Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Şahlanan Güneydoğu

Şahlanan Güneydoğu

Yine yollarda, yine arazide, yine halkımın arasındayım. Bu beni mutlu ediyor. Bunca yolculuk ve zahmet beni yormuyor. Zannetmeyin ki buralara tahterevalli ile gidiyorum. Yolculuğumun çok uzun mesafeleri uçakla olsa da, gün içinde arabayla 500 km kadar yolculuk yaptığımız oluyor.

Mesele benim ne yaptığım değil, ne için gittiğim ve neler gördüğümdür. Bu sefer de Mardin’den başlayıp, Şırnak-Batman üzerinden Diyarbakır’a geçtim. Yıllar önce gördüğüm yerleri 30-40 yıl sonra yeniden görme yanında yeni gördüğüm ancak çok da merak ettiğim yerleri ve alanları görme zevkine erdim. Böylece de Ülkemi, insanımızı ve de ziraatımızı daha iyi yorumlama şansım oluyor.      

Şırnak da, tamamen tek bir aşirete mensup vatandaşımızdan oluşan bir beldedeyim. Aklı başında, iyi eğitimli, insanını ve tarımı iyi bilen insanlarla muhatab oluyoruz. Teknik konular kadar sosyal konulara da giriyoruz. Zamanla hırpalanmışlar ama şimdi oldukça rahatlar. Herkes işinde gücünde. Tarımda da yenilikler ve yeni ürünler peşinde. Beldenin içinden geçen çay yüksek dağlarla çevrili karla beslendiği için her an su var. Vadide mikroklima ve Şırnak’a göre daha ılıman bir iklim hakim. Pamuk, susam gibi yeni ürünlere de girmişler. beldenin ağası ailenin en büyüğü, aynı zamanda belediye başkanı. Yıllık üretimler aile fertleri arasında paylaşıyor. Ne de güzel bir gelenek. Feodal yapı, “toprak ekenin-su kullananın”, gibi tezlerin geçerliliği yok. Ortak bir kültür ve paylaşım geleneği var. Herkes de memnun.

Geceyi bir zamanların kurtarılmış bölgesi ilan edilen, şimdilerde huzur ve heyecan gelmiş olan Cizre de geçiriyoruz. Dicle Nehri üzerinde kurulan Cizre 100 bin in üzerinde nüfusa sahip zengin bir ilçe. Bölgenin ticaret merkezi konumunda. Oldukça da güzel ve çok sayıda otele sahip. Dicle kenarında ki otelden nehrin karşı yakası, hiçbir hareket görülmeyen sessiz ve sakin Suriye’yi seyrediyoruz.  

Sabah İdil, Midyat ve Hasankeyf üzerinden Batman’a geçiyoruz. Bir zamanlar oldukça sıkıntılı olan Cizre-Midyat yolu umduğumdan daha iyi. Tarla ve harika meralar arasında yol alıyoruz. Bol otlu mera alanlarında yeteri kadar küçükbaş (koyun-keçi) hayvan görülmüyor. Umarım zamanla dolar.

Midyat-Hasankeyf yolunda heyecanlanıyorum. Yıllardır görmek istediğim Hasankeyf’i göreceğim. İnişli çıkışlı yolları geçerken önümüze koca bir göl çıkıyor. Güzel bir köprü ile baraj gölünü aşıyoruz. Otoyol kalitesinde geniş yollar, yöreye uygun mimaride yapılan evlerle donatılmış ve esas yerinden karşıya taşınmış yeni Hasankeyf’e çıkıyor. Tarihi eserlerden başlıcaları taşınmış, bazılarının da kopyaları yapılmış. Kapadokya benzeri eski Hasankeyf’i görmek isterdim ancak yeni haliyle de etkileyici.

Hasankeyf hakkında olumlu-olumsuz çok şey okudum ama başka da yapacak birşey yok. Mükemmel yollar, sulamaya açılan tarım alanları, modern ve güzel evlerle donatılmış bölgede. Daha neler. Yeni haliyle bile görmeye değer bir yer. İçinde müze, sosyal alanlar ve eğlence yerleri ve tek katlı evlerden oluşan ve yeşillendirilen yeni alana köy halkı taşınmış bile. 

Batman üzerinden Diyarbakır’a geçiyoruz. Önceden de yazmıştım, şehircilik ve yerleşim böyle olur.  Düzenli ve geniş yollar, 75 metrelik çifter sıralı yollara yerleştirilmiş hayli lüks binalar ve kafe-lokanta tarzında ticari tesisler. Buralarda daire fiyatının 1.5 milyon TL üzerinde olduğu söyleniyor ve de kapış kapış gidiyormuş. Diyarbakır’ın ekonomik gücü ve gelişmesi de bunu ispatlıyor.

Yol boyunca kısmen kuraklığa rağmen tarım alanlarında kışlık ekimlerin uyanmaya başladığı, yazlık ürünler için de tarla hazırlığı görülüyor. Daha çok tarımsal üretim yapan kesimlerle görüştük. Yöre insanı terörün bitmesinden hayli memnun, heyecan var. Tarımcı ve sanayici üretimden memnun. Son aylarda gezdiğim tüm G. Doğu Anadolu illerinde neredeyse nadasa bırakılan arazi yok. Üstelik de tüm alanlar sulanır durumda. Görüştüğümüz önemli iş adamlarının bir kısmı aynı zamanda tarım yapıyor. Eksikleri büyükbaş hayvancılığın yayılmamış olması. Yöre küçükbaş hayvancılığa daha uygun. Terörün bitmesi ile hazine ve meraların küçükbaş hayvanlarla dolması hayvancılığımıza da bir çözüm getirecek görülüyor. Bu alanda gelişmeler de görülüyor. Ülkem ve insanımıza güven gelmesi herşeyin üstünde. Ülkemde olduğu kadar yöre gençleri üzerinde daha çok durulması kanaatini ısrarla vurgulayabilirim.

Saygı ve muhabbetle.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR