Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Nazım Hikmet olmasaydı, Necip Fazıl komünist olurdu-1

Nazım Hikmet olmasaydı, Necip Fazıl komünist olurdu-1

19 Ocak Tarihli,  Sözcü Gazetesi’nde Soner Yalçın’a ait başlık. 15 Ocak, Nazım Hikmet’in doğum günü dolayısıyla bu yazıyı ele alıyor ve bu vesileyle de Nazım Hikmet’in Necip Fazıl ile ilişkisini yazıyor. “Yıldızları neden hiç barışmadı? Necip Fazıl’ın soldan sağa savrulmasının keskin bir sol düşmanlığının sebebi Nazım Hikmet kıskançlığı mıydı?”, tesadüflerle dolu benzerliklerine şaşıracaksınız” diyor.

Büyük şair Can Yücel, hiçbir büyüklüğe tahammülü olmayan Necip Fazıl‘ın “tek kalma ve en büyük olma” adına, siyasal fikir tercihinde Nazım Hikmet’in etkisinin olduğunu düşünür ve şöyle derdi:
Nazım Hikmet ortaya çıkmasaydı, Türkiye’nin en büyük komünisti Necip Fazıl olurdu!” Bu derece bir kıskançlığın nasıl oluştuğunu anlamamız için tarihin sayfalarını geriye doğru çevirmemiz gerekiyor.

Bu ilişkiyi şöyle açıklıyor: Nazım Hikmet,  1917’de Heybeliada Bahriye Mektebi’ne yazdırılır. Burada, gittiği hiçbir okula uyum sağlamaması nedeniyle beş okul değiştiren bir alt sınıftaki Necip Fazılla tanışır. Necip Fazıl’ın hayatta en sevdiği annesi bir gün okula ziyarete geldiğinde görüşme izni vermezler. Sadece uzaktan görür annesini, incinir ve ağlar. O günü hiç unutmaz ve duygularını dizelere dökerek. “Şair” olduğunu düşünür. Bir gün Nazım Hikmet’e “şair” dendiğini duyar. Öğretmenleri Yahya Kemal‘in, Nazım Hikmet’in şiirlerine karşı gösterdiği ilgi, Necip Fazıl’ın içinde kıskançlık duygularının gelişmesine neden olur.

O dönemde, Güzel Sanatlar Birliği Genel Sekreteri olan yazar Peyami Safa, bir akşam, Nazım Hikmet’ten ve Necip Fazıl’dan şiir okumalarını ister. Nazım şiirleri dakikalarca alkışlanır. Necip Fazıl’ın okuduğu “Kaldırımlar” şiiri pek ilgi görmez ve az alkış alır. O gece, Necip Fazıl, kesin olarak Nazım Hikmet’e düşman kesilir.

Şimdi şu işe bakınız. Tamamen hayal mahsulü, materyalist, sanat ve estetik dışı birinin “kendi kutsalını büyütmek için başkalarının değerlerine sövmesi gerekir” inancını taşıyan boş kafayla değerlendirilen bir anlayış.

İnsan kılıklı, keçi zülüflü, fikir ve zikir fukaraları mahlûklar. Sizin akıl gücünüz Üstadı ve onun dünyasını, anlayamayacağı gibi, rüyalarınız bile onun ruh zenginliğine ulaşamaz, bulaşamaz.

Onun dünyasında su, tarih, yıldız, insan ve fikir oluklarından nur akarken, sizin gibilerden ancak kir akar. Oluklarından kir akan bir zihniyet, oluklarından ve ruhlarından nur akanlarla bir olmaz ki.

Benim itirazım, Nazım ile Üstadın sanatını karşılaştırma üzerine değil. Hatta her ikisini de yazmaya sanat bilgim yeterli değil. Bu yazıyı yazan zavallıların aslında Nazımı yücelteyim, Üstadı düşüreyim derken kendilerinin irtifa kaybederek çukura düşmekteler farkında değiller. Aslında burada Nazıma da ihanet ediyorlar, diyebilirim.  Bakınız devamında ne diyor:

Dost meclislerinde yan yana geldiklerinde bir iki kere şiir üzerine tartışırlar. O zamanlar sınıflar arasında münasebet yasak olduğundan Yahya Kemal’in desteğiyle Nazım Hikmet’in elle yazdığı tek nüshalık bir dergi çıkardığını öğrenen Necip Fazıl hemen “Nihal” adını verdiği bir dergi çıkardı.

Nazım Hikmet ile Necip Fazıl’ın şiirleri aynı sayfada, Nisan 1928 tarihli Akbaba dergisinde yan yana yayınlandı. Nazım’ın şiirinin adı “Benim Gönlüm”, Necip Fazıl’ın şiirinin adı ise “Deniz Kenarında” idi. Necip Fazıl, Nazım ile yan yana yayımlanan bu şiirini hiçbir kitabına almadı!

Bilmem rağmen Üstadın Deniz Kenarında isimli bir şiirini bulamadım. Ancak Üstadın hocası Yahya Kemalin Nazımın annesi Celile Hanıma olan dillere destan aşkı ile ilgili alaycı ifadesine “Hocam, kibrit suyu içerek intihara kalkıştığınızı duyduk. Sınıfın bu durumdan duyduğu derin üzüntüyü size söylemek istiyorum” rastladım. Hocasına yönelik bu alaycı, ironik, dalga geçen tutum Deniz Harp Okulu öğrencisi bir Bahriyeli için kabul edilmez bir davranışı nedeniyle “Kodes” adı verilen tahta dolabın içinde cezaya gönderildiği bilinir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR