüm okurlarımızdan özür dilerim. Bizler yerel basın mensupları olarak sizlerden her gelen her konuya artısına eksisine bakmadan değinmeli ve onlara kendi çapımızda çözüm yolları üretmeliyiz. Ha bunlarda ne kadar başarılı oluruz olamayız o Allah’ın bileceği iş. Ama biz adam gibi olmasa da biraz olsun yerel gazetecilik yapmaya çalışıyorsak her konuya değinmeliyiz. Dahası sizlerden gelenlere değinmeliyiz.

Bizim yerel basının tam göbeğinden olmasa da kenarlarından bu işlerle uğraşmak için çabalayan tertemiz kardeşimiz İbrahim Demirel geçen gün bizimle şöyle bir not paylaşıyordu;

“Uğur abi saygılar, Mustafa amca Gedavet parkındaki tuvaletlere değinmiş ben de gittim kapalı idi. Sadece o saat dilimindedir diye düşündüm ama yukarı çıkarken vatandaşların kapalı mı diye sormalarından birkaç gündür kapalı olduğunu anladım.

Sizin yazınızı okuyunca ben de dedim ki bir iki de ben dert yanayım.

Gecen gün bir arkadaşımızın babasının vefatından dolayı Hocacihan Mezarlığına gittim. Mezarlığın yanına İmam Hatip Lisesinin dibine güzel bir cami yapıldı. Benim iki kızım da o okuldan mezun olduğu için yakinen biliyor ve takdir ediyorum.

Ama asıl konu bugünlerde oraya abdest almadan cenaze veya beş vakit namaz kılmak için gidenlerin karşılaşacağı tablo. Abi şadırvanlar don su yok. Tuvaletler de aynı, içerisi berbat bir görüntü.

Allah'tan etrafta esnaflar özellikle inşaat sektörü bu olayları bildikleri için cenazeye gelenlere işyerlerinde abdest almaları için yardımcı oluyorlar. Belediyeler bu sorunu çözmek için bir çalışma yaparlar mı? Bu sizce yazılır mı?”

…………..

Yazılır İbrahim kardeşim yazılır. Her vatandaşımızın derdi sorunu bizim derdimiz. Bunu Allah biliyor. Ve inanıyoruz ki belediyelerimizin yöneticileri bu konuya hemen el atıp çözecekler. Havaların ısınması ile de camilerimizde böyle sorunlar kalmayacak artık.

YA HAVADA OLSAYDIK!

Her gün yatıp kalkıp bize inanan güvenen dertlerini bizimle paylaşan okurlarımıza dua ediyorum. Sizler olmasaydınız biz her gün ne yazacaktık?

Allah sizlerden bir değil bir kere razı olsun.

Biraz geç oldu ama bir can dostumun fotoğraflayarak bize gönderdiği bu notu paylaşmasam çatlayacağım;

“Saygıdeğer Uğur ağabeyciğim öncelikle hayırlı günler dilerim;

Uğur abi hafta sonu Konya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama ve Raylı Sistem Dairesi Başkanlığına ait, Dr. Ahmet Özcan Caddesi ve Fetih Caddesi hattında çalışan 14 hat numaralı 42 BP 661 plakalı belediye otobüsüne bindim. Çarşıya gelene kadar otobüs şoförü göstergelerden gözünü ayıramadı, ara sıra da eliyle de vurup göstergelerin çalışıp çalışmadığını kontrol ediyordu. Kendi kendime dedim “Ya havada olsaydık. Allah’tan havada değildik.” Neyse işin esprisi bu, ama dikkatimi çeken diğer bir husus ise, şoför mahallinin üst tarafında yer alan duyuru metni gözüme ilişti. Yazının başlığı aynen şöyleydi; “Toplu Ulaşım Araçlarına, Yolcularımızın Güvenliği Gereği………………..Binmek Kesinlikle Yasaktır.” Yolcuların güvenliği gereği, Konya Büyükşehir Belediyesi ekonomik ömrünü doldurmuş otobüs filosunu hatlardan çekmelidir diye düşünüyorum.

Saygılarımla…

…………………….

Tekrar tekrar sizlere dua ediyorum.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ölmemek elimizde değil ki bizim. İyi yaşamamak beni tek korkutan.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Tramvaylara binerken önümüzde sırada bulunanları iteleyerek öne geçmenin uyanıklık olmadığını anlayabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.