Uğur Özteke

Uğur Özteke

Hançerli’nin düğününde Davutoğlu’nun mesajı bile niye yoktu?

Hançerli’nin düğününde Davutoğlu’nun mesajı bile niye yoktu?

Pazartesi akşamı bazı dostlarımın “alo” demesi ve bana “Abi sen yoksun nerelerdesin?” diye sormaları “biz gazetecilerin niye sevilmediklerini, niye bizden dost olmadığı” konusunda beni bir kere daha üzdü. Üzmenin ötesinde bir kez daha yıktı.

Durumumuzu sizlerle samimi olarak paylaştıktan sonra sadede gelelim.

....

Biz gazeteciler toplum içerisinde maalesef sevilmeyiz.

İnanın bunun çok iyi farkındayım.

Bunu yıkmak içinde 40 yıldır mücadele veriyorum.

Yahu millet ne ise, biz o değil miyiz?

Her meslekte olduğu gibi bizim içimizde de sıkıntılı insanlar olabilir. Yamuk olanımız, çalanımız çarpanımız, olabilir.

Peki hangi mesleğin her insanı iyi?

Hatasız, kusursuz bir meslek var mı?

Gerçi artık bunun bilinci olarak çok üzülmesem de Hançerli Başkan üzmenin ötesinde beni bir kez daha acı gerçekle yüzleştirdiği için kendime kırıldım.

Bazen büyüklerim beni uyarır. Hatta son zamanlarda bu tür uyarılar çok daha sık olarak bana söylenmeye başlandı;

“Uğur gazetecilik adına bu kadar niye çırpınıyorsun? Niye bu kadar kendini yoruyorsun? Yaşadığın kadar mı yaşayacaksın? Yeter artık ailene çocuklarına ve de kendine zaman ayır artık”...

............

Bazı doktor dostlarım var. Onlarla direk görüşemesem de sabah akşam sosyal medyadan beni uyarırlar “Uğur Hocam yemene içmene dikkat et. Bak seni yazılarından takip ediyorum çok koşturuyorsun. Gel bir sağlık taramasından geç” derler. Hatta geçen gün bir tanesinin ısrarla davetine gitmediğim için bana şöyle yazıyordu “Yahu sen nasıl bir adamsın. Tahlil yaptırmak için bile kendine zaman ayırmıyorsun. Bak hemşeriyi alıp yanına geleceğim haa”...

............

Pazartesi gecesi bir kez daha anladım ki benim artık söz dinleme zamanım geldi.

Hatta gelip de geçiyor bile.

Biz bizimle oturup kalkan çay içen çorba içen sohbet eden herkese karşı ne kadar samimi olmaya çalışırsak çalışalım ama mesleğimizden dolayı ama belki de kendimizin yapısından dolayı insanlara demek ki güven vermiyoruz. Veremiyoruz.

Bu kimsenin kusuru kabahati değil.

Çok iyi biliyorum bütün kusur kabahat mesela bende.

..........

Bizi sabah sabah bu kadar dellendiren konuya gelelim.

Evet bu bir itiraf ise itiraf.

Karatay Belediye Başkanı Sayın Mehmet Hançerli ile 20 yılı aşkın bir dostluğumuz vardır. Bu dostluktan şahıs ya da kurum olarak bugüne kadar 1 kuruşluk menfaatimiz olmadı. Sayın Başkanın kuruşluk menfaati şöyle dursun, Başkan’ın yaptığı kooperatiflerden ev sahibi olmayan gazeteci kalmadı bizim ise Karatay’da dikili ağacımız bile yok.

Şükürler olsun ki yok.

Ama Sayın Başkanla inanılmaz bir gönül bağımız var. (Pazartesi gecesine kadar öyle biliyordum)

Bu şehirde Sayın Başkan kimse ile görüşemeyeceği konuları bizimle paylaştığını söyler ve rahatlıkla da saatlerce karşılıklı olarak içimizden ne geçiyorsa ne biliyorsak oturur sohbet ederdik.

Amma işte demek ki bizimki buraya kadarmış.

Pazartesi akşamı Sayın Başkan en mutlu anlarından birisini yaşıyordu. Evladını evlendiriyordu.  Evlendirmiş de. Bizde gençler Asude Beyza ile Yasin’e ömür boyu mutluluklar diliyoruz.

Gelin kızımızın ilk istenme olayından mutluluk karelerine kadar da gazetemizde siz değerli okurlar ile paylaşmış ve bu güzel haberlerini Konya kamuoyuna sunan tek gazete olmanın da mutluluğunu kendimizce yaşamıştık.

Bu kadar özel bir durumda bile kendimizi aileden biri sanıyorduk.

..............

Niye?

Çünkü pazartesi günkü bu mutluluğa davet edilmemiştik.

40 yıldır meslek adına savunduğumuz ilkelerimizden birisi de “Davetsiz yere davulcu, zurnacı ve bir de gazeteci gidermiş. Ama biz asla o gazetecilerden olmayacaktık”

Başkanla karşılıksız sevgi ve saygımız vardı birbirimizi seviyor ve güveniyorduk ya.

İnşallah biz yine sevmeye saymaya ve güvenmeye devam edeceğiz.

Ama bir gazeteci olarak da haddimizi yerimi ve sınırımızı bileceğiz hiç de unutmayacağız.

Düğünde bulunan dostlardan gelen fotoları bugün gazetemizin yaşam sayfalarında en iyi şekilde sizlere sunmaya çalışacağız.

Düğünün ardından aklımızda kalan dahası orada olup da gece bizi telefonla arayarak soran dostlarımızın kafasını karıştıran soru ile yazımızı noktalayalım.

Gecenin muhteşemliğine siyasetin tüm isimleri burada imiş, amma amma bir tek Davutoğlu yokmuş.

Bence Sayın Davutoğlu’nun olmaması kadar doğal bir şey olamaz.

Ama Davutoğlu’nun bir kutlama telgrafı da olamaz mıydı?

Dikkat edin sakın ola Sayın Hançerli’nin son yerel seçimler öncesi kimler tarafından nasıl çizilmek istendiğine filan girmek istemiyorum. Girmem de.

Ama o gecedeki tabloyu öğrendikten sonra “Böyle siyasetin gözü kör olsun” diyorum.

Haaa kendi mesleğe mi ne mi diyorum?

“O da olmaz olsun inşallah” diyorum.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün yarına dünle beslenerek yol alır.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Çöplerimizi çöp konteynerlerinin yanına, yakınına, üstüne, altına değil de bidonların içerisine attığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
  • gerçek hayat / 26 Mayıs 2016 09:45

    Yani işte AKP işte çıkar işte gerçek yüzleri işte hemşeriye sahip çıkamama işte koltuk sevdası

    Yanıtla (0) (0)
  • Server hala / 24 Mayıs 2016 22:03

    Abi koskoca Başbakanımz varken bizim fırsatçı olmayan başkanlarımız yüzünden zafer,form,İhsaniye,İstanbul caddesi,istasyon caddesi 1960 lardan mamül.hadi üvey evladız da niye bu fırsatı kullanamadık.başkanlar bu esnada ne işledi?

    Yanıtla (0) (0)
  • Hacı teyzen / 24 Mayıs 2016 21:53

    Hançerli Başkan'a tebrikler.başkanı olduğu ilçenin en güzel caddesi olan İstanbul caddesinde iş hanlarının dış cephesinde Suriyelilerin don gömlekleri kurutmaya bırakılmış.bir Başkan ilçesinin değerini ne kadar düşürür düşünün bakalım

    Yanıtla (0) (0)
  • H. RAHMİ DALMAÇ / 25 Mayıs 2016 Çarşamba 08:37

    Basının görev ve sorumlulukları içerisinde yer alan, kamuyu doğru haberlerle, doğru bilgilendirmek, objektif haber vermek, haberde somut gerçeklik, doğruluk ilkesini atlamamak adına etik ilkeleri gazete, televizyon, radyo gibi kitle iletişim araçlarında amacına uygun olarak kullanmak ilkeli habercilik anlayışıyla örtüşmektedir. Gündemdeki olaylara ilişkin yanlı, yetersiz veya yanlış şekilde bilgilendirilen kamuoyu toplumsal bir hareket veya toplumsal bir ortak düşünce yaratamaz. Gazetecinin temel görevi dikkat çekici haberleri tarafsız ve yorumsuz bir şekilde izler kitleye; okuyucularına, izleyicilerine ve dinleyicilerine sunmaktır. Gazeteci kendi adına değil, kamu adına, kamunun sesi, gözü ve kulağı gibi hareket eder ve buna göre hizmet yürütür. O yüzden sevgili Uğur abi, sizin ve diğer gazeteci meslektaşların hiç kimseyi memnun etme gibi bir mecburiyeti bulunmamaktadır. Önemli olan sizlerin yapmış olduğunuz haberlerde kamu yararı gözetildiğine inanmanız ve vicdanınızın rahat olmasıdır. Hani basın dördüncü güç diyorlar ya bana kalırsa basın birinci güç, ne demek istediğim, Washington Post gazetesi muhabirlerinden Carl Bernstein ve Bob Woodward'ın birlikte yürüttüğü ve tüm zamanların en önemli araştırmacı gazetecilik başarısı olarak gösterilen “Başkanın Tüm Adamları” sanırım bu tezime en iyi örnek olacaktır. Saygılarımla…

    Yanıtla (0) (0)
  • ali çeçen / 25 Mayıs 2016 Çarşamba 08:54

    Yahu ihtiyar, demedik mi şahsi ilişki ve meselelerinle bu köşeyi işgal etme diye?!Napalım hançerli seni davet etmediyse?bize ne?

    Yanıtla (0) (0)
  • enseyi karartma / 25 Mayıs 2016 Çarşamba 09:23

    yaşım senden küçük ama sana kardeş tavsiyesi bir siyasetcinin dostu olmaz siyasetciden dostda olmaz herdaim bir alışveriş ilişkisi vardır o seni seviyosa bir işi düşmüştür sen onu seviyorsan bir işin vardır abi.Vefa dediğin şey sahabe döneminde bitti adalet denilen şeyde Hz.Ömer le yok oldu siyaset sadece bir sonraki dönemin koltuğunu korumak adına yapılan hamlelerden ibarettir.Memleket vatan millet bunlar siyasiler için tamamen aksesuardır.Unutma dediklerim küpe olsun.

    Yanıtla (0) (0)
  • Osman Ağa / 25 Mayıs 2016 Çarşamba 10:30

    Muhterem... çok alıngan mı oldun? yoksam evet haklısın diye taltif mi bekliyorsun. İnsanların ilişkileri her daim böyledir zaten. Fazla kafana takma. Gazeteciliği bırakacam filan da deyip durma. Bak kızmaya başladım. Gelirsem döverim diyecem ama sana kıyamam. Yaşım senden büyük nasıl olsa el kaldıramazsın bana.Otur oturduğun yerde. gazeteciliğine devam et. Bir daha böyle sitem ve şikayetler duymayayım. Tamam mı?

    Yanıtla (0) (0)
  • bir okur / 25 Mayıs 2016 Çarşamba 11:04

    İyiki gitmemişsin, ne olur ne olmaz... Kursağında kalırdı belki...

    Yanıtla (0) (0)
  • Konyalı Derviş / 25 Mayıs 2016 Çarşamba 13:52

    Böyle siyasetin gözü kör olsun” diyorum.
    Haaa kendi mesleğe mi ne mi diyorum?
    O da olmaz olsun inşallah” diyorum.Bunlar senin yazından kopyala yapıştır .Niye mi ?Davutoğlu Konyada böyle karşılandı resimli haberinizin ilk karesi için

    Yanıtla (0) (0)
  • cengiz konya / 25 Mayıs 2016 Çarşamba 15:47

    gereksiz bir yazı olmuş

    Yanıtla (0) (0)
  • okur / 26 Mayıs 2016 Perşembe 10:42

    iyisin hoşsunda, hem kısaca benim için çokda önemli değil diyorsun, hemde laf sokmaya çalışıyorsun, yok üstünü kimler çizmeye kalkmış fallan. samimi söylüyorum başkanı sevmem ve hizmetlerinide tasvip etmem ama, sizin bu üslubu kullanmanız rahatsız ediyor. hani diyorsun ya arkadaşlar niye samimi bulmuyor diye, işte tam da bu yüzden, samimiyeti önce kendin sağlayacaksın ki insanlarda sizinle rahat konuşsun ve sohbet etsin, laf sokup durmayacağınızdan emin olsun... bu yazıyı ister yayınlayın ister yayınlamayın ama şunu bilin bu uğur abi için dosthane bir yazıdır anlayana...

    Yanıtla (0) (0)
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR