Hasan Durucan

Hasan Durucan

DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIRMIŞ

DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIRMIŞ

Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın isyanı büyüyünce Sultan II. Mahmud çaresiz kalır. Hatta Mehmed Ali Paşa'nın ordusu Kütahya yakınlarına kadar ilerler. II. Mahmud Han, İngiliz ve Fransızlardan yardım istese de onlar bunu “Baba-oğul arasındaki mesele” diye addederek yardım etmezler. Başka yapacak şeyi kalmayan Sultan II. Mahmud bu sefer Ruslardan yardım istemek zorunda kalır. Öteden beri Anadolu’da gözü olan Rus Çarı, bu isteği tabi memnuniyetle kabul eder. Ruslardan yardım istenmesine tepki gösteren vezirlere Sultan Mahmud: “Ne yapalım, denize düşen, yılana sarılır” diye cevap verir. Bu tarihi hikaye burada dursun. Köşenin sonunda lazım olacak.

***

Kimse Konyaspor'dan büyük değildir. Evet, Ali Çamdalı da büyük değildi. Bunu bizim bildiğimiz gibi kendisi de biliyordu. Ama o kendisini yönetimden büyük gördü, görüyordu. Sırf bunun yüzünden de sözleşmesi feshedildi. Artık Çamdalı yeşil beyaz formayı giyemiyorsa bunun en büyük sebebi budur. Ki yönetim tarafından gerçekleştirilen toplantıya teknik direktör Mehmet Özdilek'in bile katılması, bu radikal kararın alınması böylesine kritik bir süreçte hocanın kendi bacağına kurşun sıktığını gösterir. Elbette Ali Çamdalı gönderilmeliydi ama şimdi değil. Vakti zamanında, sezon başında Mustafa Reşit Akçay'ın süresiz kadro dışı bıraktığı gün gönderilmeliydi. Aksine o dönem hem taraftar hem yönetim arkasında durunca Reşit Akçay'ı yediler. Şimdi de Mehmet Özdilek pisipisine gitti. Dedim ya Çamdalı'nın gitmesine vesile olan hoca, çıktığı ilk maçta da aldığı başarısız sonuçların birikmesi nedeniyle şimdi kendi koltuğundan oldu. Çünkü Özdilek de kendisini futbolcu zümresinden üstün görüyordu. Ama tahmin edemiyordu ki futbolcu insanı rezil de eder, vezir de eder. Biz bunu Akçay'lı dönemde gördük, şimdi tekrarını yaşıyoruz. Dejavu gibi oldu. Bu konuda elbette bir iddiam yok ama görünen köy de kılavuz istemiyor. Malatya yenilmeyecek takım değildi. Aksine farka bile gidilip şenlik havasında bir maç sonu yaşanabilirdi. Zaten müsabakadan birkaç gün önce Malatya cephesinin basına verdiği demeçlerde bir puana dünden razı görüntü veriyorlardı.

Sahada ne yaptığını çok da bilmeyen, pas hata yüzdesi fazla olan, gol yollarında kısır kalan, kontra ile hücum yapmaya çalışan korkak bir Malatyaspor vardı. Ha bizimde Malatya'dan kalır yanımız yoktu. Yakaladığımız birkaç net gol pozisyonunu beceriksizliğimiz yüzünden harcadık. Çok pas hatası yapıp gol yollarında etkili olamadık. İştahsızdık, halsizlik, bitse de gitsek der gibi bir hava içerisindeydik. Hocanın da yanlış kadro tercihi, oyuna müdahale de hata yapması Malatya'ya üç puanı getirdi. Sarı kırmızılı ekibin golden sonra ki şampiyon olmuş gibi sevinci zaten anlayabilene her şeyin özetiydi. O kadar boş bir takım geldi bizden göz göre göre üç puanı resmen aldı ve gitti. Vakti zamanında kıymet görmese de çok şey söyledim. Hala söylerim, acı da yazarım ama geçmişe mazi derler. İçinde bulunduğumuz kritik süreçte olumsuz tavır almak Allah korusun bizi olmadık kaoslara sürükleyebilir. Elbette her şey bitmiş değil. Aksine hoca değişikliği ile bizim için son virajda her şey yeniden başlıyor. Artık maçların içerde dışarda gibi bir önemi yok, her maç çok değerli hale geldi. Ve genel itibariyle 26. hafta büyük ölçüde ligde her takımın üç aşağı beş yukarı kaderini ortaya dökecek. Bu iki kritik haftada önümüzde iki sarı kırmızılı takım var. Biri lider, diğeri ise Avrupa'yı zorluyor. Bugünkü görüntüyle Karabük'ü bile yenemeyiz ama çıkmadık candan umut da kesilmiyor. Geçtiğimiz üç sezonda iyinin iyisini gördük ve tarihimizde yaşamadığımız mutluluklara adım attık. Reşit Akçay'lı dönemde kötünün iyisini de hep birlikte yaşadık. Özdilek ise resmen kötünün kötüsüydü. Konyaspor'u destekleyip de gönlünde ikinci takım olarak Beşiktaş yatan bazı arkadaşlar bana kızsa da bu böyledir.

Şimdi Sergen Yalçın ile iyinin kötüsü dönemine geçiyoruz. Demek ki neymiş? Denize düşen yılana sarılırmış. Yalçın'ın üç beş maçlık başarılı periyotların altına imza atması yönetimi buna teşvik etti hatta zorladı. Dört mevsim gibi bir yılda yaşamadığımız mevsim kalmasa da sonu bahar olsun ümidiyle umuda nokta koyuyorum. Son olarak Mehmet Özdilek ne kadar başarısız olsa da son dakikaya kadar umutlu olduğu, şehri sahiplendiği ve bir Türk teknik direktörün kolay yetişmediğini düşünerek şahsım adına teşekkür eder; başarılar dilerim. Ayrıca ortada bir başarısızlık varsa bu tek kişiye de yüklenemez. Nasıl üç puanlı maçlarda galibiyet primi alınıyorsa bütün oyunculara da bu süreçte sembolik de olsa para cezası kesilmelidir. Yönetim mi? Benim için çoktan bitmişti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Durucan Arşivi
SON YAZILAR