Allah'ımıza çok şükür yine mübarek ramazan ayına kavuştuk.

Eski yıllar kadar olmasa bile yine, Müslümanlar mübarek Ramazan ayına kavuşmanın heyecanı içindeler.

Ailece toplu iftar etmenin, sahur yapmanın, ilk oruç tutacak olan gençlerimizin heyecanı oluyor.

Keşke bu heyecanı ailece birlik ve beraberlik içinde yaşasak.

İş, güç, hayat mücadelesi derken ne yazık ki son yıllarda ailece çok fazla bir araya gelemiyoruz.

Sevgili dostlar etrafınıza bir bakın geçen yıllar da beraber oturup iftar ve sahur yaptığımız sevdiklerimizin birçoğu bu ramazan ayında acaba hayattalar mı?

Onun için çok şükür edelim.

Ramazan ayı rahmet, bereket, mağfiret ayıdır.

Kim bu ayı huşu içinde güzel geçirir ise Allah, o kuluna diğer aylarda yaptığı ibadetlerden daha fazla sevap yazar.

Ramazanda cennet kapıları açılır.

Kim Ramazan ayında hayır ve hasenatta bulunur ise Allah o kula daha çok sevap verir.

Kim yanında çalıştırdığı oruç tutan işçisine merhamet eder ise Allah o kuluna sevap ve bereket verir.

Yalnız oruç tutan işçi de oruç tutuyorum diye işvereninin iyi niyetini hassasiyetini suiistimal etmeden görevinin hakkını vermelidir.

Kuran-ı Kerim ramazan ayında inmeye başlamıştır.

Mübarek Kadir gecesi yine Ramazan ayının son on gününün içindedir.

Peygamber efendimiz, “Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur” demiştir.

Yine Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur.

Allah insanların oruç dışındaki her ibadeti ameli kendisi içindir.

Oruç ise benim içindir.

Allah, 'oruçlu insanların mükafatını ben vereceğim' diyor. 

Hakkıyla yaşamaya çalışalım

Yani mübarek Ramazan ayının kıymetini bilenler ve yaşayanlar için bu ay çok ama çok kıymetli bir aydır.

Derim ki gelin hep beraber rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan'ı şerifi hakkıyla yaşamaya çalışalım.

Eğer nefsimize hakim olup şeytana uymadan orucumuzu tutar, namazlarımızı kılar isek, fakir ve fukarayı kollar, fitremizi verir, az çok demeden zekatımızı verir isek işte o zaman cenneti kazandık demektir.

Bu mübarek Ramazan ayını Allah'a kul sevgili Peygamber'imize ümmet olma şuuruyla yaşayalım.

Hele hele Ramazan ayında edindiğimiz güzel huyları, ibadetteki cömertliği diğer zamanlarda da devam ettirir isek Allah'ın ve Peygamber'imizin istediği gibi mükemmel bir kul ve ümmet olmuş oluruz.

Belki oruç insanı biraz zayıflatmış olsa bile imanı ve maneviyatı çok kuvvetlendirir ve bu  sayede, çok kuvvetli bahadırların, pehlivanların  yapamayacağı işleri yapmaya muvaffak kılar.

Oruç, yemeklerin cesedi beslemesi gibi ruhu besler.

Yemek yenmeyince yaşamak nasıl mümkün olmazsa oruçsuz ruhlar da böylece yaşayamaz, manen yıkılır ve ölür, artık işe yaramaz olur, belki de zararlı olmaya başlar.

CENAB-I ALLAH CÜMLEMİZİN YAPTIĞI VE YAPACAĞI TÜM İBADETLERİ ŞİMDİDEN KABUL ETSİN.