Muzaffer Kırmacı

Muzaffer Kırmacı

Mutluluktan Da Ağlanırmış…

Mutluluktan Da Ağlanırmış…

            Biz insanoğlu,  gerek fiziksel gerekse ruhsal acılar yaşadığımız zaman tepkimizi ağlayarak gösteririz. Herkesin bu acılara dayanma gücü de farklı farklıdır. Kimimiz acılar karşısında daha dayanıklı olurken, kimimiz de acılara karşı zafiyet içinde oluruz.

            Mutluluk karşısında da her birimizin tepkisi farklıdır. Mesela ben, mutluluktan ağlayan insanları gördüğümde derdim ki kendi kendime: “Ya benim göz pınarlarım kurumuş, ya da ben ağlayacak kadar mutluluk yaşamadım.”

            Şimdi size iki olay anlatacağım. Bu anlatacağım olaylar fikrimi değiştirdi. Şimdi diyorum ki “İnsanlar mutluluktan da ağlayabilirmiş.”

            Cuma namazındayız. Ben caminin en sağında,  pencerenin hizasındayım. Yaz olduğu için pencere açık. Benim sağımdaki kişi pencerenin hemen altında. Pencerenin kanadı açık olduğundan,  yanımdaki ayağa kalktığında başını vurur endişesindeyim. Bir-iki kere dönerek gözümle keşif yapmak istiyorum. Maksadım yanımdaki kişi ile yer değiştirmek. Benim boyum yanımdakinden daha kısa olduğu için benim başımın değmeyeceğinden eminim. Yanımdaki arkadaş,  cereyandan rahatsız olduğumu düşünmüş olacak ki  “Kapatayım mı?” diye sordu. Sesinin o kadar anaç bir tınısı vardı ki, o seste merhamet, sevgi, muhabbet ne ararsanız bulurdunuz.  Allah’ım!  Güzelliğe bakar mısınız? Ben onun derdindeyim, o da benim derdimde. İşte,  İslam kardeşliği bu. Beni o kadar etkiledi ki, namaz boyunca için-için ağladım. Burnumun direği sızladı durdu.

           **********

            Trafikteyiz, kırmızı ışıkta bekliyoruz. Sol çaprazımdaki “Tosbağa” tabir ettiğimiz Vosvagen aracın motorundan dumanlar çıkmaya başladı.  Sürücü hemen fark etmiş olacak ki yanında bulunan kızını tahliye ettikten sonra,  kızının okul çantasını da koluna takarak telaş içinde bir o yana bir bu yana koşuşturmaya başladı. Trafikteki diğer insanlar da, yangın söndürücü tüpleri ile olaya müdahil oldular. Çevredeki esnaflar da ellerindeki tüplerle müdahale ederek, aracın motorunu söndürdüler. Böylece aracı yanmaktan kurtardılar. Aracın alev almasına üzülsem de insanların tek yürek olarak yardıma koşmaları karşısında o kadar mutlu oldum ki, göz yaşlarıma hakim olamadım.

            Eve vardığımda eşim bendeki “Abondone” olmuş hali gördüğünde endişelendi, “Bir şey mi oldu” diye sordu. Hıçkırıklar boğazımda düğümlendi. Zar zor anlattım.

            Zaman-zaman bazı olaylar karşısında ümitsizliğe düşeriz ya. “İnsanlık ölmüş” diye hayıflanırız ya. “Biz atalarımız gibi fedakar olamayız” diye “ah, vah”  ederiz ya. İnanın, daha insanlık ölmedi. Yaşıyor. Allah bu millete kendini ispatlayacak sıkıntı, dert, keder vermesin.  Milletimizin özü sağlam. Ruh diri. İş başa düşerse görün siz uyuyan devi. Onun için, bu milleti kimse sınamaya kalkmasın.

            Vesselam, insanlar mutluluktan da ağlayabilirmiş. Artık buna inandım.

            Allah sizleri hep mutluluktan ağlatsın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Kırmacı Arşivi
SON YAZILAR