TARİHE YOLCULUK (309)

İkiyüzlü politika ve denetimin olmadığı bir ülkede; “tarımsal üretim ve dağıtımın yapısı, büyük oranda "tekel" konumunda olan aracılar ve market zincirleri tarafından belirleniyor. Patates ve soğandaki artış da, hava koşulları "fırsatçılık" gerekçesi yapılarak fiyatlar uçuyor.

Latince bir kelime olarak Türkçe’ye ‘siyaset’in karşılığı olarak giren politika; bilindiği gibi çok (poli) yüzlü  (tika) demektir. Kavram olarak basitçe “ikiyüzlülük” olarak algılanabilir. Türk siyasi tarihine bakıldığında bunun pek çok örneğine rastlamak mümkündür. Fötr şapkasını bilmem kaç kez alıp giden politikacı tiplerine bu millet çok kandı ve kandırıldı.

Elbette siyaset “ikiyüzlülük” değil. Ama ülkemizde kötü örneklerine rastladığımızda, ne kadar ikiyüzlü politikacı varsa bu milletin önüne çıktığı ve çıkarıldığı da bir vakıa. İşte bu çok suratlı siyasetçilerden bu millet çok çekmiştir.

Bir gün sonra sandık başına giderek TBMM’deki milletvekillerini yeniden reyleriyle seçecek olan halkımız, aynı zaman da Cumhurbaşkanı’nı seçerek Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini de onaylayacak.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’de yaşanan değişimin önemli adımlarından birisi. Halka ve millete pek fazla ve anlaşılabilir bir dille tam anlamıyla anlatıldığı da söylenemez. Bu nedenle halkımızın bu sisteme çok sıcak baktığını söylemek biraz zor görünüyor. Bunun yanı sıra siyasi parti liderleri ve  Cumhurbaşkanı adaylarının, memleket meselelerini halka tam olarak samimi bir şekilde söyledikleri ve anlattıkları da söylenemez. Yâni sizin anlayacağınız iktidarda olsun muhalefette olsun siyasilerimiz ikiyüzlü davranmaya devam ediyorlar.

İktidar partisi milletvekilleri ve milletvekili adaylarının basına yansıyan demeçlerine bakarsanız, memleket “güllük gülistanlık” zannedersiniz. Muhalefet milletvekilleri ve milletvekillerinin beyanatlarını okursanız, memleket ekonomik krizden dolayı “batıyor” sanırsınız.

PATATES 5, SOĞAN 6 LİRA…

Geçenlerde AVM’nin birinde soğan ve patates fiyatlarındaki artışı görünce gözlerime inanamadım.

Fiyat etiketinin üzerinde patatesin kilosu 5 lira bilmem kaç kuruş diye yazarken sağanın 6 lira olmasına inanın çok şaşırdım. Daha bir ay önce çuvalı 10 liradan satılan patatesin kilosunun 5 liraya yükselmesi karşısında AVM’nin manav reyonundaki görevliye sordum: Patates neden böyle birden füze gibi fırladı? Abi dedi, “Nevşehir mi Niğde mi bu patateslerin yetiştiği bölgedeki patateslerde kanser vakasına rastlanmış. Astronomik olarak bu yüzden fiyatlar birden yükseldi!.”  cevabını aldım.

Ne kadar doğru bilemiyorum.

Sosyal medyayı tararken bir arkadaş, bu fiyatlardaki dalgalanmayı “İyi ki bitcoin yerine balkonda patates işine girmişiz!” diye ti’ye aldıklarını gördüm.

Meslektaşımız gazeteci Kerem İşkan da, twitter hesabından bir patetes resmi paylaşarak altına şu notu düşmüş:

“Hanım; “Balkona koymaya kıyamadım..” dedi.

Şimdi salonda bizimle birlikte oturuyor.”

Bir başka twitter arkadaşımız da soğan resminin altına şu dörtlüğü yazmış:

“Yoksulun sırtından doyan doyana

Bunu gören yürek nasıl dayana

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana

Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?”

Bir başka habere göre, patates ve soğan fiyatlarındaki uçuşun sebebi hakkında şu malumat veriliyor: “Son bir ay içinde patatesteki fiyat artışı yüzde 94’ü buluyor. Fiyat artışlarında girdi maliyetlerindeki artış, yağışlar nedeniyle üretimdeki azalma gibi gelişmelerin etkisi de bulunmakla birlikte esas olarak aracıların ve market zincirlerinin 'fırsatçılığı' öne çıkıyor.”

Patates ve göz yaşartan soğandaki hızlı yükseliş şu şekilde özetlenebilir:

Denetimin olmadığı bir ülkede; “tarımsal üretim ve dağıtımın yapısı, büyük oranda "tekel" konumunda olan aracılar ve market zincirleri tarafından belirleniyor. Maliyet artışları, hava koşulları da "fırsatçılık" gerekçesi yapılarak fiyatlar uçuyor.”

YARIN: Hizmetten Hezimete FETÖ ve Bir İhanetin Öyküsü.