İsmail Detseli

İsmail Detseli

Hıdrellez’in inanılan mucizeleri

Hıdrellez’in inanılan mucizeleri

Türk-İslam tarihinde önemli bir yere sahip olan her yıl 6 Mayıs günü kutlanan hıdrellezin atalarımız tarafından bizlere anlatılan birçok önemli mucizeleri vardır.

Her yıl kutlanan Hıdrellez, Hz. Hızır Aleyhisselam ile Hz İlyas Aleyhisselam’ın buluşarak, ölümsüzlük iksiri olarak bilinen Ab-ı Hayat’ı bulmak için yollara düşmelerinin hatırası diye biliniyor. Bu bir efsane… 
Yalnız şu bir gerçek ki Hz. Hızır, yüce Allah tarafından ledün ilmi verilmiş gelecekte neler olacağını kısmen bilmekle donatılmış bir isim. Bazı rivayetlerde Hz. Musa ile arkadaş olduğu ancak Musa’ya göre yaptığı bazı işlerin yanlış yorumlanması ile Musa onun yaptıklarına tahammül göstermeyince arkadaşlıklarının sona erdiği söylenir.

Hızır, İlyas ile arkadaş olup yıllarca yaşam iksirini arayışları netice bulmayınca ayrılıp bu kere tek başlarına aramaya devam ederler. 6 Mayıs günü iki denizin birleştiği yerde (Merace-l Bahreyn) buluşarak yine yaşam iksiri için konuşacaklardır. Karınları acıkmıştır yanlarında bulunan bir ölü balığı, atalarımızın bazıları çiroz diyor, bazıları kızartılarak kurutulmuş bir başka balık olabileceğini söylüyor bunu yiyip karınlarını doyuracaklar. Aslında arayışlarına sebep olacak olan bu yaşam iksirini bulup bulamadıklarını anlatacak mucize şey yanlarındaki o balıktır. Balığı tam yemek üzereler ki denizlerin birleştiği yerden bir dalga oluşur ve dalgalardan bir katre su balığa değer işte o anda balık canlanıp denize girer ve bu ikili o zaman anlarlar ki amaçlarına ulaşmışlardır. 

Hz. Musa ve Hızır Aleyhisselam’ın bilgilerini duyunca yüce rabbine dua edip Hızır ile arkadaş olmak istediğini onu nasıl bulacağını niyaz eder. Rabbinden aldığı emir ile yanına ölü bir balık alıp Kızıldeniz kenarında yürümesi ne zaman balık canlanır da suya girerse işte Hz. Hızır’ı orada bulacağı vahyedilir. Musa Aleyhisselam yanında bir arkadaşı (yaver) ile denilen yerde dolaşmaya başlar bunların haberi olmadan ölü balık canlanıp denize gider bundan Hz. Musa ile yaverinin sonra haberi olur ve geriye dönüp Hızır ile karşılaşınca yaverine sen dön artık bundan sonra ben yalnız devam edeceğim der.

Kendisini Hızır Aleyhisselam’a tanıtır ve arkadaş olmak istediğini söyleyince Hızır “ben değişik işler yaparım sen benim yaptıklarıma tahammül edemezsin. İşlerime karışırsın, aramız açılır” deyince Hz. Musa karışmayacağı sözünü verir. Yola çıkarlar. Denizin karşısına geçmek için bir sefineye (gemi) binerler. Sefine gayet bakımlı bir gemidir. Yolda tam karşı kıyıya çıkılacağı sırada Hızır geminin tabanını deler. Su almaya başlayan gemi tam batacağı zaman kıyıya ulaşır. Hz. Musa bunu neden yaptığını kızarak sorunca, “hani karışmayacaktın” der. Devam edip bir köye gelirler. Köyde bunlara kimse sahiplenmez, ekmek yemek vermezler. Ama Hz. Hızır yıkılmak üzere olan bir bahçe duvarını eli ile sıvazlayıp, sağlamlaştırır. Hz. Musa bu duruma da kızar. “Neden yaptın bizim yüzümüze bakmadı bu köylüler” der ve Hz. Hızır’ın yine “karışmayacaktın işlerime” demesiyle susar. Devam ederler… Bir yerde iki güzel çocuk oynarken, Hz. Hızır çocuğun birisini boğazlayıp öldürür. Musa’nın bu duruma tahammülü kalmaz artık. Hızır’dan açıklama ister. Hızır der ki, “Ben Allah’ın izni ile geleceği bilirim. Deldiğim gemi çok bakımlı bir gemi ve iki kardeşin ortak malı idi. Karşı kıyının kralı bu güzel gemiye el koyardı. Onun için delip hurda yaptım ki ellerinden gemileri gitmesin diye.  Köydeki düzenlediğim duvar iki yetim çocuğun bahçe duvarı idi. Çocuklar ufak, duvarın altında bol miktarda altın var ve duvar yıkılsa başkaları alıp yiyecek, çocuklar sefil olacaklardı. Duvarı sağlamlaştırdım çocuklar büyünce altına sahip olsunlar diye. Öldürdüğüm çocuk ise çok kötü ruhlu bir adam olacaktı. Ana babasına zulmedecek onları öldürecekti. Ben onu öldürdüm ve ana babayı bu zulümden kurtardım” deyince; Musa (AS) “Sen işine devam et ya Hızır karındaşım. Bize bu işler bildirilmedi” deyip ayrılır ve peygamberliğine devam eder.
İşte, 6 Mayıs tarihi karada yaşayan insanlar canlı cansız varlıklar için bir uyanış bir diriliş, tabiatın uyanması toprağın canlanması ağaçların kırların uyanması söz konusu ise insanlar için yaşam iksiri budur işte. Onun için bu güne “hıdrellez” denmiş. Yani Hızır ile İlyas her yıl bu ayın altısında buluşarak dünyaya yaşam ve bereket sunarlar, diye inanılır. Hıdrellezi insanlar kimi kırlarda arar, kimileri evinin bahçesinde, kimileri ise tarlasında bağında olabileceğini düşünerek Rabbi Teala’nın hikmeti ile alim kıldığı bu insanlardan bolluk bereket umarak günü yad ederler. 

VAR VAR YOK YOK

Bu ayda yağan yağmurun suyuna çok önem verirlerdi atalarımız. Yağmur yağmasa bile 6 Mayıs sabahı erkenden kalkan anacığım ya kendisi giderdi ya da ablamı gönderi köy civarındaki ekin ve otlar üzerine düşmüş olan su damlacıklarını (çiy) bir temiz kaba çırpıp eve getirir, o gün inek ve koyun keçilerden elde ettiği sütün içerisine yoğurt mayası koymadan o su ile iki kaba çalardı. Birine “var var” der birine ise “yok yok” der hangisi güzel yoğurt tutarsa yılın şen veya kurak geleceği yorumunu yaparlardı. Mayasız tutmayan yoğurt o su ile çok güzel tutar adeta taş gibi olurdu.
Hızır inancının yaygın olduğu ülkemizde Hızır’a atfedilen özelliklerin bazıları:
Hızır, zor durumda kalanların yardımına koşarak insanların dileklerini yerine getirir.
Kalbi temiz, iyiliksever insanlara daima yardım eder. Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar. Dertlilere derman, hastalara şifa verir. Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar. İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.
Uğur ve kısmet sembolüdür. Mucize ve keramet sahibidir.
Rumi takvime göre eskiden yıl ikiye ayırmışlar atalarımız: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süreye Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır. Hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Detseli Arşivi
SON YAZILAR