Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

Peygamber Efendimizin Mi’racı

Peygamber Efendimizin Mi’racı

“Aklı, Muhammed Mustafa’nın yoluna kurban et!

“Hasbiyallah” de ki; Allah’ım yeter.

Ehli dîni, ehli kinden ayrı bil;

Hak’la oturanı ara, onunla otur!”

 

(Hz. Mevlâna )

 

Mevlâna Celâleddin Rûmî, Resûlü Ekrem’in yoluna kurban etmemizi istediği o aklım, o kadar düşünmeme rağmen Peygamber Efendimiz’in en güzel ve harikulade mucizelerinden olan İsrâ ve Mirac Mucizesine bir türlü ermedi.

İsrâ, “gece yürüyüşü” demek. Askerliğini yapanlar gece yürüyüşü’nün ne olduğunu gayet iyi bilirler. Mirac ise “göklere yükseliş” anlamına geliyor. Peygamberimizin Mekke-i Mükerreme’deki Mescid-i Haram’dan alınıp, günümüzde işgal altında bulunan ve minarelerinden ezan sesleri kıstırılan Kudüs’teki, çevresi mübarek (bereketli, uğurlu, hayırlı, mes’ud) kılınan Mescid-i Aksâ’ya götürülmesine gece yürüyüşü, oradan da âdeta manevi bir asansörle göklere (semâlara) çıkarılmasına Mi’rac deniliyor.

Burak ile gece yürüyüşü ve Refref ile semâlara yükseliş, bizim askerlikteki ne gece yürüyüşüne ne de bir füzenin aya gidişine benzemeyen müthiş, ilim ve hikmet adına araştırmak suretiyle almamız ve öğrenmemiz gereken nice şifrelerin, hikmet ve iman yoluyla belki çözülebileceği harikuladenin de ötesinde bir mucizeyle karşı karşıyayız.

Mirac gecesi, Peygamberimiz Mekke-i Mükerreme’de bulunduğu bir sırada uyku ile uyanıklık arası (yakaza) bir halde iken Cebrail, Mikail ve İsrafil aleyhisselamlar gelmiş, Peygamberimizin kalbini açmışlar, zemzem ile yıkadıktan sonra, beraberinde getirdiği altın bir tasın içindeki hikmet ve imanı Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in kalbine boşaltıktan sonra üzerini kapatmışlar.

 

***

Peygamber Efendimizin Miracını ben, merhum Tahir Büyükkörükçü’nün 1963 baskılı “Mevlâna ve Mesnevî Gözüyle Peygamber Efendimiz” başlıklı eserinin ilgili bölümünden okuduğumda, İki Cihan Serveri’nin elli iki yaşında, peygamberliğinin on ikinci senesi ve Medine’ye hicretten bir sene kadar evvel göğe yükselmişler. Efendimiz’in Rabbisine 36 kadar miracı olduğunu da o kitaptan öğreniyoruz. Cemâli Hakk’ı görmek için, mekânsızlık âlemine çıkan Efendimiz, bunu, Recep ayının yirmi yedinci gecesinde, uyanıkken, ruh ve bedenle gerçekleşiyor.

Bu aklın/aklımızın alamayacağı bir şey.

Bundan dolayı “mucize” deniliyor.

Gerçekte Muhammed Mustafa’nın yoluna kurban etmemiz istenilen akıl bile bu mucize karşısında durur!

Gece yürüyüşüne, Cebrail’in melekler yurdu olan cennetten getirdiği şimşek hızında giden, eğeri vurulmuş ve dizgini çekilmiş nurdan bir vücuda sahip Burak’la çıkan Peygamber Efendimiz, onun için; “Beyaz bir hayvandı, adımını gözünün gördüğü yere kadar atardı” diyor.

Mevlâna hazretleri, bu hakikatı bir Na’tında şöyle canlandırır:

“Bu gecede mi’rac vaki olmuştu; Cebrail, üzengide yedekteydi. Bu yeşil kubbenin üzerine şeref ayağını koyan sensin Yâ Rasûlâllah!”

Molla Camî, bu güzel karşılamayı bize şu cümlelerle vasfediyor:

“Semâlara yüz türlü izzet ve nazla giren Hz. Muhammed’i, orada bulunan melekler, son derece tevazu ve edeble yere kapanıp mübarek ayağını öptüler. Dua ve senâlarda bulundular. Ve dediler ki: Ey Nebîler İmamı, halk-ı cihan ve ehl-i sema sana iltica ederler; bize hoş geldin. Yolunun tozu, bizim başımıza tac olsun. Ömrünün her gecesi, sana mi’rac olsun.”

 

***

O gün bu gün, bütün Müslümanlar bu mübarek geceye hürmet ederler, Mevlidi şerifler okuturlar; sabahlara kadar ibadetle bu geceyi ihyâ ederler. Ne mutlu o insana ki bu gibi kıymetli geceleri, zikir, fikir ve ibadetlerle değerlendirir; Yüce Mevlâ’sına naz ve niyâzla geçirir.

 

***

“Ümmetini sana verdim ey Habib

Cennetimi onlara kıldım nasîb.

Yolunun tozu, bizim başımıza tac olsun.

Ömrünün her gecesi, sana mi’rac olsun.”

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Cenab-ı Hak, beş vakit namazı bu mübarek gecede farz kılmıştır.

Namazla semâlara yükselen ve Cemâline erişen kullardan olmanız temennisiyle Miracınız kutlu olsun.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi
SON YAZILAR