Dün sabah yine 7’de evden çıktık gazeteye 11 civarlarında girebildik. O saate kadar iki görüşme, bir de ziyaret yapmıştık. 

Genel anlamda şehirde asayiş berkelam idi.

Ama bu arada da zaman zaman telefonumuza gelen notlara ve fotoğraflara bakıyorduk.

Mesela çok sevdiğim gerçekten de şehir ve ülke sevdasına şahitlik edeceğim bir abim önce şu fotoğrafı gönderiyor

Altına da

“Hırsızlar çalışıyor, belediye ne yapıyor?

Yeter artık savunma şu Tahir Başkanı” diyordu…

Ben de herhalde bir yamukluk vardı. Durduk yerde ya da görüp bildiğim şahit olduğum inandığım olayların dışında hiçbir zaman Tahir Başkan’ı körü körüne savunmadım.

Tanımayanlara sorsanız “Bu şehirde direkt ya da endirekt Tahir Başkan’ı en çok eleştiren gazeteci kim?” deseniz o da yazılanlara çizilenlere bakar hiç düşünmeden “Uğur Özteke” der.

Adı üstünde hırsız. Hem de pis mi pis hırsız. Hırsıza kilit mi olur?

Konu Tahir Başkan’ı sevmek sevmemek değil.

Yeri geldiği zaman iyiye iyi kötüye kötü diyebilmektir.  Ve bunları hiçbir zaman bir çıkar ya da menfaat karşılığı yapmamaktadır.

Haaa konu Tahir Başkan ise gözü kapalı kalıbımı basarım mevcutlar içerisinde şimdiye kadar hep en iyi Tahir Akyürek olmuştur.

Ve bunu da biz demedik diyemeyiz de. Tahir Başkan da bizim değil başta Devleti yönetenlerden siyaseti dizayn edenlerin nazarında hep 1 numara olmuştur.

Dedik ya öğlene kadar şehri turladık.

Vallahi bu işin partisi Ak’ı gökü olmaz.

Konya emsallerinin dışında bile ülkenin en temiz ve düzenli şehirlerindendir. Sabahın köründe turuncu temizlik işçilerinden tutun yeşilli park bahçe çalışanları her yerde karınca gibi kafalarını kaldırmadan arkalarından geçen arabalara dahi bakmadan çalışıyorlardı.

Polis önemli kavşaklarda nöbetteydi.

Hatta belli yerlerde ısrarla yasak park yapılan cadde üzerlerinde kuş uçurtmuyordu.

Evet sabah mesai yoğunluğunu anlarız 11’de bile trafik bazı kavşaklarda akıp gitmiyordu ama zamanla bunları da aşacağız diye düşünüyorum.

…………….

Geçen günkü yazımıza bizi takip eden ve inanan okurlarımızdan iki gün öncede şöyle yorumlar gelmişti.

Selçuk Bozovalı Bey “MTA ve Anadolu Teknik Sanayi kavşaklarına alttan sağa sola giriş çıkış olacak şekilde çok acil kavşak yapılmalı ve çile sona erdirilmeli.”

Şehir sevdalısı rumuzlu okurumuz, “Halen tırlar ve ağır vasıtalar günün her saatinde şehir trafiğinde seyrediyor ve şehrin ara sokaklarında park ediyor hangi karar alındı acaba.”

Musa Akbaş Bey, “Bugün pazar Muhacir Pazarı’nda eskiden gidince Meslek Lisesi’nin içine park eder pazarımızı bozardık şimdi gidiyoruz park yeri yok bunu da yaz Sayın Uğur abim”

İyi insan rumuzlu okurumuz, “Uğur abicim, sen sabah ve akşam trafiğinden haberin yok herhalde, birde Ankara Yolu’ndan gelen pancar kamyonları İstanbul Yolu’na çıkıp fabrikaya gidiyorlar. Eski arabalar, fazla yükler zahmet olacak ama sabah ve akşam trafik saatlerinde bu kamyonların gidişlerini iptal etsinler. Ha Tahir Başkan diyorsun ya bize de yazıklar olsun iş yapmayan adamlara oy vermişiz. Trafik problemini çözmezlerse halk onları çözecek rahat olsunlar.....”

Vatandaş rumuzlu okurumuz “Sevgili Uğur abicim. Konya trafiği bitmiş durumda. Bu trafiği bu hale getirenlere ne denmeli. % 70 oyun sonucu bu mu olmalı? Yolda yürüyeceğine akşamları bir trafiğe arabasıyla çıksın da görelim başkanı. Konya’nın trafiği rezil durumda. 10 yıl sonra ne olacak Allah bilir?”…

…………..

Evet herkes haklı.

Buyurun bu kareyi de Pazar günü Nalçacı Caddesi’nde bizzat ben çektim.

Bunlar yanılmıyorsam binalara kurulan demir iskeleler çok güzel istif edilmiş ama arka kapağı açık. Yollarımızda yani asfaltımızda pürüzsüz ya (!) kaymak gibi yaa.. Araç çukurlara girdikçe kamyon zıplayıp duruyor. Bunlardan bir tanesi arkadan gelen araca düşse camından içeri girse ne olacak?

……………..

Şimdi her aracın arkasına bir polis otosu mu takılmalı?

Tamam hiç kimse hiç bir kurum kuruluşumuz eksiksiz hatasız değil. Eksiksiz değil. Ama genel anlamda diyoruz ki fert fert adam adam şahıs şahıs kendimiz hatalarımızı eksiklerimizi asgariye indirebilirsek belki o zaman daha çabuk istenilen arzulanan seviyeye geliriz.

Yine de bir kuruş işlemiş isek özür dileriz.

Bir hatamız var ise af ola.

Biz şehrimizi de ülkemizi de kendi insanımızla birlikte seviyoruz.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Tatlılıkla kullanılan her kelime yara sarar. Kullanılması bilinmeyen her cümle yara açar. İnsan inceldiği yerden değil incindiği yerden kopar.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Araçlardaki sinyal kollarının süs olsun diye konulmadığını bilip sinyal vermenin mecburi bir trafik kuralı olduğunu bilip kullandığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.