Erol Sunat

Erol Sunat

REKLAM PANOSU ŞEHRİ!

REKLAM PANOSU ŞEHRİ!

Mevlana şehri, Tarım şehri, Turizm şehri, Sanayi şehri derken artık yeni bir unvanımız var! Yeni unvanımız, “Reklam Panosu Şehri!”

Işıltılı, pırıltılı, değişimin bir başka yüzü, bir başka adı!

Şimdi bu yeni manzaraya, estetik diyecekler, görsellik diyecekler, yeni nesil bir anlayış ve bakış açısı diyecekler!

Panolar tarafından işgal edilmiş bir şehir olup çıktığımızı söylemeyecekler, üzerine toz dahi kondurmayacaklar!

Biz tarihi bir Başkentte, bir kültür şehrinde, bir turizm şehrinde, bir tarım şehrinde, bir sanayi şehrinde yaşadığımızı düşünüyorduk!

Demek ki yanılmışız!

Meğerse, sokakları, caddeleri, çarşıları, meydanları, refüjleri ve kaldırımları reklam kokan bir şehre dönüştürmek içinmiş yapılan bunca hazırlık!

Artık, reklam panolarının işgal ettiği, esir ettiği, her adım başında karşımıza çıktığı bir şehir olmaya hazırlanın!

Yarın bunlar da yetmeyecek!

Binaların duvarlarına, belki de balkonlarımıza varıncaya kadar panolarla donatacağız şehrimizi!

Gidişat oraya doğru!

Ne kadar reklam, o kadar pano!

Ne kadar pano, o kadar gelir yani para herhalde!

Değişik bir işgaliye türü!

Çarşının göbeğinde, tam ortasında, refüjlerde ve de özellikle kaldırımlarda yeni bir işgalcimiz var artık!

Sorgusuz sualsiz, bir anda dikmeye başladılar reklam panolarını!

Çarşı benim, meydan benim, refüj benim, kaldırımlar benim, dahası şehir benim diyor işgalci panolar! Sayelerinde çarşılar, refüjler ve kaldırımlar daralmaya başlarken, şehre de, bizlere de daral gelmeye başladı!

Resmen pano şehir, reklam panosu şehri olduk çıktık!

Mesela, yaya kaldırımları, hiçbir zaman yayaların olmamıştı. Yayalar hele bundan sonra, bir caddeyi rahat bir şekilde bir uçtan bir uca zor geçerler artık!

Çünkü, insanların para kazanmak adına,

Adım adım parsellediği bir alan haline geldi kaldırımlarımız!

Baksanıza, kaldırımlar az gelmiş, refüjlere bile el atılmış!

Tabi ki, çarşılarımıza da…

 

GÖZÜN AYDIN YAYA KALDIRIMI, NUR TOPU GİBİ BİR İŞGALCİN DAHA OLDU!

Bizim bildiğimiz, bugüne kadar, bir otopark olarak kullanıldığında para alınmıyor, birde sizin için yaptık bu kaldırımları denilen yayalardan!

Marketlerin 25 kuruşa poşet sattığı gibi, yakın bir gelecekte yaya kaldırımdan geçiş 25 kuruş derler mi bilmem!

Böylece, yaya kaldırımlarına 2020 yılı ile birlikte yeni nesil bir hizmet daha getirilmiş görünüyor!

Orta refüjlere ve ana caddelerde var olan kaldırımlara yeni bir güzellik daha ilave ediliyor havası veriliyor!

Sizler reklam panosu diyorsunuz, bizler yeni işgalci!

Yada yeni nesil reklam panosu mu demeliydik!

Daha doğrusu yeni nesil işgalci!

Bu yeni nesil işgalci,

Yeni nesil reklam panosu olarak,

Kaldırımların ve orta refüjlerin uygun ve münasip alanlarına dikilmeye başlandı!

Gözün aydın yaya kaldırımı!

Daha estetik ol diye,

İmajın biraz daha parlasın diye,

Nur topu gibi bir işgalcin daha oldu!

Ne mutlu sana!

Şurası artık kesin olarak belli oldu ki, bu şehirde, yaya kaldırımı yayalara bırakılamayacak kadar önemli!

Bu önemlilik kimin için mi?

Yayalar hariç herkes ve her şey için!

Yaya kaldırımına göz dikenler, kaldırım üzerinde hak iddia edenler, yaya kaldırımı sadece yayalara ait olamaz derdinde olanlar,

Şehrin sessiz ve sakin kaldırımlarını kendilerince işgal etme, fethetme , zapt etme yolunda yarışmaya çok önceden başlamışlardı.

Seyyar satıcılara müsaade etmeyen bizler,

Esnaf kardeşimiz yarım metre meyve-sebze koydu mu, çek şunları, çekmezsen  ceza keseriz diyen bizler,

Yeni nesil reklam panolu işgaller karşısında neden dut yemiş bülbüller gibiyiz?

Bu işgal, bile-bile işgal sınıfında bir işgal mi?

Anlayamadığımız bir şey var!

Bu kaldırımların adı neden yaya kaldırımı?

Komiklik olsun diye mi?

 

REKLAM PANOSU, İNSAN HAYATINDAN DAHA MI ÖNEMLİ?

Yeni nesil reklam panoları, orta refüjlerdeki hakimiyetini, yayaları asfalttan yürümeye mecbur bırakarak sürdürüyor!

Çünkü reklam, insan hayatından daha önemli! Çünkü, reklam, insandan daha kıymetli!

Kaza olsa ne olacak?

Reklam panosunu aşamadı, asfalta indi, arabanın biri vurdu geçti mi diyecekler?

Ya kolu kanadı kırıldı, yada trafik canavarının birine kurban oldu!

Akan trafikte gelen aracın suçu ne? Mecburen asfalta inen insanların suçu ne?

Katil ruhlu pano mu desek doğru, yoksa bu reklam panolarını diken, diktiren, izin veren, göz göre göre insanları tehlikeye atan, yaralanmalarına yada ölmelerine zemin hazırlayan, cani ruhlular mı suçlu?

Birçok kişi, pişkinlikle ne diyecekler?

Var mı panonun bir suçu, taksiri?

Aman efendim,  pano nihayetinde bir reklam panosu, işi reklam yapmak, şehre değer katmak!

Dikmişler onu oraya,  birde reklam koymuşlar albenili olanından.

Ne diyeceğiz?

Bilmem neredeki orta refüj üzerindeki reklam panosunda, tamda yeni açılan falanca yerin reklamının bulunduğu yerde, çarpmış geçmişler adamcağıza, çocukcağıza, kadıncağıza!

Yada yeni nesil panoyu ve o panoyu oraya dikenleri ve diktirtenleri koruma adına;

Oradan gitmeseydi,  asfalta inmeseydi, az daha dikkat etseydi, sağına-soluna iyice baksaydı, araçlar yokken geçseydi!

Kimsede demeyecek ki, bu panoyu buraya kim dikti? Niçin dikti? Kim izin verdi? Orta refüje dikilmesi şart mıydı? Yolun durumu incelendi mi? Bu işin sorumlusu kim? Onay veren, dikin bir şey olmaz diyen kim?

Her olay sonrasında, bir günah keçisi arayacağız ve anında bulacağız.

Sonunda, valla-billa suçlu olan refüj diyeceğiz, yıkacağız ne varsa üstüne, tereyağından kıl çeker gibi sıyrılacağınız işin içinden!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR