Namık Ceyhan

Namık Ceyhan

Havanın nesi var?

Havanın nesi var?

Yağışlı ve soğuk geçen kış mevsiminin ardından bir anda yaz mevsimini yaşamaya başladık. Hava durumu neden giderek olağan dışı bir hale geliyor?

Yaz yazlığını, kış kışlığını yapacak ancak yaşananlar öyle çok alışılmış gibi değil, aşırı sıcaklar bunaltıyor, can alıyor. Aniden başlayan kısa süreli ancak şiddetli sağanak yağışlar,  beraberinde sel felaketiyle birlikte can ve mal kaybına yol açıyor. Ve bu hadiseler daha sık yaşanıyor. Acaba niye?

Bilimsel araştırmalara göre dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan aşırı hava olayları artık daha yaygın hale geldi. Uzmanlara göre olağan üstü hava olayları daha da sık yaşanacak. Basın ve yayın organlarından izlediklerimiz ve bizzat yaşadıklarımıza göre fırtınalar, seller, sıcak hava dalgaları vb örnekler haftalarca bir bölgeyi etkileyebiliyor. Etkilemeye de devam edecek

Son yıllarda yaşanan bu hava olaylarındaki olağan dışı görünen değişimleri ulusal ve uluslararası pek çok platformda sürekli tartışılıyor, elle tutulur somut açıklamalar yapılıyor. Bunlardan bazılarını birkaç başlıkta inceleyelim;

1-Küresel Isınmanın etkisi: Dünya açlıkla, savaşlarla, ekonomik krizle, yolsuzluk ve adaletsizle başa çıkmaya çalışırken; geleceğini tehdit eden bir başka olayla -küresel ısınmayla- karşı karşıya kaldı, bırakıldı.

Daha fazla para ve güç kazanma hırsıyla Dünya’nın bütün doğal kaynakları acımasızca tüketildi. Çevre sorunları arttı, yeşil alanları azaldı. Türkiye gibi ülkelerde ise bunlara bir de plansız ve yanlış uygulamalar eklendi.

Son yıllarda değişen ve gelişen teknoloji ile birlikte tüketicilerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için birçok ürün geliştirildi, Bu ürünleri yapmak için dev sanayiler oluşturuldu, enerji ihtiyacı arttı. Bu enerjiyi fosil yakıtlar dediğimiz kömür, doğalgaz, fuel-oil gibi maddeleri kullanarak üretiyoruz. Bunlar, küresel ısınmaya yol açan sera gazlarını atmosfere bırakıyor ve bunun sonucunda iklimsel değişimler yaşanıyor. Maalesef yaşanan bu olağandışı hadiselerin de müsebbibi yüzde doksan yine insanoğludur.

2-El Nino Etkisi: Meteoroloji uzmanları tarafından El Nino adı verilen  atmosfer-okyanus arası etkileşim olayı iklimi küresel ölçekte etkileyen en önemli doğal süreçlerden birisidir. El Nino, İspanyolcada “erkek çocuğu” anlamına gelen sıcak hava salınımıdır, yaz ayarında daha etkilidir Bunun birde tersi olan ve kız çocuğu anlamına gelen La Nina vardı, o ise soğuk hava akımlarıdır kışın etkilidir. Uzmanlar her ikisini yaramaz çocuklar diye adlandırırlar.

Genel atmosfer dolaşımına ve okyanus akıntı sistemine olan etkilerinden dolayı, yaramaz çocukların etkisi küresel boyuttadır. Nitekim sıcak (El Nino) ve soğuk (La Nina) dönemlerde Tropikal ve Tropikal dışı kuşaktaki hava dolaşımını oluşturan ve yönlendiren, alçak ve yüksek basınç merkezlerinin yerlerinde ve etkilerinde büyük değişmeler olmaktadır.

Bunun sonucunda dün­yanın birçok bölgesinde beklenmeyen ve çok etkili hava olayları görülürken, uzun sürmesi hâlinde de belli bir süre iklimde bozulmalar görülmektedir. Bu salınımlar normal seyrinin dışına çıktığında-görülme sıklığı arttığında- daha fazla etkili olmaktadır.

3- Havadaki Nemin Etkisi: Termometrenin ölçtüğü ve yaygın olarak kullanılan “gölgede sıcaklık” tanımı, dış ortam şartlarından (direkt güneş ışığı, rüzgâr, yağış vb.) arındırılmış bir ortamda ölçülen sıcaklık değeridir. Meteorolojik amaçlı sıcaklık ölçümleri bu şekilde yapılmaktadır.

 

Aktüel fiziksel hava sıcaklığından farklı olarak, insan vücudunun hissettiği, algıladığı sıcaklık ise hissedilen sıcaklıktır. Bu sıcaklık, iklimsel çevre, giysilerin ısı direnci, vücut yapısı ve kişisel durumdan olduğu kadar, termometre sıcaklığı, nispi nem, rüzgâr ve radyasyon gibi dört meteorolojik faktörden etkilendiği için sübjektif bir kavramdır.

 

Hissedilen sıcaklık, vücudun dış ortam sıcaklığı ile kendi sıcaklığı arasındaki farkı gidermek için girişeceği çabanın bir nevi ölçüsü olduğundan herkes tarafından farklı hissedileceği unutulmamalıdır.

 

Dolayısıyla termometreden ölçülen sıcaklık 30-32 derece dahi olsa havadaki nem oranı % 50 ve daha fazla ise hissedilen sıcaklık daha yüksek olur, vücudumuz terler vıcık vıcık olur, nefes alamaz hale geliriz. Özellikle sahil kentlerinde bu durum daha sık yaşanır.

 

Hava sıcaklığı ve bağıl nem sonucu hissedilen sıcaklığı gösteren çizelgeye Meteoroloji Genel Müdürlüğünün http://www.mgm.gov.tr/genel/sss.aspx?s=hissedilensicaklik internet sitesinden ulaşabilirsiniz

Konya ilinin gölgede ölçülen temmuz ve ağustos ayları ortala sıcaklıkları 30.2 ve 30.1  derecedir. Ekstrem sıcaklık olarak; temmuz ayında günün en yüksek sıcaklığı 30.07.2000’de 40.6 derece olmuş, ağustosta ise 01.08.2010 tarihinde 39.6 derece olarak ölçülmüştür.

Yani sıcak havalar yeni değildir. Ancak görüldüğü üzere yüksek sıcaklıklar iki binli yıllarda daha da artmış ve artmaya devam etmesi bekleniyor. Gelecek hesaplarını ve şehir planlamalarını atmosferdeki değişikliklere göre yapmak gerekir. Unutmayalım ki geleceğin anahtarı iklim değişikliğine uyumda saklıdır.

Son bir uyarıda kalp ve damar hastalıkları olanlara; astım hastalarına; yaşlı ve çocuklara: Lütfen gündüz 10.00-16.00 saatleri arasında mecbur olmadıkça sokağa çıkmayalım, Açık renkli giysiler giyelim, bol bol su içelim ve sıvı tüketelim. Kalın sağlıcakla.

ÇEVRECİ SÖZÜ; Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık Ceyhan Arşivi
SON YAZILAR